Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü: 13 Mayıs!
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Prof. Dr. Oğuz Yılmaz, 'Peyzaj Mimarlarının özellikle ülke planlama sürecine dahil edilmediği bir sistemi başarıyla sürdürenler, en kolayından başlayarak önce doğal ve kültürel peyzaj alanlarını hedef almıştır' diye
Prof. Dr. Yılmaz, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Genel Merkezinde yaptığı
basın açıklamasında, 'Tek amaçları varlıklarını ve güçlerini arttırmak olan,
bunu başarmak için hiçbir yaşamsal değeri ve insan unsurunu önemsemeyen küresel
güçler ve onların işbirlikçisi yöneticiler bugün ülkemizi de uçurumun tam ucuna
getirmiştir' diye konuştu.
'Öyle ki, atılacak tek bir adım daha toplumu karanlığa gömecek, aklın ve
bilimin yol göstericiliğindeki tüm yaşam biçimi değişerek yerini ilkel, paraya
dayalı, baskıcı, kayırıcı, sömürücü bir düzene bırakacaktır' diyen Yılmaz, şöyle
devam etti:
'Bunun paralelinde kentlerimiz, kırlarımız, kıyılarımız, sularımız,
ormanlarımız, meralarımız, yaylalarımız kısacası halkın tüm yaşam alanları da bu
düzenin doymak bilmeyen para hırsı için yok edilecektir. Dolayısıyla geleceğimiz
yok edilecektir.
İşte, çıkarları uğruna tüm bunları görmezden gelenlere karşı bilim
ışığında ve toplumcu bakış açısıyla en önde gelen meslek dalı olarak duranlar
ise; Peyzaj Mimarlarıdır.'
Peyzaj Mimarları Odasının kuruluşunun 1994 yılının 13 Mayıs günü
gerçekleştirildiğini, bu nedenle, her yıl 13 Mayıs gününün Peyzaj Mimarları Odası
7. Dönem Yönetim Kurulu tarafından Türkiye de 'Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü'
olarak ilan edildiğini hatırlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
'Peyzaj Mimarlarının özellikle ülke planlama sürecine dâhil
edilmediği bir sistemi başarıyla sürdürenler, en kolayından başlayarak önce doğal
ve kültürel peyzaj alanlarını hedef almıştır. Hızlı ve plansız alınan kararlarla
yeni rant alanları yaratılmış, bunun sonucunda su havzaları, ormanlar, göller,
kıyılar, çayır ve meralar, yaylalar, bitkiler, hayvanlar kısaca tüm doğal
kaynaklar baskılanmış ve yok edilmiştir. Bu yok oluşun sonuçları küresel ölçekte
de iklim değişiklikleri, çölleşme, su kaynaklarının kirlenmesi ve tükenmesi
olarak ortaya çıkmış, fakirleşme artmış, milyonlarca insan açlığa mahkûm
edilmiş, binlercesi açlığa yenilmiştir.
Bugün, serbestleştirme ve özelleştirmeler sonucu kamu işletmeleri
yerli-yabancı sermayenin talanına sunulmuş, kamusal hizmetler piyasaya açılarak
ticarileştirilmiştir.'
Dışa bağımlı politikaların uzantısı olarak Türkiye 'de meslek
disiplinlerine yönelik önemsizleştirme ve kimliksizleştirme politikalarının devam
ettiğini öne süren Prof. Dr. Yılmaz, konuşmasını şöyle tamamladı:
'Ulusal fiziksel planlama kademelerinde peyzaj planlarının yer alması
istenmiyor, planlama ekiplerine peyzaj mimarları alınmıyorsa, kıyılarımız sözde
turizm adına oteller zincirlerine feda ediliyorsa, tarım alanlarımız konuta,
ticarete, turizme açılıyorsa, ormanlarımız, meralarımız 2A, 2B yönetmelikleriyle
imara açılıyorsa, kentlerimiz kimliksizleşmeye doğru hızla sürükleniyorsa; sonuç
olarak toplumu ve değerlerini hiçe sayan projelere, yerel ve merkezi yönetimlerce
imza atılmakta kararlılık gösteriliyorsa, burada yanlış giden bir şeyler
vardır.'
AA