27 / 04 / 2024

Van Çocuk Evi için kapatılma kararı çıkarıldı!

Van Çocuk Evi için kapatılma kararı çıkarıldı!

2011'in Ekim ayı ülkemiz için hasarlı bir ay oldu. Van Depremi'yle gelen sarsıntı zaman zaman ırkçı bir söylemin hortlamış hayaletine karıştı



Deprem mağduru yoksul çocukların kardan adam yapıp oyunlar oynadığı Çocuk Evi, anayasaya aykırı bulundu.

“Günlerden bir gün Van’ın Seyrantepe Mahallesi’ne bir çocuk evi kurulmuş. Burası kısa zamanda çocukların eğlendiği, oyunlar oynadığı, film izlediği bir ev haline gelmiş...” Bu cümleler henüz tamamlanmamış bir masalın ilk paragrafı. En büyüğü 13 yaşında olan masalın yazarları; Zeynep, Serkan, Şahin, Hicran ve Rıza, Halkevleri ve Van Belediyesi’nin ortak hayata geçirdikleri Van Çocuk Evi’nde öğrenci.

5 çadırlık bir dünya
5 çadırdan oluşan Çocuk Evi’nde deprem mağduru 250 çocuk, gönüllü eğitmenler eşliğinde film izledi, kardan adam yapıp tiyatro oyunları sergiledi, fotoğraf ve film çekmeyi öğrendi. Ancak valiliğin aldığı bir kararla bu faaliyetler tehlikeye girdi. Çocuk Evi’ne kapatma kararı geldi.

Van Belediyesi’nin itirazı kabul edilmezse çadırlara ‘kilit vurulacak’. Valilik gerekçe olarak anayasanın 42. maddesini gösterdi. Maddeye göre eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, devletin gözetim ve denetimi altında yapılıyor. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamıyor.

Depremin ardından Van’ın yanında olmaya çalıştıklarını, depremzedelerin yaşadıkları travmayı atlatmaları için destek vermek üzere Van’a geldiklerini vurgulayan eğitmenler psikolojik danışman Zafer Algül , Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi Burcu Yüksek ve Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği öğrencisi Burak Arslan, valiliğin kararının yeni mağduriyetler yaratacağını vurguladı.

Kelebeklerİn ömrü
Şahin Korkunç (13) : Ödevlerimizi öğrendik, kelebeklerin kaç gün yaşadığını öğrendik, dövüşmemeyi öğrendik, Gökmen abi ile fotoğraf çekmeyi, Elif öğretmenle film çekmeyi öğrendik. Burada sevgi ve saygıyı öğrendik. Kapatılmasını istemiyoruz.

Öğretmenlerimiz şakacıktan tartıştı, özür dilemeyi öğrendik
Turgay Züngür (12) : Filmler izledik, resimler çizdik, öğretmenlerle birlikte dışarıda kardan adam yaptık. Buraya gelmeseydik her gün canımız sıkılırdı. Evde sürekli televizyon izlerdik.
Rıza Coşar (9) : Paylaşmayı öğrendik, güzel günler geçirdik, öğretmenlerimiz şakacıktan tartıştı, tartışmamayı ve özür dilemeyi öğrendik. Kapatılırsa öğretmenlerimizi çok özleriz. Hicran Alış (12) : Saz ekibi (Kardeş Türküler) geldiğinde onlarla oynadık, yılbaşı partisi yaptık, tombala oynadık. Burası kapatılırsa çok üzülürüz.
Nurullah Gök (7) : Öğretmenlerle birlikte tiyatro yaptık, skeçler yaptık. Çok şey öğrendik. Şimdi ne yapacağız

ŞÜKRÜ OKTAY KILIÇ/Radikal

 

Konuyla ilgili Vatan Gazetesi Köşe yazarı Müge iplikçi'nin yazısı:

Van Çocuk Evi

2011’in Ekim ayı ülkemiz için hasarlı bir ay oldu. Van Depremi’yle gelen sarsıntı zaman zaman ırkçı bir söylemin hortlamış hayaletine karıştı. Bereket ki sağduyulu insanlar sayesinde depremin bu coğrafyanın başına gelebilecek bir felaket olduğu iyi kötü anlaşıldı, bu doğrultuda önlemler alınmaya çalışıldı.

Depremin ardından Van’a destek ekiplerini gönderenlerden biri de Halkevleri idi. Van Belediyesi ile birlikte çocukların deprem sonrası travmayı atlatmaları için bir Çocuk Evi açmaya karar verildi. Halkevleri Van Çocuk Evi 4 Aralık’ta açıldı ve gönüllülerin de katkısıyla birçok etkinliğe imza attı. Tiyatro, müzik, sinema alanlarında gönüllü uzmanların desteğiyle çok sayıda atölye düzenlendi. Hatta sinema atölyesinde gerçekleşen kısa filmi sizlerle de paylaşmıştım. Çocukların depreme yaklaşımlarının o çocuksu yüzünün seyredenlere nasıl yansıdığını ve kahkahalarının insana umut verdiğini yazmıştım. Hatta belgeselin küçük bir bölümünde çocuklar kendilerini denetlemeye gelen müfettişleri konu ediyorlar ve bu büyüklerin olaya tanık olduktan sonra eğitmenlere ‘kusura bakmayın biz yanlış anlamışız burada olup bitenleri’ dediklerini de filmlerine yansıtıyorlardı.

Kurulduğu günden itibaren bu tür denetimler eksik olmamış bu atölyelerde. Valilik talimatı ile harekete geçen Van Emniyeti, farklı şubeleri aracılığıyla Çocuk Evi’ni sık sık denetlemiş ve ardından da Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı müfettişler olaya dahil olmuşlar. Soru şuymuş: “Bu işi yapmaya izniniz var mı”

Bu soruya Van Çocuk Evi’nin yetkililerinin verdiği güzel bir cevap var. Dahası Milli Eğitim’den gelen müfettişlerin raporu da. Müfettişlerin hazırladığı rapor çadırların sanatsal etkinlikler için kullanıldığı yönündeymiş. Dahası bir çadırın oyun parkına, bir diğerinin de çok amaçlı bir salona dönüştürüldüğünü de belirtiyormuş.

Milli Eğitim’in bu raporuna rağmen Van Valiliği Emniyet’e ait başka bir raporla 19 Ocak tarihinde belediyeye bir tebligat ulaştırmış ve burayı kapatma kararı almış.

Şimdi...

Burada kimseyi suçlu olarak göstermek istemem. Herkes kendi cephesinde görevini yaptığını ve emir kulu olduğunu söyleyecektir. Ancak bu durum haklılık ya da haksızlıkla, izin ya da izinsizlikle ayrıştırılıp çözülebilecek bir sorun gibi görünmüyor bana. Kaldı ki söz konusu olan afet sonrası bir coğrafyanın hayata yeniden dahil edilmesiyse.

Bu yüzden tüm samimiyetimle Van Valiliğine sormak isterim: ‘Gerçekten bu izni mi arıyorsunuz’. Bir başka soru da şu: ‘Bu izin belgesi olsaydı başka bir gerekçeyle başka bir şeyler aramayacağınızdan emin olabilir misiniz’

Kaldı ki bir üçüncü soru da Van Valiliğinin bu çocuklara Van Çocuk Merkezi’nin sunduğu fırsatları bugüne kadar sunup sunmadığı, en önemlisi de bugünden sonra sunup sunamayacağı olacak.

Amaç bölgedeki insanların terapisinin sağlanması ve hayatla barışmasıysa yapılanlara ket vurulmaması, siyasileştirilmemesi ve kutuplaştırılmaması gerekiyor. Önyargılar, yaftalamalar, durumdan vazife çıkarmalar ülkemizin gerçeği. Ancak kolay kolay kabul edemesek de çok daha önemli ortak bir paydamız ve bu paydayla yaşama sunmak durumunda olduğumuz bir sorumluluğumuz var.

Ne mi dersiniz

İnsan olmak ve böylesi bir insanlıkla çocuklara örnek olmaya çalışmak.

Müge İplikçi /Vatan


Geri Dön