Altın & Dolar

Ünlü profesörün dolar tahmini panik yarattı: Vatandaşlar ev ve arabalarını satarak dövize yöneldi!

Ünlü ekonomist Prof. Dr. Esfender Korkmaz ve Birleşmiş Milletler raporu, Türk Lirası'nın değer kaybını ve doların geleceğini analiz ederek önemli uyarılarda bulundu. Dış borçlardaki yüksek risk, cari açık ve reel faiz politikası gibi faktörler, doların Türk Lirası karşısında değerini nasıl etkileyecDr

Ünlü ekonomist ve akademisyen Prof. Dr. Esfender Korkmaz, doların geleceği hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Son dönemde dolar kuru tarihi zirvelere ulaşarak 26 lira seviyelerine yükseldi. Korkmaz, yaptığı derinlemesine analizlerle doların geleceğini değerlendirdi ve önemli uyarılarda bulundu.

Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değeri geçmiş yıllara göre önemli ölçüde düştü. 2007 yılında Türk Lirası, dolar karşısında yüzde 27 daha değerliydi. Ancak 2018'deki döviz sarsıntısı ve 2021'deki faiz kararları sonrasında TL sürekli olarak değer kaybetmeye başladı.

 

12 Mayıs 2023 tarihinde dolar kuru 19,75 seviyesine ulaştı. Bu tarihe göre, Türk Lirası dolar karşısında yüzde 33 oranında değer kaybetti ve 26,08 seviyesine yükseldi. Bu durum, Merkez Bankası'nın TÜFE bazlı hesaplanan reel kur endeksine göre TL'nin yüzde 56 oranında düşük olduğunu gösteriyor.

Önceden yaşanan krizlerde devalüasyon yaşanırdı ve ödemeler bilançosu dengeye ulaşırdı. Ancak bu defa, dalgalı kur sisteminin etkisiyle devalüasyon piyasa tarafından yapıldı. Fakat cari açık ve döviz problemleri halen mevcut. Çünkü imalat sektöründe üretim ve ihracat malı üretimi ithal girdiye bağımlı. Yani ihracatın artışı, aynı zamanda ithalatın da artışına yol açıyor.

Özellikle döviz piyasalarındaki dalgalı kur sisteminin etkisiyle devalüasyon yaşanıyor. Ancak hala cari açık ve döviz sorunları devam ediyor. İmalat sektöründe üretim ve ihracat için ithal girdilere bağımlılık nedeniyle ihracat artışı, aynı zamanda ithalatın da artmasına neden oluyor.

Geçmiş krizlerde reel faizlerin yüksek olması nedeniyle Türk Lirası'na olan güven artardı. Ancak bu sefer reel faiz politikaları yeterli olmamış ve TL'nin değer kaybı devam etmiştir.

Önümüzdeki dönemde ise doların geleceği, ülke risklerinin yönetimine bağlı olarak değişkenlik gösterecektir.

Bundan sonrası ne olacak? Bu durum ülke risklerinin yönetimine bağlı olarak değişkenlik gösterecektir.

 

1.Reel faiz politikası;

Raporda dünya genelindeki gelişmekte olan ülkelerin dış borç GSYH oranının ortalama yüzde 29 olduğu görülüyor. Ancak ülkemizde bu oran yüzde 58,3 seviyesindedir. Ayrıca, dış borç stokunun yıllık ihracatın 1,1 katı olduğu diğer ülkelerde, Türkiye'de bu oran 2,5 katıdır.

Ülkemizde dış borçlarda temerrüt riskini artıran bazı problemler mevcuttur. Kredi Temerrüt Swap oranına göre, Mısır'ın ardından Türkiye en yüksek CDS oranına sahip ikinci ülkedir (484). Türkiye, yüksek maliyetli borçlar bulmakta ve özellikle bir yıl içinde ödenmesi gereken dış borçları çevirmekte zorlanmaktadır.

Cari açığın artması ve yabancı sermaye girişinin sınırlı olması da endişe vericidir. Ülkemiz, IMF'ye başvurmadan ekonomik sorunlarla mücadele etmektedir. Bu durumda, dış borçlarda temerrüt riski yüksek olup, olumsuz bir senaryoda doların değeri artabilir.

 

2. Hazine ve Maliye Bakanı, Kur Korumalı Mevduat'ın yıl sonuna kadar süreceğini açıkladı.

Haziran sonunda, Kur Korumalı Mevduat hesabı 121,6 milyar dolar düzeyine ulaştı. Ancak yıl sonunda bu miktar bankalar tarafından TL olarak iade edilecektir, çünkü Kur Korumalı Mevduat'ta Merkez Bankası'nın ve bankaların döviz olarak geri ödeme taahhüdü yoktur.

Ancak, eksi reel faiz oranlarının devam etmesi durumunda, Kur Korumalı Mevduat dönemi sona erdiğinde, birçok kişi döviz mevduatına yeniden dönmek isteyecektir. Bu durumda, o günlük döviz kuru üzerinden döviz alımı yapmak zorunda kalacak ve döviz alış ve satış farkı nedeniyle zarar edebilecektir. Eğer bankadan döviz almak isterlerse, bankalar bu işlemi kâğıt üzerinde yapmak zorunda kalacaklardır. Nakit çekmek isteyenler için de bankalar, bu nakdi yeni döviz girişlerinden ödemek ya da Merkez Bankası'ndan döviz almak zorunda kalacaklardır.

Kısacası, Kur Korumalı Mevduat bir çeşit saadet zinciri gibi işlem gördü ve sonuçları olumlu olmayabilir. Bu durum, yeni döviz şoklarına yol açabilir.

 

3. Birleşmiş Milletler raporunda, gelişmekte olan ülkelerde temerrüt riskinin arttığı belirtildi.

Bu raporda dünya genelinde gelişmekte olan ülkelerin dış borç GSYH oranı ortalaması yüzde 29 iken bizde bu oran yüzde 58,3, dış borç stoku yıllık ihracatın 1,1 katı iken bizde bu oran 2,5 katıdır.

Üstelik bizde dış borçlarda temerrüt riskini artıran problemlar mevcuttur;

Kredi Temerrüt Swap oranı =CDS en yüksek olan ülke Mısır iken, ikinci sırada Türkiye (484) yer almaktadır. Türkiye yüksek maliyetli borçlar bulabiliyor ve özellikle bir yıl içinde ödenmesi gereken dış borçları çevirmekte zorlanıyor.

Dahası cari açık artıyor ve yabancı sermaye gelmiyor. Türkiye, IMF'ye başvurmuyor. Bu durumda dış borçlarda temerrüt riski yüksektir ve inşallah olmaz ama olursa dolar 50 lira olur.

Türkiye isterse bu sorunları çözebilir. Ekonomi yönetimi oluşturabilir. Cumhurbaşkanı müdahale etmez. Ciddi bir istikrar politikası oluşturabilir. IMF ile iş birliği yapabilir. Reel faiz politikası uygular. Millî dış ticaret politikası uygular. Bu sürekli krizden kurtulur. Döviz şokları önlenir.

10 soruda ev satmak!
Kira sözleşmesi nasıl yapılır?
299 bin TL'ye hayallerinizdeki eve sahip olabilirsiniz! Prefabrik ev kaç para? 4 Temmuz 2023 prefabrik ev fiyat listesi!