Uludağ yaz turizmine açılacak mı?
Yılbaşı tatilini geçirmek üzere gittiğim Uludağ’da yanıtını aradığım soru şuydu: 50 yıldır ulusaldan uluslararası bir kayak merkezine evrilmesi gerekirken, nasıl olur da “bölgesel” sınırlara çekilir?
Yılbaşı tatilini geçirmek üzere gittiğim Uludağ’da yanıtını aradığım soru şuydu: 50 yıldır ulusaldan uluslararası bir kayak merkezine evrilmesi gerekirken, nasıl olur da “bölgesel” sınırlara çekilir?
Bu sorunun birden çok yanıtını sıralamak mümkün. İçlerinden biri bana yeterli geldi:
Türkiye’nin Davos’u, kayak merkezi Uludağ’da halka açık tuvalet yok!
Her yıl yerel idarecilerin ve yatırımcıların katılımıyla düzenlenen Uludağ Milli Park Koordinasyon Kurulu toplantılarında, Uludağ’ın turizm potansiyeli masaya yatırılırken; yol, tuvalet, otopark gibi sorunların bile aşılmamış olduğu ifade ediliyor.
Ağaoğlu My Mountain’in lobisinde Bursalı sanayici ve eski TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran ve Ali Ağaoğlu ile sohbet ederken de bu konu gündeme geliyor. Yurtkuran, “Yalnızca; Uludağ 1. Oteller Bölgesi’nde Karkay günlük dinlenme tesisi ve Beceren Kafe’de, 2. Oteller Bölgesi’nde ise geçtiğimiz yıl açılan teleferik istasyonunda halka açık tuvalet bulunuyor” diyor. Ağaoğlu, kendi üslubunca idarecilere sitem ediyor:
“Uludağ’dan bir şey olmaz. Belediye Başkanı’na (Recep Altepe) ‘Buraya 1000 araçlık otopark yapıp anahtarını size vereyim, geliri de belediye hizmetlerine gitsin’ dedim.”
Bu teklifi dikkate almayan idare, 100 araç kapasiteli otopark yapıyor...
KAYAK PİSTİNDE MANGALCILAR!
Uludağ Milli Parklar Bölge Müdürlüğü’ne bağlı dağda, günübirlik trafik artarken, her araçtan (taksi dahil) ücret alan idarenin hizmet üretmekte yetersiz kalması, “Bu dağın sahibi kim?” sorusunu güncelliyor.
Hafta sonu ve sömestr gibi yoğun günlerde günlük 2 bin 500-3 bin civarında araç girişiyle ziyaretçi sayısı 20 bine ulaşıyor.
Kabataş-Mudanya Feribotu ile Uludağ’a gidecek İstanbul yolcuları, entegre taşıma sistemiyle önce otobüslere, oradan da teleferikle oteller bölgesine taşınıyor.
9 kilometrelik teleferik yolu 22 dakikada alınıp dağa varılıyor. 8 kişilik kabinlerle yolcu taşınırken, kayak takımları ve valizler sorun olabiliyor.Dağın “kayak merkezi” olma karakteri, giderek mangalcıpiknikçi yerine evriliyor. Kayak merkezinde mangal kazası haberleri, artık Uludağ için enteresan değil!
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2016 yılında Uludağ’a 30 milyon lira yatırımla 11 yeni tesis kazandırılacağını açıklıyor.Bakanlık, Oteller Bölgesi’nde 2 açık otopark bulunduğunu, 2016 yılında da kapalı otoparkın devreye gireceğini belirtiyor.Uludağ’da yaya güvenliğini tehdit eden araç trafiğine ilişkin önlemler alınmıyor.
YAZ TURİZMİNE AÇILACAK MI?
1961 yılında Milli Park Alanı olarak ilan edilen, toplam 12 bin 762 hektarlık bölgenin kış turizminin yapıldığı Birinci ve İkinci Gelişim Bölgeleri, 120 hektarlık bir alanı oluşturuyor. Bu alan kayak pistleriyle toplam 720 hektara ulaşıyor.
Milli Parklar Bölge Başkanlığı için oteller bölgesi, “işlerinin” yüzde 10’unu bulmuyor.
Kayseri’nin kayak merkezi Erciyes’teki uygulamayı hatırlatmak isterim. Kayseri Büyükşehir Belediyesi, 300 milyon Euro’luk yatırımla Erciyes Kayak Merkezi Planı’nı aşamalı olarak tamamladı.
Erciyes 2005 yılında bu yola çıktığında çıplak bir dağdı!
Uludağ ise 1970’lerde; odaların yok sattığı, otel lobilerindeki koltukların bile rezerve edildiği Türkiye’nin biricik kayak merkeziydi.Bu sürede 20’nin üzerinde 5 yıldızlı otelin açıldığı Uludağ, ne uluslararası bir kayak merkezi olma, ne de turizm sezonunu 4 mevsime yayma becerisi gösterebiliyor.
Dağda yaz sezonunda açık olan oteller; Alkoçlar ve Ağaoğlu My Mountain ile sınırlı kalıyor. Bursa’daki yoğun kentleşme ve baraj göllerinin yol açtığı iklim değişikliği nedeniyle Uludağ’da kar miktarının düşmesi sonucu sezon aralık-mart ayları arasına sıkışıyor.
Bu durumda Uludağ’ın yaz turizmine açılması artık bir zorunluluk.
Tabii önce Uludağ; piknik alanı mı, kayak ve turizm merkezi mi olacak, buna bir karar vermek gerekiyor!
Habertürk/Serpil Yılmaz