İmar

Uygulamalı imar planıyla otopark sorunu çözülecek!

Türkiye'de araç sayısının her geçen gün artması otopark sorununun doğmasına neden oluyor. Doğru imar planı ve çevre planlamasıyla sorunun ortadan kalkacağı belirtiliyor.

Türkiye'de araç sayısının her geçen gün artması otopark sorununa yol açıyor. Şehir planlaması ve doğru imar planıyla otopark sorununun çözülmesi planlanıyor. İşte Yeni Meram Gazetesi'nden Tayyar Çimer'in haberi...

Ülkemizde araçlarımızı bırakacak yer bulamıyoruz. Köylerimizde bile bazı durumlarda otopark bulamıyoruz. Ne oluyor? Araç sayısı çok arttığı için mi böyle oldu? Elbette bir sebebi var. 

Değerli okuyucularım, bir sıkışıklık, bir zor yer bulma durumu olabilir. Dünyanın her yerinde bunlar olabilir. Ancak bizim ülkemizde, öyle şeyler oluyor ki, izahı zor. Kaldırım kenarına park etmiş otoların yanına, ikinci bir sıra otopark oluşturuyorlar. İşi bitip gelenler, elleri böğründe beklemeye başlıyorlar, önünü kapatan gelinceye kadar. Kavgalar, atışmalar eksik olmuyor. Bütün bunlar, başkent Ankara’sından Çemişkezek’e kadar, her yerde oluyor. Bu, kepazelik değil de nedir? Ne zaman geleceği belli olmayan, bir başkasının aracının önünü kapatarak park etmek, bunun geçerli bir izahını bulamıyorum.


Yukarıdaki sorunun cevabını vermeye çalışayım. Türkiye’de otopark bulmak, neden bir kepazeliğe dönüştü? Evet araç sayısı arttı. Araç alım kredileri, parası yeterli olmayanlara da imkan yarattı. Genel ulaşım araçları yeterli olmadığı için, insanlarımız ulaşım zorluğu çekiyorlar. Bu sebeplerden, herkes özel araç alma telaşına düştü. Öte yandan, bazı mahalle içi komşuluk kıskançlıkları, aile içi baskılara yol açtı. “Hani şu, onların var, bizim niye yok” duyguları. Buralardan geçerek, parası olan da, olmayan da, gerçek ihtiyacı olan da, olmayan da, araç sahibi oldu. Sonunda ülkemizde, her 4,5 kişiye bir araç (otomobil) düşecek kadar, araç sayısı arttı. Buna karşılık, yollarımız, sokaklarımız aynı büyüklükte, aynı genişlikte kaldı. Bunların sonucu, yaşadığımız kepazelik ortaya çıktı. Araç sayısı çok arttı diyoruz ama, bizde, 4,5 kişiye bir araç düşerken, Almanya’da her 2 kişiye bir araç düşmektedir. Bizim de aynı sayılarda araca sahip olmamız durumunda, ortaya çıkabilecek manzarayı ifade edemiyorum.

Değerli okuyucularım, bir plancı olarak belirtmeliyim ki, bunların çaresi, plan yapmaktır. Nasıl bir plan? Şöyle: 
1-Memleket planlaması. 
2- Bölge planlaması. 
3- Şehir planlaması (nazım plan). 
4- İmar planı. 
5-Uygulamalı imar planı.

Sırasıyla bunlar yapılıp, ona göre yatırımların yapılması gerekir. Ülkemizde bazı bölgelerde bunlar yapıldı. Ne var ki, siyasi politika, uygulamada bozukluklar meydana getirdi. Bir örnek vermek gerekirse, Ankara’nın çok muteber Bahçelievler Mahallesi’nde, konut fiyatları şaşılacak derecede düşüktür. Sebebi otopark yetersizliğidir. Zamanında Ankara Belediyesi, buradaki inşaat ruhsatı sahiplerinden, toplu, çok katlı otopark yapacağım diyerek, otopark parası tahsil etmiş ve hiçbir otopark yapmamış. Durum bundan ibaret.
Almanya’nın Hamburg Şehri’nde, belediye, şehir merkezindeki bütün yol kenarı otoparkları iptal etmiş. Merkeze mi gelmek istiyorsunuz? Ya taksi, ya tabanvay, ya da tramvayla (d.d. genel ulaşım araçlarıyla) geleceksiniz. Meseleyi böyle çözmüş. Bizde, genel ulaşım kötü, böyle bir uygulama, halk ayaklanmasına (!) yol açar derim. Yol verme kavgasında silahlar bile patlatılıyor. Aklımızı başımıza almamız lazım. Şehir merkezlerine asla özel araçla gelmememiz lazım. Bu kadar.