26 / 12 / 2024

Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü kutlanıyor

Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü kutlanıyor

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası ''13 Mayıs Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü'' dolayısıyla bir bildiri yayımladı.



Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Peyzaj Mimarları Odası'nın yayımladığı bildiride, "Küreselsermayenin egemenliğinin bir aracı olarak gündeme getirilen 'yerelleşme' politikaları ile su, toprak, orman, kıyılar ve madenler gibi doğal kaynakların tüm yurttaşların yararlanacağı varlıklar olmaktan çıkarıldığı, alınıp satılabilir 'mal' konumuna dönüştürüldüğü" savunuldu. Peyzaj Mimarları Odası Yönetim Kurulu, "13 Mayıs Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü" dolayısıyla bir bildiri yayımladı. Bildiride, peyzaj mimarlığının, öznesinde insan bulunan, yaşam ve geleceğin teminatı bir meslek disiplini olduğu belirtilerek, peyzaj mimarlığının yeryüzündeki doğal ve kültürel değerlerin korunarak kullanıma açılmasındaki önemine dikkat çekildi. Türkiye'de peyzaj mimarlığı mesleğinin görmezden gelindiği savunulan bildiride, "Maalesef ülke ölçüsünde hayati önemi olan fiziki planlama çalışmalarında peyzaj mimarlarına yer verilmemektedir" denildi. Özelleştirme sürecinin eleştirildiği bildiride, "küresel sermayenin egemenliğinin bir aracı olarak gündeme getirilen 'yerelleşme' politikaları ile su, toprak, orman, kıyılar ve madenler gibi doğal kaynakların tüm yurttaşların yararlanacağı varlıklar olmaktan çıkarıldığı, alınıp satılabilir "mal" konumuna dönüştürüldüğü" savunuldu. Bildiride, "borç içine sıkıştırılmış ve üretimden koparılmış bir ekonomik sistemi kabul etmeye zorlanan insanların yaşam alanlarını doğrudan etkileyen bu süreçte küreselleşmenin sorgulanması" gerektiği kaydedilerek, gelişen ekonomik koşullarda kullanılan araçların, ülkesinin doğal ve kültürel kaynaklarının kullanımı ve korunması konularında lisans alan peyzaj mimarlarının gündeminde olduğu kaydedildi. Bildiride şu ifadelere yer verildi: "Kıyılarımız, oteller zincirlerine feda ediliyor, yabancılara konut yapımı için tüm sahil şeritlerimiz TOKİ'ye devredilip İspanya modellerinden söz ediliyorsa, tarım alanlarımız konuta, santrallere, turizme açılıyorsa, 'ulusal kalkınma politikaları' adı altında ekonomi tuşlarınızı geçici ve günlük çözüm olan turizme dayandırıp ormanlarımız golf alanlarına tercih ediliyorsa, orman alanlarımız 2A, 2B yönetmelikleri ile imara açılıyor ve arazi spekülatörlerinin gündemine giriyorsa, yer altı ve yerüstü su kaynaklarımız satılıyor, olmayan bir enerji politikası üzerinden longoz ormanlarımız, milli parklarımızı tehdit eden ve yanlış yer seçimleri konusunda peyzaj mimarlarının ısrarla merkezi ve yerel otoriteyi uyardığı halde termik santraller yapılıyorsa, denizlerimiz doldurularak deniz yaşamı bitiriliyorsa, dönüşüm yasaları ile kentlerimizin biyosfer kaynakları rant kaynaklarına tercih ediliyor, kentlerimizin koruma kaygısı olmaksızın kimliksizleşmesi yolunda insanımızın barınma hakları ellerinden alınıyorsa, halkı ile barışmayan projelere imza atılmakta kararlılık gösteriliyorsa peyzaj mimarları gündemin dışında kalamazlar, kalmazlar." Kamusal alanların tasfiyesinin ekonomik bir araç olarak görüldüğü ileri sürülen bildiride, peyzaj alanları üzerindeki kayıpların da arttığı ifade edildi. "Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü" olarak kutlanan bugünde, yayımladıkları bildiriyle peyzaj mimarlarının halkı bilgilendirdiği ve kamusal sorumluluklarını yerine getirdiği kaydedildi.

Geri Dön