Vefa Group kentsel dönüşüm projelerine talip!
Müteahhitlik firmaları için 40 ülkede dev şantiye ve yaşam birimleri kuran Vefa Group Yönetim Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit, inşa ettiği prefabrike evlerle de kentsel dönüşüm projelerine talip...
Babasının içindeki metal merakını ortaya çıkardığını söyleyen Vefa Grup Yönetm Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit, üniversiteden arkadaşı Orhan Güner 'i de yanına alarak prefabrike yapı üretmeye başladı. Marmara depreminin ardından güvenlikli yapı ihtiyacının önemini anlayan Koçyiğit, Türkiye 'de ilk defa galvanizli çelik yapı sistemini kurdu. Pendik ve Tuzla 'da fabrikalarında ürettiği sistemlerle 40 ülkede Türk ve yabancı müteahhitler için şehirler kurduklarını anlatan Koçyiğit, şantiye binalarının yanı sıra lüks yapılar inşa ettiklerini anlattı.
-Prefabrike deyince akla kutu kutu evler geliyor. Ama sizin işiniz çok daha detaylı. Neler yapıyorsunuz
İşimizin yüzde -0 'i prefabrike dediğimiz ön üretimli yapılar. 1990 'lı yıllarda şantiyeler kurarken 5 yıl sonra ikinci evler geldi. Bunlar ekonomik konutlardı. 10-15 gün içinde kurmak mümkün. 2000 'li yıllarda ise Türkiye 'de ilk defa galvanizli çelik yapı sistemini kurduk. Marmara depremini yaşadık.
2005 'li yıllarda da markalaşma süreci başladı. Kendimize bütün büyük işler bizimle başlar ' sloganını seçtik. Otoyol, toplu konut, ulaşım, altyapı çalışmaları aklınıza ne geliyorsa o işin başlangıcında biz varız. Büyük müteaahit firmadan önce yatırım yapılacak bölgeye gidiyoruz. Yatakhanesini, ofislerini, yemekhanesini ve hatta aileleri ile birlikte yaşayacakları konutları şehirleri kuruyoruz. Ciromuzun yüzde 70 'ini de buradan sağlıyoruz. Ayrıca panel teknoloji markamız Neopan ve yapı profilleri markamız Profacto ile de hizmet veriyoruz.
-Prefabrike işine girmek nereden aklınıza geldi
19-6 yılında mezun olur olmaz çalışmaya başladım. 4 yıl görev yaptığım fabrika, prefabrike üretiyordu. 1990 'da ise Orhan Güner ile ortak olarak işimizi kurduk. İkimizde teknik adamdık. Ticareti çok iyi bilmiyorduk. İş kurma fikriyle birlikte çalıştığım fabrikanın patronuna gittik ve durumu anlattık. Patron bize Burada sen üret, ortağın montajı yapsın dedi. Bu şekilde 1 yıl çalıştık. Sonra tamamen ayrıldık ve ortağımın var olan Vefa Makine şirketiyle yola devam ettik. 1992 'de inşaat firmamızı kurduk. 19-0 'lerde geldiğimizde prefabrike alanında uzmanlaşmaya karar verdik.
-Metale, binalara olan bu ilginiz nereden geliyor Eğitiminiz de hep teknik üzerine yapmışsınız...
Dedelerimiz Erzincanlı. Sonra Tokat 'a yerleşmişler. Ardından da çocuklar okusun diye 1960 'larda İstanbul 'a yerleşmişler. Babam Hüseyin Koçyiğit, döküm işçisi olarak çalışıyordu. O yüzden bu alana çok da yabancı değildim. Metale duyduğum ilgi ve yakınlık o zamanlara dayanır. İlk ve ortaokul yaşlarımda okumuş insanların daha iyi şartlarda yaşadığını farkettim. Yukarıdaki kişiler daha rahattı. Okumamız gerektiğine karar verdim. Kartal Meslek Lisesi 'ne gittim, bölümüm de metal işleriydi. Okulda öğretmenlerimizin sahibi olduğu bir atölye vardı. Yazları ve akşamları orada çalışıyordum. Sonra, Ankara 'da 2 yıllık sanat eğitim yüksek okulunu okudum ve Maslak 'ta Teknik Eğitim Fakültesi 'ne geçiş yaptım. Bitene kadar da hep çalıştım. Hep metal işlerinin içinde olduğumuz için aşinaydım, sevdim. Bu alanı da kendime iş edindim.
- Dev şantiyeler, yerleşim alanları kurmanın yanı sıra şık ve sağlamevler, villalar da yapıyorsunuz.
1995 'ten itibaren vatandaştan artık ikinci ev talepleri gelmeye başladı. Yaşadıkları evlerin dışında nefes alabilecekleri, şehir dışında yapılacak konutlar istemeye başladılar. Bunlar pratik konut çözümleri. Biz de bir çelik yapı şirketi kurduk ve Nestavilla markasıyla ikinci konut üretimlerine başladık. 100 metrekarelik bir evin fiyatı ortalama 35-40 bin lira arasında. Bunlar ekonomik, konforlu ve kentsel dönüşüme hizmet edecek evler. Sökülüp taşınabilecek sistemler oluşturduk. Daha çok yazlık ve yayla evleri kuruyoruz.
-1999 'da yaşanan Marmara depremi, acı bir şekilde bina güvenliğinin ne anlama geldiğini öğretti hepimize. Depremde neler oldu
Marmara depreminin ardından devlet 50 bin deprem konutu yapacağız diye yola çıktı. 50 firma ihaleye girdi sadece 2 tanesi prefabrik firmasıydı, 4- 'i müteahhit firmaydı. Müteahhit firmalar uyduruk prefabrikler ürettiler ve ne yazık ki prefabrike denen sistemin adını kötüye çıkarttılar, imajını bozdular. çadırdan beter binalar yapıldı o zaman. Su akıtan, su basan, çok ısınan ya da üşüten yapıları verdiler. Zaten depremin yıktığı insanlar bir de üzerine çok mağdur oldu. Biz o dönemde sadece firmaların bağış binalarını inşa ediyorduk. 20 firma için 500 'den fazla konut ve sosyal alan yaptık. Dersaneler, sağlık ocakları, hastaneler kurduk.
-Bayilik sistemiyle ilgili ciddi çalışmalarınız var...
Pratik hazır konut markası Nestavilla nın Türkiye 'de yaygınlaşması hedefiyle yeni bir bayilik sistemi geliştirdik. Bayiler de bulunduğu bölgede güvenilir bir firma olmalı. İnşaat mühendisi bulundurmalı bünyesinde. Tabi showroom alanı oluşturulabilmeli.
-Yurtdışında neler yapıyorsunuz
40 ülkede varız. Dünyanın en büyük 225 müteahhit firması açıklandı. Bunların 33 'ü Türk şirketleri. İlk sırada çin var ikinci sırada da Türkler geliyor. Biz de bu firmaların yüzde 95 'iyle de çalışıyoruz. STFA, Rönesans, ENKA gibi devler bunlar arasında. Ülkelerin yerel firmalarıyla da iş yapıyoruz. çinli bir firmanın Cezayir 'deki işlerini yaptık mesela. Hintli bir firmanın Libya 'daki kamplarını kurduk. Merkezi bir konumda olmamız ve Türkiye 'nin yükselişi de buna olumlu etki ediyor. Avrupa, Afrika, Türk Cumhuriyetler, Rusya ve Ortadoğu Türkiye 'den alıyor.
-Yatırımlara ilişkin neler söylersiniz
Dilovası 'nda bir yatırımımız olacak, gerekli izinleri aldık. Entegre yeni makine sistemlerinin olduğu bir yatırım bu. Yüzde 50 'li bir kapasite artışı sağlayacağız. 5 yılda 5 kat büyüdüğümüzü düşünürsek bu ihtiyacın gereği ortaya çıkıyor. Bu yıl üretim kapasitemizi yüzde 30 artıracağız. 20 milyon dolarlık bir yatırım olacak. Tüm departmanlarda aynı oranda büyüyeceğiz. 2 milyon metrekare üretim yaptık bugüne kadar. 10 yıl önce çatıdaki çelik oranı 10 kg. ise şu anda 5 kilograma düşürdük. Kendi enerjisini kendi üreten ekolojik ev üretimi ve yakında hayata geçireceğimiz projeler ve acil yerleşim üniteleri oluşturacağız.
Libya 'da müteahhitler için dengeler çok değişecek
Libya bizim yoğun çalıştığımız bir lokasyon. En son yaptığımız projeler arasında Libya 'da 8 bin m2 'lik bir şantiye inşaatı var. şantiyenin üretimini de sevkiyatını da çok kısa sürede tamamladık. İç karışıklığın çıkmasıyla birlikte savaşın hemen öncesinde işlerimizi bitirdik. Bu nedenle orada bulunan çok az arkadaşımız vardı. Diğer çalışanlar projeler tamamlandığı için önceden gelmişti. Bu büyük şans. 15 civarı arkadaşımız kalmıştı sadece. Onların bir kısmını ilk gemiyle getirdik. Bir kısmını da uçakla aldık. Bir zarar görmedik böylece. Türk müteahhitler orada ciddi işler alıyordu. Fransız ve İtalyanlar ABD 'liler ise iyi işler alamıyorlardı. Ama şimdi dengeler değişecek. Irak ve Afganistan 'da olduğu gibi işleri ihalesiz alıp bizim Türk firmalarını da taşeron olarak kullanacaklar. Daha önce de bunu yaptılar. Türk firmaları bugüne kadar ihaleye bile girmeden gidip iş alabiliyorlardı rahatlıkla. Bundan sonraki süreçte buna izin verilmeyecek gibi tahmin ediyorum. Büyük karları kendileri alacak. Biz artık birinci elden karlı işleri alamayacağız. Ama şöyle bir şansımız oldu. Önceden Rus pazarı çok iyiydi. Orada söz sahibiydik, işler iyi gidiyordu. Kriz gelince Ortadoğu 'ya kayma oldu. şimdi tekrar Rus piyasası hareketleniyor. Yine rotayı oraya çevireceğiz.
Talep gelirse Japonya 'da acil yerleşim oluştururuz
Bilimadamları küresel felaketlerin, depremlerin ve volkanik hareketlerin gitgide artacağını söylüyor. Gidişat onu gösteriyor zaten. Bizim yapmamız gereken ise bundan böyle güvenli yaşam alanları oluşturmak. Bununla ilgili projemiz hazır, ağustosta hayata geçirmiş olmayı planlıyoruz. Vidalama ve montaj esasına dayanan bir sistem. çadırdan gelişmiş, kaliteli ve kendinden tabanlı bir sistem bu. şehir kuruacağız afet durumunda. 13 bin metrekarelik kapalı alanda bin kişinin yaşayacağı, içinde sosyal tesisinden aile ya da bekar ünitelerine, sağlık ocağından polis lojmanına, okuluna kadar her detayın düşünüldüğü bir kamp. En önemli özelliği hemen oluşturulabilmesi. Japonya 'daki felaket için şu ana kadar bize bir talep gelmedi. Ama gelirse oraya da acil yerleşim planını kurarız.
Erzincan depremi bize büyük tecrübe kazandırdı
Prefabrik sektöründe firmaların çoğu Ankara merkezli. Devlet ihaleleri de büyük müteahhitler de Ankara 'daydı. Ankaralı şirketler hem devlete hem de özele hizmet veriyordu. 1992 yılında Erzincan 'da yaşanan deprem sonrası ben de 6 ay Erzincan 'da kaldım. Devlet hasarlı binalara bedel ödüyordu. Biz de Bayındırlık Bakanlığı ile anlaşma yaparak prefabrik sistemler yaptık. O zamanın teknolojisini kullanıyorduk tabi. 20 yıl sonra gittiğimde o binaların hala kullanıldığını gördüm ama eksikleri de vardı. Bizim dönüm noktamız, kendimizi aşmaya başladığımız an, daha önce teklif verdiğimiz bir müşterimizin bize peşin ödeme yaptığı ve binaları 6 ay sonunda teslim aldığı zamandır. O bize ilaç gibi geldi ve motor görevi yaptı. Sonra yürüdük, gittik.
Evler artık enerjisini kendi kendine üretecek
2000 yılında Almanya 'yı inceledik ve galvanizli hafif çelik yapı sistemini geliştirdik. Lüks konut niteliğinde, ısı ve ses izalasyonu mükemmel yapılar için çelik iskeleti üretmeye başladık. Steelife markasıyla inşaa ettiğimiz ses ve ısı izolasyonu olan yapılar bunlar. Her iklime uygun tasarlanabiliyor. Kurulacağı yerin şartları dikkate alınarak özel olarak tasarlanıyor. Rusya 'da - 20 derece için yaptığınız binayla, Cezayir 'de 40 derece için yaptığınız bina tabi ki bir olamaz. Betonarme yapılardan çok daha ekonomik, estetik ve güvenli sistemler bunlar. Bunlardan okul, hastane, sosyal tesisler de yapıyoruz. Önemli özelliklerinden biri de çok hızlı inşa edilmesi. En son bir tatil otelinin 40 villasını bu şekilde yapıp teslim ettik. İki ay içinde bitirdik. Bu sistemi daha da geliştirerek eko ev yapılar sınıfına da geçtik. Bununla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Sistem kendi enerjisini kendi üreten evler oluşturmaya yönelik geliştirildi.
Star