Van depreminden sonra 20 bin aşkın konut yapıldı!
Van depreminden sonra bir yıl içinde mucizevi şekilde 20 bini aşkın konutu orada yapan, yapma kudretine sahip olan bir iktidar olduklarını vurgulayan Davutoğlu, "Her ev onarılacak, her okul eğitime açılacak, her sokak emniyetli hale gelecek." dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye olarak, dost ve müttefik gördüğümüz İran ve Suudi Arabistan, İslam dünyasının iki önemli ülkesidir. Bu iki önemli ülke arasında tırmanan mevcut gerilim, maalesef bölgemizdeki mevcut gerilim alanlarını daha da büyütecek bir potansiyele sahiptir. Bölgedeki bütün ülkelerin, bu konuya aklı selim içinde yaklaşması ve gerilimi artırıcı değil, düşürücü yönde hareket etmesi gerekiyor ve bunu bekliyoruz" dedi.
Davutoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "İnsanların kanları üzerinden öz yönetim hayalleri kuranlara sesleniyorum: Niye hiçbirinizin çocukları yok o hendeklerde? Neden sizin çocuklarınız yok hendeklerde? Başkalarının çocuklarının üzerinden, onların geleceğini karartarak yürüttüğünüz mücadele mi bu öz yönetim?" sorularını yöneltti.
"Sizin canınız değerli de orada hendek kazdırdığınız o gencecik çocukların, insanların canı ucuz mu? Onların zihinlerine, beyinlerine girerek, onları okullar yerine göndermenin bedelini sizler ödeyeceksiniz" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"O gençleri kurtaracak olan da bizleriz. O gençleri, o hendeklerin içinden çıkarıp aydınlık üniversite salonlarına, amfilerine gönderecek olanlar da bizleriz. Niye sizin oturduğunuz lüks sitelerin önünde yok hendekler? Niye lüks içinde yaşadığınız bu hayatı, başkalarının hayatlarını karartarak sürdürmeye çalışıyorsunuz? Güya kurtarmak istediğinizi söylediğiniz kardeşlerimiz, sizin gerçek yüzünüzü gördü ve sizden uzaklaşıyor. Allah'ın izniyle o kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın tamamı, daha huzurlu bir ortama sahip olmuş şekilde evlerine dönecekler. Buradan söz veriyorum. Bütün o kardeşlerimiz evlerine dönecekler. Eğer evlerinde yaşayacak şartları yoksa o evleri en iyi şekilde imar edip onlara vereceğiz."
Van depreminden sonra bir yıl içinde mucizevi şekilde 20 bini aşkın konutu orada yapan, yapma kudretine sahip olan bir iktidar olduklarını vurgulayan Davutoğlu, "Her ev onarılacak, her okul eğitime açılacak, her sokak emniyetli hale gelecek, her mahalle, her ilçe rahatça özgürce gezilen, özgürce ticaret yapılan, emek sarf edilen yerler haline gelecek. Bu bizim taahhüdümüzdür" diye konuştu.
Geçen yılın son gününde gerçekleştirilen güvenlik zirvesinde, bütün güvenlik birimleriyle değerlendirme yaptıklarını anımsatan Davutoğlu, "Orada da verdiğimiz talimat açıktır. Bütün ilçeler temizleninceye kadar, bütün sokaklar barikatlardan arındırılıncaya kadar, bütün hendekler kapatılıncaya kadar, bütün okullar açılıncaya kadar, bütün hastaneler işleyinceye kadar, bütün evler huzurlu ve emniyetli hale gelinceye kadar mücadelemiz sürecek. Bir an dahi tereddüt göstermeden" ifadesini kullandı.
Bütün dağlar, ovalar, Dicle ve Fırat'ın kenarları emniyet ve barış içinde, insanların yaşadığı diyarlar haline gelinceye kadar bu mücadeleyi sürdüreceklerini belirten Davutoğlu, "Geri adım atacağımızı, duracağımızı, duraksayacağımızı zannedenler bilsin ki irademiz nettir, kararımız kesindir, netice ise mutlaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bu ülkede hiç kimsenin zorbalık etmek diye bir hakkı yok. Hiçbir hukuk anlayışında da terör ve şiddeti savunmanın adına siyaset denemez. Bu hukuken suçtur. Dünyanın hiçbir ülkesinde, siyasetçilerin bu şekilde açıkça ve alçakça bir terör destekçisi haline gelmesi kabul edilemez. Bunun bir bedeli vardır. Siyaset, sorunların konuşularak çözüldüğü kurumun adıdır. Bunun için bu ülkede seçimler yapılıyor. Bu ülkede seçimleri onun için yaparken, siz ne yapıyorsunuz? Seçime giren ve Meclis'te sandalye sahibi bir parti gibi değil, terör örgütünün uzantısı ve sözcüsü gibi hareket etmenin demokraside karşılığı yoktur. Bu hukuken de suçtur, siyaseten de suçtur, vicdanen de suçtur. Bunun da herkesçe böyle bilinmesi lazım. Terörle bu ülkede alınabilecek hiçbir mesafe yoktur. Terör tehdidi altında atılabilecek hiçbir adım da yoktur. Her türlü terör faaliyetinin sonu gelinceye kadar mücadelemiz ve kararlılığımız sürecek. Milletimize inşallah 2016 yılında terörden, şiddetten azade, barış ve huzur içinde demokratik bir ortamı tesis etmek için gece gündüz çalışma sözü veriyoruz."
-"Habur'dan giriş ve çıkışlar yapılmaya başlandı"
Habur Sınır Kapısı'nın, 14 Aralık 2015 tarihinden bu yana güvenlik nedeniyle kapalı tutulduğunu anımsatan Davutoğlu, "Bu kapıları işlemez hale getirenlerin kimler olduğunu, kimlerin de bu teröre destek verdiğini milletimiz biliyor. Bölge halkını kimin mağdur ettiğini, ihracatçımızın, ithalatçımızın, işçimizin ekmeğiyle kimlerin oynadığını da halkımız görüyor" dedi.
Davutoğlu, AK Parti Hükümeti olarak, bir an önce hayatı normale döndürmenin ve halkı huzura kavuşturmanın gayreti içerisinde olduklarını vurgulayarak, "Sayın Bakanımız, beraberindeki ilgili arkadaşlarımızla birlikte sınır kapısında incelemelerde bulundular. Bu kapıdan giriş çıkışları bugün itibarıyla tekrar başlattık. Bugün sabah itibarıyla Habur'dan giriş ve çıkışlar yapılmaya başlanmış, yol emniyeti temin edilmiştir. Allah, hayırlı, bereketli ticaretlere vesile kılsın. Böylece tır şoförlerinin günler süren mağduriyeti son buldu, ihracatçılar, ithalatçılar faaliyetlerini bundan sonra rahatlıkla sürdürebilecekler" diye konuştu.
-"Bir ateş çemberinin içindeyiz"
Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede sıkıntıların yaşanmaya devam ettiğini dile getiren Davutoğlu, "Bir ateş çemberinin içindeyiz. O ateş çemberinin ısısı, bütün bölgeyi ciddi bir şekilde tehdit ediyor" dedi.
Başbakan Davutoğlu, mevcut problemlere geçen hafta bir yenisinin daha eklendiğini, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkilerde büyük bir gerilimin ortaya çıktığını hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suudi Arabistan'da, Şii bir din adamının da aralarında bulunduğu 44'ü de El Kaide mensubu, 47 kişinin idamıyla başlayan gerilim, Suudi Arabistan'ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed kentindeki konsolosluk binasının ateşe verilmesiyle daha da tırmandı. Diplomatik misyonlar, uluslararası anlaşmaların koruması altındadır ve her türlü gerilim ve çatışma ortamında bile güvenlik altına alınmalıdır. Geçmişte diplomatları ve diplomatik misyonları saldırıya uğramış bir ülke olarak, hangi gerekçeyle olursa olsun diplomatik unsurlara yönelik saldırılar kabul edilemez, bu saldırıları en şiddetli şekilde kınıyoruz. Şu anda ne yazık ki iki ülke arasındaki diplomatik bağlar tamamen kopmuş durumda.
Biz öteden beri mezhep temelli çatışmaların ve gerilimlerin, bölgemizde büyük sorunlara yol açma potansiyeli taşıdığını söylüyoruz. Ne yazık ki bölgede yaşanan kargaşaların da tesiriyle bu hassasiyet korunamıyor ve mezhep temelli çatışmalar giderek tırmanıyor. Türkiye olarak, dost ve müttefik gördüğümüz İran ve Suudi Arabistan, İslam dünyasının iki önemli ülkesidir. Bu iki önemli ülke arasında tırmanan mevcut gerilim, maalesef bölgemizdeki mevcut gerilim alanlarını daha da büyütecek bir potansiyele sahiptir. Bölgedeki bütün ülkelerin, bu konuya aklı selim içinde yaklaşması ve gerilimi artırıcı değil, düşürücü yönde hareket etmesi gerekiyor ve bunu bekliyoruz. Bu gerginliğin, bölgenin güvenlik, istikrar ve barışı üzerinde olumsuz etkilere yol açmaması için sağduyuyla hareket edilerek, bir an önce diplomatik kanallara imkan tanınması gerektiğini düşünüyoruz."
Türkiye olarak iki ülke arasındaki sorunların giderilmesi noktasında her türlü yapıcı gayreti göstermeye de hazır olduklarının altını çizen Davutoğlu, "Bölgenin yeni çatışmalara değil, uzlaşmalara ve çözümlere ihtiyacı var. Bölgedeki her çatışma noktasında barışın tesisi için Türkiye olarak daima çaba gösterdik, bugün de göstermeye devam ediyoruz. Bu, Türkiye'nin değişmez ve değişmeyecek çizgisidir. İnşallah her ülke bu hassasiyet içinde hareket eder ve bölgede hüküm süren bu çatışma iklimi bir an önce sona erer" görüşünü dile getirdi.
-"Türkiye'yi çok tecrübeli, donanımlı, ülke menfaatlerini gözeten bir kadro yönetiyor"
Türkiye'nin, her türlü olumsuz şartlara rağmen istikrar içinde yoluna devam ettiğini kaydeden Davutoğlu, "Gelecekte, 2016 yılının, ülkemizin geleceğe yürüyüşünde çok tarihi adımların atıldığı bir yıl olarak hatırlanacağına gönülden inanıyorum. Hükümet olarak bir yandan ülkemizin geleceğini inşa etmek üzere tarihi reformlar gerçekleştirirken, diğer yandan güncel meselelere çözüm üretmeye de devam ediyoruz" diye konuştu.
Davutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ne ülkenin ihtiyaç duyduğu icraatları hayata geçirmekten, ne de ülkemizin ihtiyacı olan değişimi gerçekleştirmekten asla geri durmayız. Özellikle anayasa çalışmalarını sürdürürken bunun da bilinmesini isterim ki iki hat üzerinde kararlı şekilde yürümeye devam edeceğiz. Bir taraftan başta anayasa olmak üzere uzun dönemli reform çabalarını sürdüreceğiz, diğer taraftan güncel meselelere anlık ve etkin bir yönetim anlayışıyla çözüm bulacak ve yaşam kalitesini artıracak hizmet ve icraatlar gerçekleştireceğiz. Bu konuda vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Türkiye'yi çok tecrübeli, donanımlı, ülke menfaatlerini gözeten bir kadro yönetiyor. Bugüne kadar yaşadığımız zorluklar ne olursa olsun, nasıl yönetim disiplininden bir nebze dahi uzaklaşmadıysak bugün de aynı disiplin, aynı kararlılık, aynı muhabbet, aynı aşkla yola devam ediyoruz."
Türkiye'nin 2002'den bu yana elde ettiği kazanımların ne kadar değerli olduğunu bildiklerini kaydeden Davutoğlu, "Bu kazanımları daha büyük atılımlarla büyütmek için her adımımızı dikkatle ve kararlılıkla atıyoruz. Azmimiz, kararlılığımız, Türkiye sevdamız en az hedeflerimiz kadar büyük. Allah'ın izniyle milletimizin yüzünü güldürmeye devam edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.
Öte yandan Başbakan Davutoğlu, konuşmasını sürdürürken, Çorum'dan geldiği belirtilen ve toplantıyı basın mensuplarının bulunduğu yerden izleyen 19 yaşındaki Semanur Bal isimli bir partili bayıldı. Davutoğlu, konuşmasını bitirdikten sonra, sağlık ekiplerinin müdahale ettiği Bal'ın durumu hakkında bilgi almak üzere gazetecilerin bulunduğu yere geldi.
AA