Varyap, 2019’u yatırım yılı olarak belirledi!
Sektörünün önde gelen firmalarından Varyap’ın Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve CEO’su Erdinç Varlıbaş ile Türkiye ekonomisinin güncel konjonktürünü ve Varyap’ın yeni projelerini Forbes'ê anlattı...
Türkiye ekonomisine dair değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz?
Küresel ölçekte büyük ekonomik ve sosyolojik değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Özellikle son 20 yıldır küreselleşme politikalarının gelişmekte olan uluslar üzerinde oluşturduğu gelişme, değişme ve zenginleşme arzusu; gelişmiş ve güç sahibi ulusların güç kaybı endişeleri ile hareket etmek durumunda kaldığı bir dönemi beraberinde getirdi. Bu durum dünyada, çok sıcak yaşanan ve açıkça gözlemleyebildiğimiz ekonomik tehditleri, çekişmeleri, yeni ittifak arayışlarını, yeni ticaret yollarını ve doğal olarak yeni bakış açılarını beraberinde getiriyor. Bunu günümüzde de görmekteyiz.
Ülkemiz, bu sıcak çekişmelerin ilişki ruhu açısından tam merkezinde yer alan bir konumda ve kendi pozisyonunu güçlü şekilde koruma, geliştirme arzusunu sürdürmekte. Bu durumu sadece Türkiye değil, benzer tehditleri öngören ülkeler de yaşıyor ve önlemlerini almaya çalışıyorlar. Doğal olarak güçleri sınırlı ancak potansiyelleri yüksek ülkeler, Türkiye gibi zaman zaman stresli günler geçirebilir.
Ülkemiz, özellikle son beş yıl içinde çok fazla sayıda tehdide maruz kalmasına rağmen, bu tehditlere boyun eğmeden kendi yolunda kararlı bir şekilde ilerliyor. Böyle dönemlerde, ülkenin temel taşı olan nüfus ve o nüfusun oluşturduğu ekonomi, kendileri için en sağlıklı adımlan atarak büyüme ve gelişmesini garanti altına almak isterler. Türkiye gibi genç nüfusa, derin tarihi geçmişe ve stratejik coğrafi konuma sahip ülkeler ise, bu dönemlerde rotasını pozitif yöne çevirme konusunda diğerlerine göre daha avantajlıdır. Bana göre ülkemiz, bu süreçte devletin her organı ve milletinin her ferdi ile bütünleşmenin önemini kavramış ve bütün olmanın gücünü özümsemiş bir şekilde yoluna devam ediyor.
Varyap’ın sektördeki duruşunun temel ilkeleri nelerdir?
Varyap, Türkiye'nin milli bir değeridir. Tıpkı üreten, ortaya katma değer koymaya çalışan ve istihdam yaratan ülkemizdeki diğer şirketler gibi. Biz, 40 yıllık geçmişimizde inşaat ve gayrimenkul sektöründeki varoluşumuzu bu ülkeye borçluyuz. Türkiye’de özellikle kamusal üstyapı alanında hafızalarda önemli yer edinmiş projeleri hayata geçirirken, gayrimenkul alanında sektöre hep yeni fikirler getirmiş, o yenilikleri uygulamış; paydaşlarımızın iş ortaklarımız olduğu, şirketimizin aile bireylerine ait değil de adeta müşterilerimiz, devletimiz ve çalışanlarımız sahipliğinde bir şirket olduğu bilinci ile hareket ettik.
2019’u yatırım yılı olarak belirledik
Projelerinizde sizi farklılaştıran özellikler, sektöre damga vuran ilkleriniz ve dönüm noktalarınız nelerdir?
Yarım kalan ve o dönemde dünyanın en yeni stadyumu olan Ali Sami Yen Spor Kompleksi-Türk Telekom Stadyumu'nu 11 ayda tamamladık. Bunu yaparken Avrupa'da ki en büyük adalet sarayının, T.C. İstanbul Adalet Sarayı’nm inşaatını iki yıl gibi kısa bir sürede bitirdik. Şu anda Türkiye'nin en büyük cezaevi kompleksini Aksaray ilimizde inşa ediyoruz. Bu projeler gurur verici. Son 15 yılda 12.000 lüks konut inşa ederken Türk gayrimenkul sektörünü ilk defa Varyap Meridian ile “yeşil bina” konseptiyle buluşturduk. Mimaride markalaşmanın önemini öne çıkardık. Türkiye reklam sektöründe inşaatta televizyon reklamlarını biz başlattık. Türk inşaat sektöründe yeni yönetici aday programını (MT) ilk biz gerçekleştirdik. Bunlar hem gurur verici hem de öğretici adımlardı.
Varyap olarak hep savunduğumuz düşüncemiz şu oldu: Türkiye'de gayrimenkul, özellikle de konut "ihtiyacı”, biz gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşana dek sürecek. Ülkemizin sahip olduğu yüzde 60’ları geçen kültürel yüksek ev sahipliği oranı, 40 milyonu aşkın 19 yaş altı genç nüfus oranı, 10 milyona yakın ruhsatsız hane sayısı ve deprem riski gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, önümüze çıkan tablo budur. Sektörü canlı tutan nefes, bu ihtiyaçtır. Nefesi hücrelere taşıyan ise o ihtiyacın dönüştüğü “talep"tir. Bu var olan yüksek ihtiyacın talebe dönüşmesini engelleyen tek şey ise makroeko-nomik iniş çıkışlar, özellikle de yüksek faiz oranlarıdır. Geçtiğimiz 15 yılda edindiğimiz tecrübemiz bize diyor ki; faiz oranları yüksek, döviz kurları oynak olmadığı müddetçe korkma. Yatırım yap ve üret. Bu bilinçle, tecrübe ve sakinlikle Varyap olarak üretmeye devam ediyoruz.
Devam eden projeleriniz, sektöre dair hedefleriniz, 2019 yılı planlamalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
2018 yılı sektör için kolay bir yıl olmamasına rağmen dört yeni projeyi hayata geçirdik. Bunlardan ilki Bodrum Yalıkavak’ta başladığımız, denize sıfır ve Tilkicik koyu konumunun ön plana çıkardığı Varyap Yalıkavak Rezidansları oldu. Bu proje 2019 yazında teslim edilecek. İkinci projemiz, yine aynı konumda Hyatt Otel grubu ile gerçekleştirdiğimiz Hyatt Bodrum projesi oldu. Bu yatırım 2020 yılında tamamlanacak. Üçüncüsü, Trabzon’da Karadeniz sahil şeridinde benzeri olmayan çağdaş bir sanayi sitesi projesi oldu. Bu projenin de 2020 yılının ilk yarısında tamamlanmasını öngörüyoruz. Son projemiz ise Varyap'ın yurt dışı projesi olarak önem arz eden, Yunanistan'ın başkenti Atina'da başladığımız konut projesi oldu. Bu proje ile birlikte var olan müşteri portföyümüz Çin, Rusya ve Orta Doğu ülkeleri ile daha da zenginleşti. Varyap olarak yeni ekonomi programı çerçevesinde 2019 yılını yatırım yılı olarak belirledik.
Bu yıl hem yurt içinde hem yurt dışında, sektörün yukarıda belirttiğim temel dinamikleri ve Türkiye'nin uluslararası piyasada sunduğu yüksek yatırım fırsatlarına olan inancımız ile yeni projelere yatırım yapmayı hedefliyoruz. Bu projeleri gerçekleştirirken sosyal sorumluluk faaliyetlerimize de eğitim ve yardımlaşma alanında odaklanacağız. Özellikle eğitim alanında, ulaşılması zor olan bölgeler için düşündüğümüz ve hayata geçirmeyi planladığımız bir projemizi çok yakında kamuoyu ile paylaşmayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Bunun yanında inşaat ve alt sektörlerini motive etmek ve moralleri yükseltmek için üzerinde çalıştığımız bir fikrimiz daha var. Bu fikir sektöre çok geniş ölçekte moral aşılayacak, özellikle KOBİ'leri çok destekleyecek bir fikir. Yaptığımız araştırmalara göre bu fikrin uygulamasının dünyada örneği henüz tam anlamıyla yok ve bu yüzden hem ülkemizde hem de dünyada inşaat sektöründe model olabilir. Kasım-Aralık aylarında bu projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz.