Yabancılara vatandaşlık verilmesi çok yerinde bir karar!

Resmi Gazete’de yayınlanan, yabancılara vatandaşlık verilmesi yönetmeliğinin, gayrimenkul başta olmak üzere birçok sektör adına çok doğru, çok yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte atılacak ilave adımlar olduğuna inanıyorum. 1 milyon dolarlık alt limit, sektörün beklentilerinin üzerinde kaldı. Bu tutarın zamanla daha da aşağıya çekilmesi, çok daha geniş bir hedef kitlenin ülkemize ilgi göstermesine zemin hazırlayacaktır.

Evet, sektör dinamiklerini düşündüğümüzde, 1 milyon dolar, bugünün koşullarında oldukça yüksek bir tutar. Ancak doların son dönemde TL karşısında değer kazanması, bu kararla birlikte yabancı yatırımcı açısından tetikleyici bir unsur olabilir. Kurdaki artışa paralel, gayrimenkul fiyatları yabancı yatırımcılar için oldukça makul bir seviyeye geldi. Eylül 2016’dan bu yana doların yaklaşık %28 değer kazandığını görüyoruz. Bu da, çok basit bir hesapla, 1 milyon dolarlık bir gayrimenkulün değerinin, yabancı yatırımcı için 720 bin dolar gibi oldukça avantajlı bir seviyeye geldiğini gösteriyor. Üzerine vatandaşlık imkânı da düşünüldüğünde, yabancı yatırımcıların daha iştahlı bir şekilde harekete geçebileceğini öngörüyoruz. Elbette bu noktada ülkedeki ekonomik ve siyasi istikrar da yatırım kararı açısından belirleyici bir rol oynuyor.

Diğer taraftan farklı bir adım olarak, daha düşük tutarda gayrimenkul alan yatırımcılara öncelikle oturma izni verilmesi, ardından belirli bir süre sonra bu oturma izninin vatandaşlığa dönüştürülmesi de düşünülebilir. Dünyada bunun farklı uygulamaları mevcut. Örneğin ülkemizden 300 bin dolarlık gayrimenkul alan bir yabancı yatırımcıya önce oturma izni, ardından sıkı bir takip ve iyi bir misafir olarak faaliyet göstermesinden sonra, 5. yılın sonunda da vatandaşlık verilebilir. Bunun gibi alternatif düzenlemeler, oluşacak pozitif etkiyi katlayacak, sektörün çok daha geniş bir hedef kitleye ulaşmasını sağlayacaktır.   

Biz tutarı ne olursa olsun Türkiye’den mülk satın alacak yabancıları “daimi turist” olarak tanımlıyoruz. Ülkemize gelen her bir turistin, yaptığı harcamalarla kaç sektörün gelişimine aynı anda katkı sağladığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Diğer taraftan ülkemizden gayrimenkul alan tüm yabancı yatırımcıları, ülkemizdeki istikrar ortamını, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin güvenli bir ülke olduğunu, tüm dünyaya anlatacak gönüllü elçiler olarak da düşünebiliriz. Evet, iş dünyası olarak biz de bunu her platformda anlatıyoruz ancak söz ettiğimiz gönüllü elçilik çok daha farklı ve büyük bir etki yaratacaktır.

7 iklimi, 4 mevsimi, florası, lokasyonu, ulaşım kolaylığı, dünyanın kuzeyden güneye, doğudan batıya tam merkezindeki konumuyla ülkemiz, gayrimenkul alanında önemli bir fark yaratabilir. Körfez ülkeleri, BDT, Ortadoğu ve Avrupa’dan her türlü insana ev sahipliği yapabilecek bir kültür mozaiğine sahibiz. Genişletilecek, ilave düzenlemelerle desteklenecek vatandaşlık yönetmeliğiyle birlikte, bu bölgelerden ilginin katlanarak artması mümkün. Çok kültürlü bu coğrafya, ülkemize yerleşmek isteyen tüm yabancılar için herhangi bir uyum sorunu potansiyeli taşımıyor.

Bu noktada İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin birçok kentinde hızla tamamlanan altyapı yatırımlarının, özellikle İstanbul’daki ulaşım projelerinin trafiği artık bir sorun olmaktan çıkarmasının da yabancı yatırımcılar açısından cazip unsurlar olduğuna inanıyoruz. 

Türkiye, tüm bu değerleriyle, dünyanın ikinci vatanı olma, gayrimenkulde bir cazibe merkezi olma potansiyeline sahip. Yabancıya oturma izni ve vatandaşlık gibi düzenlemelerle, gayrimenkul sektörü, Türkiye’nin 2023 yılındaki 500 milyar dolar ihracat hedefine ciddi bir katkı sağlayabilir. Yabancıya gayrimenkul satışı, ülkeye sermaye çekmenin en uygun, en kolay yollarından biri. İlave adımlarla desteklenecek vatandaşlık yönetmeliğiyle birlikte Türkiye’de gayrimenkul sektörü, tıpkı ihracat gibi ülkenin milli gelirini yukarı taşıyan, büyümesini ivmelendiren duruma yükselecek.