Genel

Vatandaş belediyeden sığınma evi talep etti!

Kimi zaman bir otobüs terminalinde, bazen hastane bahçesinde, kimi zaman da cami avlusunda ya da parklarda çıkar karşımıza 'evsiz kadınlar.' Yaz-kış demeden sokaklarda kalır, esnafın verdiği yemekle doyururlar karınlarını...

 
Kimi zaman bir otobüs terminalinde, bazen hastane bahçesinde, kimi zaman da cami avlusunda ya da parklarda çıkar karşımıza 'evsiz kadınlar.' Yaz-kış demeden sokaklarda kalır, esnafın verdiği yemekle doyururlar karınlarını. Gün gelir 3. sayfa haberi olarak okuruz pek çoğunu; ya şiddete maruz kalmış, ya da cinsel istismara uğramışlardır. Suçluyu arar sorumlular; tinerci mi, sarhoş mu acaba diye. Oysa bu ihmalin başlıca sorumlusu kanuna rağmen kadın ve çocuk sığınma evi açmayan yerel yönetimler. Çünkü Belediye Kanunu'na göre büyükşehir ve nüfusu 50 bini geçen belediyeler sığınma evi açmak zorunda. Türkiye'deki sığınma evi rakamları ise gerçeği ortaya koymaya yetiyor. 16 büyükşehrin sadece ikisinde; Ankara ve İzmir'de belediyeye bağlı sığınma evi var.
En büyük mağduriyetlerin yaşandığı İstanbul'da ise nüfusu 50 binden fazla 37 ilçeden sadece 6'smda sığmma evi mevcut. İstanbul'da sokakta yaşayan 3 bin kadın olduğunu söyleyen ŞefkatDer Başkanı Hayrettin Bulan, bu kadınların cinsel istismar ve şiddete maruz kaldıklarını dile getiriyor. Donarak ölümlerin yaşandığını da hatırlatan Bulan, pek çok kadının akıl ve ruh sağlığını kaybettiğini vurguluyor. Küçükçek-mece Kadın ve Çocuk Sığınma Evi yetkilisi Çiğdem Morgil ise her belediye 10 kişilik sığınma evi kursa bu sorunun çözülebileceğini söylüyor. Morgil, Avrupa Birliğinin de sığınma evlerini desteklediğini hatırlatıyor. Zorunluluğa rağmen sığınma evi açmamak görevi ihmal teşkil ediyor. Sığınma evi açmak, 2005 tarihli Belediye Kanunu'yla zorunlu hale getirilmiş. Ne var ki o tarihten bu yana açılan sığınma evi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Adana ve Konya büyükşehir belediyeleri sığınma evi açarak Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK) devretmiş.

İstanbul'un Küçükçekmece, Kadıköy, Kartal, Pendik, Üsküdar ve Eyüp belediyelerinde sığınma evleri hizmete verirken, Ataşehir ve Ümraniye'de binalar.
yapımı sürüyor. Belediyelere ait sığınma evi olmayan bazı yerlerde ise SHÇEK'e bağlı veya Mor Çatı, Şefkatder gibi sivil toplum kuruluşlarına ait kurumlar bulunabiliyor. Belediyeye ait sığınma evi olmayan yerlerde kadınlar "Alo 183 Sosyal Hizmetler Hattı" aracılığıyla SHÇEK'e başvurabiliyor. Sığınma evlerinde sadece şiddet mağdurları değil, cinsel istismara maruz kalan, töre sebebiyle hayatı tehdit altında olan kadınlar ile yurt bulamayan üniversite öğrencileri ve mülteciler de kalabiliyor. Ancak sınırlı kontenjan sebebiyle birçok kişinin kabul edilmediği sığınma evlerine girenlere de sadece 3 ay süre tanınıyor. Hayrettin Bulan, belediye kanunundaki açık hükme rağmen sığınma evi açılmamasını görevi ihmal olarak tanımlıyor. Yeterli sığınma evi olsa birçok tecavüzün ve cinayetin önüne geçileceğini belirten 3ulan, "Bu kadınlar ve çocuklan hiçbir ahane gösterilmeden, tek telefonla, bürokratik engeller olmadan acilen uygun bannaklara yerleştirilmelidir." diyor.

Küçükçekmece Sığınma Evi zorun¬luluktan tam 9 yıl önce faaliyete başlamış. Kurum yetkilisi İlmiye Gezer, şiddet görmüş, aileleri tarafından kabul edilmemiş, çocuklarıyla sokakta kalmış pek çok kadına kucak açtıklarını anlatıyor. Kadınlara sadece barınma değil eğitim imkanı sağladıkr lannı da söyleyen Gezer, "Kadınlara okuma yazma öğretiyoruz, açıktan okul bitirmeleri ve üniversite smavlanna girmeleri için onları teşvik ediyoruz. Meslek kurslarına gönderiyoruz.".diyor. Psikolog ve psikiyatristler eşliğinde 2 aylık rehabilitasyon süreci olduğunu söyleyen Çiğdem Morgil, TOKİ'nin evsiz kadınlara öncelik vermesini istiyor. Küçükçekmece Sığınma Evi'ndeki kadın ve çocuklar kültür merkezlerine, söyleşilere, tiyatrolara gidiyor, spor ve piknik faaliyetleriyle moral buluyor. Kurumun bahçesinde bir de çocuk yuvası yer alıyor. 3 tane öğretmenin gün boyu ilgilendiği çocuklar, okul dersleri için de yardım alıyor.
20 yıl boyunca uyuşturucu ve alkol bağımlısı kocasından şiddet gören A.E., eşinin 4 çocuğuna da uygulamaya başladığı şiddet dayanılmaz boyutlara ulaşınca evini terk etmiş. A.E., "Onun iyileşmesi için çok uğraştım. İyi biriydi ama onu bağımlılığın bu hale getirdiğini biliyordum. 20 yıl dayandım ama sonra uyuşturucunun etkisiyle hayaller görmeye ve çocuklanma eziyet etmeye başlayınca dayanamadım." diyor. Bir süre ailesiyle kaldıktan sonra sığınma evine yerleşen A.E., burada 14 ay kalmış. Bu süre zarfında iş bulup para biriktiren A.E., bir gönüllünün 10 bin liralık yardımı, sığınma evinin, kaymakamlığın ve birkaç sivil toplum kuruluşunun desteğiyle kendisine ev satın almış. Tüm zorluklara rağmen 4 çocuğunu okutan A.E., "Zamanla ayakta durmayı, güçlü olmayı öğreniyorsun. Korku yok artık, en güzel şey güvende olmak." diye konuşuyor.
Zaman