Sektörel

Vergi Konseyi emlakta can yakacak

Vergi Konseyi, Türkiye'de her bin kişiye 29 metre kare gayrimenkul düştüğünü ve bu oranın en az 10 kat arttırılması gerektiğini bildirdi. Konsey, kira gelirlerinde indirim ve istisnalar kaldırılarak, düz oranlı vergileme uygulanabileceğini belirtti.

Vergi Konseyi, yeni Gelir Vergisi Kanunu'nun yazılım çalışmaları kapsamında, bu vergiyle ilgili çeşitli gelir unsuru ve faaliyet alanlarıyla ilgili tespit ve değerlendirme çalışmasında bulundu.

Özel Çalışma Grupları toplantılarında, gayrimenkul sermaye iratlarındaki durum da masaya yatırıldı. Konuyla ilgili oluşturulan Çalışma Grubunun raporunda, ülkemizde gayrimenkule daha fazla yatırım zorunluluğuna dikkat çekilirken, bunun için yabancı fonlardan da yararlanılabileceği vurgulandı.

Gayrimenkuldeki kayıt dışılığa da işaret edilen raporda, kiracı-ev sahibi ihtilafları için Borçlar Kanununda değişiklik yapılarak, beyan edilen tutarın esas alındığı bir düzenleme getirilebileceği, beyanın üzerindeki kira tahsiline de engel olunabileceği kaydedildi.

-SORUN KİRALAR-

Vergi Konseyi Gelir Vergisi Kanunu Çalışma Grubunda, gayrimenkul sermaye iratlarıyla ilgili ortaya konan tespit ve değerlendirmelerden bazıları şöyle: 'Problem, mevzuattan çok, kira ve satış gelirlerindeki kayıt dışılıktan kaynaklanıyor. Emlak Komisyonculuğu Kanunu çerçevesinde, kontratın belli bir makamın onayından geçirilmesi gibi otokontrol tedbirlerinin uygulanması gerekmekte.

-Türkiye'de gayrimenkul envanteri için belediyelerdeki vergi bankalarından da yararlanılabilir.

-İstanbul'un yüzde 52'si kaçak olduğundan envanter çıkartmak mümkün görülmemekte. Ayrıca hem hukuken, hem de uygulamada güçlükler bulunuyor.

-GMSİ'de gayrimenkullerle ilgili değer tespitleri yapılarak, yıllık getirileri de saptanabilmeli. Mevcut değerleme sisteminde istismarlar bulunuyor.

-Kiralık konut tespitinde, muhtarlık kayıtlarından yararlanabilir. Burada kira değerlerini belirlemek mümkün olmuyor. Ancak yine de öncelikle kiralık konutlar belirlenerek, kişilerin beyanname vermesi sağlanmalı.

-GMSİ'nin tanımı da iyi yapılmalı. (İş makinelerinin kiralanması hususu gibi.) GMSİ yerine bu tür gelirler, 'kira gelirleri' üst başlığı altında toplanabilir. Objektif kriterler konularak, kiralama ticari organizasyonla gerçekleştiriliyorsa ticari kazanç, aksi halde GMSİ kazancı olarak nitelenebilir. Çok sayıda iş yeri veya konut kiralama olayı, ticari faaliyet olarak kabul edilebilir. Örneğin, milyon metre kare arsayı kat karşılığı veren

kişinin faaliyeti ticari olarak değerlendirilmeli.

-Vergi tarifesinin yüksek olması, kar oranının düşüklüğü yani amortisman süresinin uzun olması, vergilendirilmiş kazancın tekrar vergilendirilmesi (tasarrufların vergilendirilmesi, ülkenin yüzde 75-80'inin gecekondu durumunda olmasından dolayı yatırıma ihtiyaç duyulması, sektörde kayıt dışılığı doğuran sorunlar arasında.

-GMSİ'deki vergi yükü, kiracıya yansıyor. Kiraların piyasa değerinde olması da önemli bir husus. Türkiye'de kiralık konut üretimi teşvik edilmeli. Kiracıların da korunduğu ortamda bir denge kurulmalı. ABD'de sadece kiralık konuta yatırım yapan yatırım ortaklıkları bulunuyor.

-2 kişi arasında yapılan kira sözleşmesinin bir 3. kişiye onaylatılması suretiyle, kayıt dışının psikolojik etkiyle azaltılması söz konusu olabilir.

-İndirim ve istisnalar kaldırılarak, düz oranlı olarak vergileme yapılabilir. Burada ticari ve konut farkı gözetilerek, dual sistem çerçevesinde yüzde 10 veya yüzde 15'lik vergi oranı üzerinde durulabilir. Yine sermaye kazançları çerçevesinde, tek oranlı ve menkul sermaye iratlarına bağlı bir vergilemeye gidilebilir.

-Avrupa ortalamasına göre Türkiye'de her bin kişiye 29 metre kare gayrimenkul düşmekte. Bu rakam çok düşük ve en az 10 kat arttırılmalı.

-Türkiye'ye gelmek isteyen 5 milyar dolarlık fonlar bulunuyor. Ancak yeterli arsa ve alan üretilememesi, fonların gelişini olumsuz etkiliyor.

-Karaparanın gayrimenkul alımıyla aklandığının da göz önünde tutulması gerekiyor.

-Gayrimenkul alımı için alınan kredilerden gayrimenkulun gerçek değerinin belirlenmesinde yararlanılabilir. Bu konuda çıkarılacak bir düzenlemeyle, gayrimenkul vergi değerinin, kredi değerinin altında olamayacağı belirtilebilir.

-Mortgage Kanunu gereği 4-5 bin dolayında değerleme uzmanına ihtiyaç bulunuyor. Ancak kurulan değerleme büroları, rayiçlerin düşük olması nedeniyle büyüyemiyor. Bu büroların teşviki gerekli.

-Vergiler ve harçlar sadeleştirilmeli.

-Kiracıyla ev sahibi arasındaki ihtilaflar konusunda Borçlar Kanunu'nda değişiklik yapılarak, beyan edilen tutarlar esas alınabilir. Bu şekilde beyan ettiğinden fazla kira tahsil edilmesi engellenebilir.