Genel

Ülke ekonomisine zarar veren betona alternatif aranıyor!

İnşaat sektörü temsilcileri betonun ömrünün kısa olması ve karbon salımına neden olduğu için, betona alternatif arayışının devam ettiğini dile getirdi. 

Dünya Şehircilik Günü kapsamında değerlendirmelerde yapan inşaat sektör temsilcileri, inşaat yapımında betonsuz uygulamaların mümkün olduğunu, sürdürülebilir bir çevre için artık yeni yöntemlerinin oluşturulması gerektiğini dile getirdi.

Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı (KENTSEV) Genel Sekreteri Haldun Ersen, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin tüm dünyayı ve Türkiye'yi afetlere ve göçe açık hale getirdiğini, özellikle şehirleri riske atan iklim değişikliğine karşı acil önlemler alınması gerektiğini belirtti. Dünyada karbon salımının artmasının iklim değişikliğini yaratan en önemli sorunlardan biri olarak insanlığın karşısına çıktığını söyleyen  Ersen, insanların ve diğer canlıların ölümüne, doğanın tahribine, milyonlarca insanın göç etmesine sebep olan bu problem için önlem alma zamanı geldiğini, ülkelerin Paris İklim Anlaşması'nı zorunlu bir yol haritası olarak benimsemesi gerektiğini belirtti.

Ersen, son senelerde karbon salınımının yükselmesiyle şehirlerde hava kalitesinin azalmasından ısının yükselmesinden büyük yangın ve sellerin yaşanmasından söz ederek karbon salımının yükselmesinin deprem risklerini de yükselteceğini vurguladı. Önlem alınmaması durumunda ülkelerin ulusal geleceklerini ve sürdürülebilirliklerini zorlayabilecek durumlar yaşanabileceğini belirten Ersen, şu bilgileri aktardı: 

"Paris İklim Anlaşması kapsamında konutlarda ve binalarda kullanılması gereken sürdürülebilir ve karbon salımı düşük malzemelerin üretilmesi ve kullanılması çok önemli olacak. Yapılan araştırmalarda konut ve bina üretiminde kullanılan malzemelerin toplam karbon salımının yüzde 40'ını oluşturduğu görülmektedir. Beton yerine alternatif malzeme üretimi veya karbon salımı düşük beton üretimi konusunda Ar-Ge çalışmalarının yeni dönemde daha da gelişeceği görülmektedir. Özellikle şehirlerin gelişiminde çevresel sürdürülebilirlik ve kentsel dönüşüm konusu daha da önemli hale gelecektir."

"Kentsel dönüşüm sıfır karbon hedefine katkı sağlayacak"

Haldun Ersen, kentsel dönüşüm ile şehirciliğin birbirinden bağımsız olamayacağını söyleyerek bu çerçevede kentsel dönüşüm yasasının revize edilmesi, çevresel sürdürülebilirlik konusunun bakanlık ve yerel yönetimler düzeyinde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Çevresel sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği sağlayan kentsel dönüşümün karbon salımı düşük konutlarla Türkiye'nin 2053'teki sıfır karbon amacına yardımcı olacağını dile getiren Ersen, bu süreçte Paris Anlaşması'na sıkı sıkıya bağlı kalmanın önemini anlattı. Ersen, "Kamu binaları ve konutlarda karbon salımının azaltılması amacıyla hayata geçirilecek projeler desteklenmeli. Kentsel dönüşüm yasası çevresel sürdürülebilirlik ve karbon salımı düşük binaların üretimi şeklinde revize edilmeli." şeklinde konuştu.

"Maharet ev yapmakta değil doğaya saygıda"

Helmann Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün ise Türkiye'deki konut üretiminin ve mimarinin artık tekdüze olduğunu şehirler ve üreticiler değişse de "betonun" değişmediğini dile getirdi. Herkesin ev inşa edebileceğini bunun maharet olmadığını söyleyen Özgün, "Asıl maharet şehirlerimize ve şehircilik anlayışına saygı duyarak, toprağa, hayvanlara ve bitkilere zarar vermeden konut üretebilmek." dedi. İstanbul'da milyonlarca insanın evinde balkonun bile olmadığını pencerelerden yeşil namına hiçbir şey olmadığını anlatan Özgün, "Betona boğarak şehirlerimize ihanet ediyoruz. Eskiden her şehrin, her semtin, her hatta mahallenin kendine mahsus bir karakteri, üslubu, rengi, kokusu, kısaca şahsiyeti vardı." şeklinde konuştu.

Özgün, Türkiye'de 20 milyona yakın konut olduğunu söyleyerek şunları söyledi: 

"Bu konutlardan dönüştürülmesi gerekenlerin sayısı 7 milyona yakındı. Az da olsa bir kısmı dönüştürüldü. Yani toplam stokun 3'te birinin yıkılması gerekiyor. Yık-yap, yık-yap nereye kadar bu şekilde devam edeceğiz? Uzmanlarının büyük kısmı betona 60 yıl ömür biçiyor. Hiçbir betonarme bina geleceğe miras kalamayacak. İleride kimse 21. yüzyıl mimarlığından söz edemeyecek. Geleneksel inşaat teknikleri ve doğal malzemelerle ev yapma üzerine eğilmeliyiz. Bu konuya talebin artacağını düşünüyorum."

"Betonarme binaların ekonomilere milyarlarca dolar zararı var"

Selman Özgün, betonarme binaların kısa ömürlü olması ve geri dönüştürülememe gibi sorunları olması sebebiyle her sene ülke ekonomilerine milyarlarca dolar zarar verdiğini kaydederek, şu değerlendirmeleri yaptı: 

"Betonun geri dönüşümü de yok. Bu gidişle topraklarımızın uçsuz bucaksız bir moloz çöp döküm sahasına dönüşme ihtimali var. Tek çözüm, geri dönüştürülebilir doğal malzemelerle inşaata yönelmek. Sürekli yap-yık modeli ekonomik kayıp demektir. Hangi ülke bu derece ekonomik kayba dayanabilir? Her yıl ömrü dolan 500 bin konutun yıkılması gerekiyor. Ömrümüz yapıp yıkmakla geçebilir mi? Diğer inşaat malzemeleri ile karşılaştırdığımızda en az ömürlü malzeme beton. Dünyada betonun kapladığı alan, yeşil alanları geçti. Artık betondan vazgeçmeli, alternatif ürünlere yönelmeliyiz."

"Geleceğin binalarında beton olmayacak"

Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt, yatırımcının konuta bakış açısının ve sektörden beklentilerinin değişime uğradığını söylerek daha az katlı, bahçeli, geniş balkonlu, doğaya zarar vermeyen veya zararı minimum ölçüye düşüren malzemelerin kullanıldığı binaların artık talep göreceğini dile getirdi. Bundan sonra binalarda betonun daha az kullanılacağını veya hiç kullanılmayacağını, çeliğin daha fazla tercih edileceğini söyleyen Özyurt, "Çelik evlere doğru gidiş var. Çevreci sistemler, arıtma sistemleri, güneş panelleri, prefabrik, hızlı ve ekonomik çözümlerle konut üretilecek." şeklinde konuştu.

Özyurt, son zamanlarda tüketicinin talebinde yaşanan değişikliğin şehircilik konusunda da olumlu bir gelişme olduğunu belirterek "Bahçeli, daha az katlı, balkonlu, peyzaj alanı ve yürüyüş parkurları bulunan projelerin daha çok tercih edilmesi şehircilik açısından da güzel gelişme." açıklamasını yaptı. 

Sektörde yaşanan dijital gelişmelerden bahseden Özyurt, şunları söyledi: 

"Sektör gelecekte bilim kurguyu andıran gelişmelere sahne olacak. Örneğin, inşaat atıklarıyla değerli bir kaynak yaratmak öncelikli olacak. Organik atık ve mantar sporlarıyla yetiştirilebilecek yapı malzemeleri geliştirilmesi ve eski nesil bir binanın atığının yeniden kullanılarak, yeni nesil binalar için malzemeye dönüştürülmesi mümkün olacak. Plastikten sürdürülebilir yollar oluşturmak için plastik atıkları kullanan ülkeler var. Hollanda'da plastik atıklarından bisiklet yollarının yapılması konuşuluyor, hatta denemeler başladı."

İnşaat sektöründe beton kullanımı azaltılsın önerisi!