Sektörel

Uluslararası Çevresel Etki Değerlendirmesi Kongresi yapıldı!

Uluslararası Çevresel Etki Değerlendirmesi Kongresi yapıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar İstanbul' da inşa edilecek havalimanın oluşumu için Çevresel Etki Değerlendirme raporunu verdiklerini belirtti...

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İstanbul'da inşa edilecek havalimanın oluşumu için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunu verdiklerini, 2 büyük nükleer enerji santralinin de ÇED sürecinin sürdüğünü belirterek, "Bir takım gazetelerin de yazdığı gibi 'Bunlara ÇED verilmedi' şeklinde kesinlikle böyle bir şey yok. ÇED raporu verilerek bunlar yapılacak" dedi.


Bayraktar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Türkiye Çevre Koruma Vakfı tarafından İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen, "Uluslarsarası Çevresel Etki Değerlendirmesi Kongresi"nde yaptığı konuşmada, insani değerler ve ortak gelecek olan çevre başta olmak üzere, birçok konuda politika yürüten ve çözüm üreten AB'nin, bölgesel barışı ve istikrarı tesis etmek, bu yöndeki çabalara destek vermek gibi ciddi sorumlulukları bulunduğunu söyledi. 


AB'nin temel prensiplerinden bir tanesinin de çevre konusuda inisiyatif almak ve yürütülen çabalara destek vermek olduğunu aktaran Bayraktar, bölgesinde istikrarı sağlamış bir AB'nin, dünyanın sorunlu birçok bölgesinde de problemleri çözen ve güven veren bir konuma geleceğını kaydetti.


Bayraktar, gelişen ve hızlı bir değişime uğrayan dünyada, Türkiye'nin durumunun dikkatle izlendiğini belirterek, AB üyesi bir ülke olmak için, var gücü ile çalışan Türkiye'nin, insan odaklı politikalarının aslında AB konusundaki kararlılığını ve özgüvenini gösterdiğini dile getirdi.


Türkiye'nin, insan haklarını öncelik alan politikalarının, AB'ye güç ve katkı sağlayacağını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:


"Türkiye, geçmişine oranla ekonomi ve insan kaynakları açısından ciddi ilerleme kaydetmiştir. Türkiye'nin sahip olduğu bölgesel ve küresel vizyon, bize bu anlamda önemli bir rol biçmektedir. Türkiye, Aralık 1999'te, oybirliği ile AB'ye aday ülke olarak kabul edilmiş ve müzakereler başlatılmıştır. Katılım müzakereleri, Türkiye'nin başlattığı modernleşme ve dünya ile entegre olma sürecinin önemli halkalarından biridir. Türkiye, mevzuatını AB müktesebatıyla uyumlu hale getirmek için yoğun bir gayretin içindedir. AB'ye üyelik hedefi doğrultusunda ilerleyen Türkiye, çevre konusunda da köklü ve somut reformlar ile AB'ye uyum sağlamayı hedeflemektedir. Uyum ve uygulama çalışmaları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda, ilgili tüm kurum ve kuruluşların da katkıları ve katılımlarıyla devam etmektedir."


 


- "Avrupa yanılgıya düştü"


 


Bayraktar, çevre faslının, zorlu yapısından dolayı birçok aday ülke için müzakereye açılan son fasıllardan olurken, Türkiye'nin 12. fasıl olarak görüşmelere başlamasının önemine işaret ederek, bunun Türkiye'nin çevre alanındaki kararlı tutumunun bir göstergesi olduğunu vurguladı.


Bakan Bayraktar, geçmişte Avrupa'daki birçok ülkenin, sanayileşme konusunda gösterdiği büyük atılımın çevreye etkileri konusunda ciddi bir yanılgıya düştüğünü belirterek, şöyle devam etti:


"Geriye dönüşü çok pahalı, hatta çoğu zaman imkansız olan bir sürecin yaşanmasına sebep olan sanayi kurumları hem Avrupa tarafından hem dünya tarafından bilinmektedir. Bu bağlamda yine geçmişte AB üyesi ülkeler yıllarca, inşa ettikleri hiçbir nükleer santrale hatta fabrikaya ÇED raporu almamışlardı. Tuna Nehri başta olmak üzere, Avrupa'nın nehirleri ve çevre yıllarca kirletilmiştir. İstanbul'da inşa edilecek havalimanın oluşumu için ÇED raporunu verdik ve izlemeye devam ediyoruz. Ülkemizde inşa edilecek 2 büyük nükleer enerji santralinin de ÇED süreci devam ediyor. Bir takım gazetelerin de yazdığı gibi 'Bunlara ÇED verilmedi' şeklinde kesinlikle böyle bir şey yok. ÇED raporu verilerek bunlar yapılacak. Bunların çevresel etki değerlendirmesini hem düzenliyoruz hem de kontrol edeceğiz. "


 


- "Avrupalı muhataplamızın hassasiyetinin farkındayız"


 


Bayraktar, yıllarca sadece kendi çevrelerini değil, komşularının da çevresini ve geleceğini bir anlamda acımasızca kirleten Avrupalı muhataplarının hassasiyetinin farkında olduklarını söyledi.


Türkiye'nin, sürdürülebilir kalkınmayı, yani çevresel değerler olan su, toprak ve havayı koruyarak, gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmayı temel hedef olarak belirlediğini anlatan Bayraktar, şunları kaydetti:


"Biz hem gelişeceğiz, büyüyeceğiz hem de çevremizi geçmişte yapılan hatalardan ders alarak, onların da tecrübelerinden istifade ederek, koruyup kollayacağız. Çünkü birilerinin fantezisi olan çevreyi, biz; hayatın vazgeçilmez bir gerçeği olarak görüyoruz. Bugün, ülkemiz başta olmak üzere, yeryüzünde yaşayan tüm insanların, sağlıklı, dengeli ve sürdürülebilir bir çevrede hayat hakkı bulmasını arzu ediyor, bunun en temel bir hak olduğunu da savunuyoruz. Bu doğrultuda; ülkemizde yürütülen ÇED uygulamalarının başarı ile sürdürüldüğünü belirtmek isterim."


 


- "Kişi başına 18 metrekare yeşil alan"


 


Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, son yayımlanan AB İlerleme Raporu'nda, Türkiye'nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın koordinasyonunda yürüttüğü "su kalitesi, gürültü kirliliği ile mücadele, atık yönetimi ve hava kalitesi çalışmaları"ndan övgüyle bahsedilmesinin, konunun muhatapları bakımından da doğru algılandığını gösterdiğini ifade etti.


Bayraktar, raporda, Türkiye'de atıksu arıtımı kapasitesinin arttığı, gürültü konusundaki mevzuat uyumunun ileri düzeyde olduğu, ayırma, ayrıştırma ve geri dönüşüm kapasitesinin geliştiği, sadece Marmara Bölgesi'nde Marmara Temiz Hava Merkezi ve 11 ilde 39 istasyon ile havanın izlendiği, gürültü haritalarının ve eylem planlarının oluşturulmasına yönelik pilot çalışmalar için hazırlıkların devam ettiği, düzenli depolama tesislerinin AB standartlarına getirilmesine yönelik çabaların artarak sürdüğü gibi ifadelerle Türkiye'nin çevre alanında iyi çalışmalar yaptığının ifade edildiğini hatırlattı. 


Türkiye'nin çevre konusundaki hassasiyetlerine değinen Bayraktar, "Önümüzdeki 10 yıl içinde, Avrupa'yı yakalamış ve modern dünya standartlarının üzerine çıkmış bir Türkiye hedefliyoruz. Örnek olarak dünya standartlarında kişi başına, 8-12 metrekare yeşil alan düşerken, biz ülke olarak dönüşüm çalışmalarımızda, dünya standartlarının üzerinde, kişi başına 18 metrekare yeşil alan hedefliyoruz" dedi.


 


- İklim değişikliği ile mücedele


 


Bayraktar, Türkiye'nin sera gazı emisyon azaltım hedefi almamasına rağmen iklim değişikliği ile mücadele konusunda üzerine düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirdiğini söyledi.


Türkiye'nin, ABD ve Çin gibi ülkelerin imzalamaya cesaret edemediği Kyoto Sözleşmesi'ne büyük bir cesaret göstererek imza koyduğunu belirten Bayraktar, Türikye'nin sadece kendi kaynakları ile 1990-2012 döneminde sera gazı emisyonlarını yüzde 21 oranında azaltma başarısını gösterdiğini kaydetti. 


Vatandaşlarımızın sağlıklı, güvenli ve hayat kalitesi yüksek bir çevrede yaşamasını temin etmek için ÇED sürecini bakanlık olarak büyük bir dikkat ve kararlılıkla yürüttüklerini ifade eden Bayraktar; "Ülke olarak, kirliliğin oluşmadan engellenmesi ilkesine dayanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'ni, 20 yılı aşkın süredir kararlılıkla uygulamaktayız ve gittikçe de geliştirmekteyiz. Yönetmeliği, sınıraşan hususlar hariç, AB ÇED Direktifi ile tam uyumlu hale getirdik. Özellikle Katılım Öncesi Mali İşbirliği Aracı projeleri ile altyapı çalışmalarını da desteklemekteyiz" bilgisini verdi.


Bayraktar, ÇED sürecinin elektronik ortama aktarılmasıyla zaman kayıplarının önleneceğini, ortalama 180 gün olan ÇED sürecinin, 60 günde tamamlanabileceğini belirtti. 


Toplantıda konuşmaların ardından ÇED sürecine katkıda bulunan kurum ve kuruluşların temsilcilerine plaket verildi.


AA