26 / 12 / 2024

Unesco gözüyle yeni Haliç: Kentler yaşamalı!

Unesco gözüyle yeni Haliç: Kentler yaşamalı!

Karaköyden geçip tarihi yarımadaya bağlanan Haliç Metro Geçiş Köprüsü projesi ve metro inşaatı beraberinde Tarihi yarımadanın görüntüsü bozulacak mı tartışmasını getirdi



UNESCO adına yeni Haliç köprüsünü değerlendiren Prof. Dr. Siviero, "Kenti müze gibi saklayamazsınız. Kentler yaşamalı" dedi.

Projeyi değerlendirmek için Türkiye gelen ve UNESCO adına bir rapor kaleme alan Prof. Dr Enzo Sivieroyla konuştuk. Köprüler konusunda uzmanlaşan inşaat mühendisi ve Venedik Üniversitesi öğretim görevlisi Siviero, tarihi korurken önceliğin insandan yana olması gerektiğine vurgu yapıyor.

Tarihi kentlerde yapılan inşaatlar, yeni düzenlemeler her zaman tartışmaya yol açıyor. Bu sorun nasıl aşılabilir
Önemli olan var olan özellikleri farklı bakış açılarından karşılaştırabilmek. Dar bir bakış açısıyla bakarsanız Süleymaniye Camiinin mimarisiyle çatışırsınız. Michalengelonun köprüsü (Şişhane-Unkapanı arasına yapılacak köprüye esin veren köprü) 500 yıllık ama günümüzde ihtiyaç duyduğumuz köprü modern olmalı. 500 yıl öncesine ait bir köprüyü kullanamazsınız.
İnsanların ulaşımda önceliği hem hava koşullarına karşı kendini koruyan, aksamadan işleyen ve bu gereklilikleri yerine getirirken görsel olan bir metro düzeni. Bana öyle geliyor ki, bazen geçmişi çok fazla vurguluyoruz, etrafınıza bakarsanız, yüksek binalar, gökdelenler var, bunlar önemsiz problemler. Aslında, bu kültürel bir savaştan daha çok politik bir savaş.
 
Her adımda sabır, müzakere ve uzlaşma

Tarihi alanlarda öncelik ne olmalı Mimarlar nasıl çalışmalı
Önden bazı skeçler hazırlayıp bunları insanlarla paylaşmalı. Sabırlı olmalısınız. Bu çok önemli çünkü işin geçiş aşamalarını atlayıp insanlara sonucu sunarsanız, esas itibariyle insanlar belki karşı çıkmaz ama korkarlar.
Ama eğer en baştan bir masanın etrafında oturup tartışırsanız, Bunun avantajı şu ya da bu derseniz, uzlaşmaya varabilirsiniz. Köprü dizayn etme konusunda birçok tecrübe edindim. Ben her zaman bu şekilde çalıştım. Çünkü tarihi tarafta size onay vermesi gereken insanlar var. Bu onayı almak için onlarla önceden müzakere etmeniz gerekli. Eğer önceden tartışırsanız her nasılsa bu onay otomatik olarak verilir. Eğer gelip Bu benim projem, evet ya da hayır deyin derseniz, size tamam demezler. Müzakere bizim hayatımızın parçası.
 
Venedik müze gibi insanlar yaşamıyor

Tarihi kentlerin dokusuna uygun olmayan uygulamalar çok tartışılıyor. Bir yanda da yaşamsal gerekler var. Bu sorun nasıl aşılabilir

Korumayı dikkate almalısınız ama bir müzeden bahsetmiyorum. Müze, girip para ödediğiniz yerdir. İnsanlar tarihi yerlerin içinde yaşamalı. Bu hayatın bir parçası olmalı.
Bu sadece turizm için olmamalı. Turizm de hayatın bir parçası. Ama yaşamazsanız şehir ölür. Müze yaşamak değildir, müzeyi gezerken, kafeye gidersin, hediye alırsın biter. Venedikte buna benzer bir durumumuz var, biliyorsunuz. Venedikin problemi orada yaşamadan yaşaması insanların. Sonuçta 150 bin kişi yaşarken, şimdi sadece 40 bin kişi kaldı. Normal hayat çalıştığın, markete gittiğin, otobüs beklediğin hayattır. Koruma insanların içinde yaşayabileceği şekilde olmalı. İnsanları şehrin içerisinde tutacak her çaba, her gayret gösterilmeli.
 
Mimari açıdan iyi dizayn edilmiş bir köprü

Haliç metro geçiş köprüsü projesini nasıl buluyorsunuz
Bu mimari açıdan çok iyi dizayn edilmiş yeni bir köprü. Bazı çözümler çok ilginç, bazıları tartışılabilir. Bu köprünün kendi kişiliği ve kendi tavrı var. Sadece iki panel var, kabloları görmüyorsunuz Taksimle Karaköy arasındaki rakım farkını gözeterek yüksekliğin düşürülmesi mimari açıdan ilginç bir çözüm. Haliç çok özel bir alan, İstanbul çok özel bir konuma sahip. Boğaz dünyanın en özel yerlerinden biri. Bu yüzden yapılacak işlerin de özel ve düşünülmüş olması gerekiyor.
Ben mühendis olduğum için öncelikle yapısal olarak değerlendirdim ama insanların gözünde mimarinin önemi var. Bu köprü ilk tasarlandığı haliyle devam ediyor. Dizaynıyla bir orta yol bulunmuş, bu da çok önemli.
 
3. köprüde öncelik insan olmalı

İstanbulun en çok tartışılan konularından biri de Boğaza 3. köprü projesi. Bu tartışma ekolojinin bozulması üzerinden şekilleniyor....
Tartışmalarda öncelik insan olmalı. Eğer yaşam alanı daralıyorsa, başka dengeleri gözeterek yeni çözümler üretebilirsiniz. İstanbul Boğazı üzerine yeni bir köprü bu eksende tartışılmalı. Toptan karşı çıkmak insanların hayatını kolaylaştırmaz.
Şehri yaşanabilir kılmak için bazı çözümler, eklemeler, gelişmeler yapılması kaçınılmaz. Kentlere gökdelenler nasıl yapılıyorsa, bu köprüler de böyle yapılıyor. Ona da ihtiyaç var buna da. Ama mimarinin daha özenli olması insanları da rahatsız etmez.
Radikal/Ayça ÖRER


Geri Dön