29 / 12 / 2024

Ülke yapı kalitesi ile yükselir

Ülke yapı kalitesi ile yükselir

Bir ülkenin kalkınmışlığını kaliteli ve mimari estetiği olan yapılarından; bir ülke insanının medeniyet seviyesini ise yaşadığı yapıların kalite ve konforundan hemen anlarsınız. Osmanlı tarihi hariç, Cumhuriyet tarihinden bu yıllara kadar gelecek neslimiz



Bugünkü yaşam kültürümüzün izini bırakacağımız yapılar yok. Sadece binaların rengini değişik renk yapmaktan başka gerçek mimarlık hünerlerini gösterme fırsatını bulamadan yok olup giden beyinlere yazık…

 

Ne biz inşaatçılar, ne de toplum çok önemli bir iş yaptığımızı idrak etmiş değiliz. Bizler ülkenin kalkınmışlığının ve dolayısıyla ülke insanımızın gelişmiş dünya ülkeleri ile her konuda yarışında başarılı olmalarını sağlayan önemli bir unsuruz.

 

Biz inşaatçılar, projeleri çizen mimarlar ve mühendisler, inşa ettiğimiz yapıları sağlıklı, sağlam, konforlu ve şık yaparsak, ülke geleceğine büyük etkisi olan bir iş ortaya çıkarmış oluruz. Ameliyat yapan bir doktor, eğitim veren bir öğretmen, ülkeyi idare eden siyasetçi veya bürokrat, adaleti sağlayan hakim, sporcu, ülkemizin ekonomisini elinde tutan işadamlarımız gibi sayacağımız tüm ülke insanlarımız evinde daha sağlıklı ve daha mutlu olacaktır. Evde uyurken belli bir oksijene ihtiyaç vardır, bunu inşaat tekniği olarak sağlamalısınız. Konforlu bir evde yaşarsan işine daha mutlu gidersin. İşyerinde otopark sorunun olmazsa daha başarılı, verimli ve daha keyifli bir iş çıkarırsın. Evleri de işyerlerini de bizler inşa ediyoruz.

Sokağa çıktınızda pırıl pırıl kaldırımlar, yollar ve bakımlı parklar, estetikli binalar gördüğünüzde o gününüz daha mutlu ve huzurlu geçmez mi? Pırıl pırıl bir şehirde yaşadığınızı hissedince, siz de kendi evinizin önünü yeşillendirmez misiniz bir düşünün…

 

Bir de bugünkü yapılara bakın. Estetikten yoksun, sağlam ve depreme dayanıklı değil. Konfor rast getire… Üstüne üstlük İstanbul'da nereden bakarsan bak kırmızı çatılar gözüküyor. İvedilikle bu çatı anlayışından vazgeçip yeşillikli ve sosyal tesisleri olan teraslı binalar inşa etmemiz lazım.

 

Bilmediğim nedenlerle toplumda kötülenen hatta filmlere bile kötü olarak konu olan müteahhitler ülke ekonomisine, ülke kalkınmışlığına ve ülkemizi AB'ye girme sürecinde ülke insanının gelecek nesilleri yetiştirdiği mekanlar yapmak gibi önemli bir iş yaparken neden bu kadar karalanırlar anlamakta güçlük çekiyorum. Her meslekte çürük elma vardır ama en az olan sektör inşaatçılardır.

 

Siz emlak alıcılarına buradan seslenmek istiyorum. Bizim çürük elmalarımızı sizler yaratıyorsunuz. Sizler ucuz olsun fark etmez mantığı ile firmaların geçmişini araştırmadan ev aldınız. Bilhassa 2000'li yıllara kadar işportacı, taksici, manav, mobilyacı veya başka meslek gruplarından önüne gelen inşaat yaptı, sizler de daire aldınız. Ailenizin sağlığını emanet ettiğiniz bu alımlar, sizin için soğan almak gibi ise benim söyleyeceğim bir şey yok. Ancak sizler eğer bilinçli birer alıcı iseniz, o zaman aldığınız gayrimenkulü inşa eden, projelendiren grubu iyi inceleyin ve iyi irdeleyin. Kurumsal kimliği olan ve binlerce kalemden oluşan, inşaat sektöründe geçmişi olan müteahhit firmayı seçin. Sağlam ve kaliteli inşaat yapmak öyle sanıldığı gibi basit, herkesin yapabileceği bir iş asla değil.

 

Bir de Türkiye'de ve İstanbul'da “Lüks yapı fazla” diyenlere bir çift sözüm var. Siz lüksten ne anlıyorsunuz? Türk'e yakışır yapı ne kadar vardır hiç düşündünüz mü? İstanbul'un yüzde 95'inin yıkılıp yeniden yapılması lazım. Şu anda şehrimizdeki konutların sadece yüzde 5'inde kaliteli ve konforlu yapı var. Vizyon başkentimiz İstanbul'da lüks gerçeği bu. Ne yazık ki aydınlarımız, sivil toplum örgütlerimiz dahil, konforlu ve lüks yapılar inşa edildiğinde toplum ayaklanıyor. Aksine izbe, kötü, kalitesiz sıradan binalar veya gecekondular yapıldığında hiç tepki görmüyorsunuz. Her yeni şeye tepki göstermek doğaldır. Çok yakında estetikli ve konforlu binalara toplumca alışacağız.

 

Son söz olarak şunu söylüyorum; gelecek neslimizi gelişmiş ülke insanları ile bu yapılarda yetişmiş çocuklarla yarıştıramayız ve bizler geri kalırız. Son pişmanlık fayda etmez. 


Geri Dön