Genel

Yabancılara mülk satışındaki yavaşlıktan kim sorumlu

Mustafa Pamukoğlu Cumhuriyet Gazetesi'nde yazıdğı Maliyeci Gözüyle köşesinde yabancılara yapılan mülk satışlarındaki son durum ile ilgili bilgiler verdi

 Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, rahat uyumamızı sağlayan, hayatlarında zorluk çekmemişlerin televizyonlarda bol keseden atmalarına olanak veren, temel değerlerin korunmasında güvencemiz olan, ekonomik bağımlılık nedeniyle işgal altındaki ülkemizi fiilen işgalinin yapılmasına (bu görüşümüze birçok büyük iktisatçı alaylı bakacaktır) caydırıcı güç olan ordumuz tu kaka edilmeye devam ediliyor.
Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu'nun Alanya'da düzenlediği bir toplantıda gayrimenkullerin yabancılara satışındaki gecikmelerde Ege Ordusu'nun da sorumlu kurumlardan biri olduğu dile getirilmiş. Yabancıya gayrimenkul satışının erdemlerinden söz edilmiş. Yabancıya gayrimenkul satmanın otel yapmaktan daha önemli olduğu, Türkiye'de yaşayacak yabancıların büyük harcamalar yapacağı için ekonomiye büyük katkıda bulunacağı noktasını yabancılara mülk satışından sorumlu kurumların dikkate alması gerektiği vurgulanmış. Gerekirse savcılığa Ege Ordusu hakkında da suç duyurusu yapılacağı belirtilmiştir.
Hayret artık orduya yüklenenlerin çeşitliliği artmış durumda. İnşaat müteahhitlerinin işleri ve kazançlarının aksamasında ordunun da sorumluluğu varmış da haberimiz yokmuş.
Tapu Kanunu'nun 35. maddesine göre, "Yabancı uyruklu gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, Türkiye'de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya mevzi imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazları edinebilirler. Sınırlı ayni hak tesis edilmesinde de aynı koşullar aranır. Yabancı uyruklu bir gerçek kişinin ülke genelinde edinebileceği taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni hakların toplam yüzölçümü iki buçuk hektarı geçemez" hükmü gereği yabancı gerçek kişiler Türkiye'de mülk edinebilirler.
Yine aynı maddede "Yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlanna göre kurulan tüzelkişiliğe sahip ticaret şirketleri, ancak özel kanun hükümleri çerçevesinde taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hak edinebilirler" hükmü gereği belli sınıra tabi olmaksızın yabancı şirketler Türkiye'de mülk sahibi olabilirler
Yabancılara sağlanan bu mülk edinmek hakkı için Türk vatandaşlarına da o ülkede mülk edinme hakkı sağlanmış olmalıdır ki, buna "karşılıklılık ilkesi" deniyor.
Yani yabancıların mülk edinmesinde bazı sınırlamalar dışında esastan bir şey yok; yabancılar sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, özel koruma alanları ile flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken hassas alanlarda ve stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinemeyecekleri alanlarda gayrimenkul sahibi olamazlar. Mülk edinilecek yerin bu alan içinde olup olmadığı konusunda yetkili kurumlar değerlendirme yapar ve gerekli izni verir veya vermez. Askeri bakımından stratejik alanlarda da ordu yetkilidir.
Bu toplantıdan çıkan sonuç: Resmi kurumlar bu araştırmayı ve izin vermeyi geciktirir de yabancılara mülk satanlar ve müteahhitler zarara uğrarsa bundan sorumlu olurlarmış. Kazanç peşinde koşanlar için ülkenin stratejik alanlarının satılması önemli değil. Örneğin Bozcaada'yı da yabancılara tamamen satalım, ne olacak
Eksik malzeme kullanımından, kaliteli imalattan, emsallerle oynayarak biraz daha yer kazanma hırsı ile alanları betonlaştıran,estetikten yoksun görgüsüz binalar ve projelerden kimi sorumlu tutacağız İnşaat müteahhitleri kazanç peşinde koşarken bu husustaki sorumluların da takipçisi oluyorlar mı İstanbul'da bir kişinin günde ortalama 4.5 saatinin trafikte geçtiği göz önüne alındığında kentin yapılaşmasında inşaat müteahhitlerinin sorumluluğunun ne kadar olduğunu araştırıyorlar mı Daha iyi kentleşme, daha görgülü binalarla önce kendi vatandaşının refahını düşünsünler. Depreme dayanıklı binaların nasıl yapılacağına kafayı yorsunlar. Emsali nasıl arttırırım, kodu nereden alırsam daha fazla yer kazanırım anlayışıyla bugünlere gelirken inşaat müteahhitleri bir özeleştiri yapmak zorundadır.
Elbette burada tüm inşaat müteahhitlerini kastetmiyoruz. Her kazanç peşinde koşanın kamu yararını gözeten resmi kurumları suçlamak yerine önce aynaya bakması gerektiğini bu vesile ile vurgulamak istiyoruz.
Cumhuriyet