23 / 12 / 2024

Yalçın Özgül üniversitelere mobilya tasarlıyor

Yalçın Özgül üniversitelere mobilya tasarlıyor

Yalçın Özgül, bugün üniversitelere mobilya tasarlıyor



Bundan 25 yıl önce ofis mobilyası kültürü yerleşmemişken bu pazarı Amasya'da oluşturarak ilk kez 80 metrekarede marka yaratan Yalçın Özgül, bugün üniversitelere mobilya tasarlıyor

Ofis mobilyası kültürünün henüz bilinmediği yıllarda Artvin'den gelerek Amasya'da bir makineyle marka yaratan Dovi'nin patronu Yalçın Özgül, yarattıkları pazar sayesinde bugün hemen hemen her yıl büyüdüklerini ve yatırım yaptıklarını söyledi. Üniversitelere, devlet işlerini mobilyayla donattıklarını belirten Özgül, yaptıkları 1 milyon Euro'luk yatırımla kapasitelerini artırdıklarını ve yurtdışına açılacaklarını ifade etti. Özgül, 3 milyon Euro'luk başka bir çelik fabrikası yatırım üzerinde çalıştıklarını kaydetti.

o Artvin'den gelip Amasya'da mobilya devi olmanın hikayesi nedir?

Mobilyacılığa ilk adım atmamız 1985 yılında dekorasyon işine dayanıyor. O zamanlar halı, duvar kağıdı, lambri işlerimiz vardı. Suni malzemeler bilinmiyordu. Modüler mutfak yapıyorduk. Bir süre böyle gitti. Biz ofislere sadece lambri ile girmiştik. Bir gün Ankara'da koltuk aldığımız firma bizden büro masası istedi. Biz de ilk kez bir masa yapıp onlara gönderdik. Daha kutu açılırken orada olan bir müşteri bizim masayı satın almış. Sonra bizi ziyaret ettiler ve kendileriyle çalışmamızı istediler. Biz de sadece iki model ürettik ve 5 yıl boyunca sattık. O zamanlar ofis mobilyasını pek bilen yoktu. Bu şekilde aslında pazar yaratmış olduk. Bundan sonra üreticiler artmaya başladı pazar büyüdü. Ürün çeşitliliği şart oldu. Modeller genişledi.

o İlk sermayenizi hatırlıyor musunuz?

Amasya'da başladık işe. 80 metrekare bir alan ve bir makina başlangıç sermayemiz oldu. Planlarımızdan daha hızlı büyüdük. 200 metrekareye sonra 400 metrekareye çıktık. Onlar da yetmedi bin metrekarelik bir alana geçtik.

Bin metrekare için `burası bizim mezara kadar götürür' dedik. Bir baktık 3 yıl sonra orası da bize dar gelmeye başladı. Amasya Organize Sanayi'nde bin 450 metrekarelik bir blok yaptık. Bir yıl sonra yanına bir tane daha yaptık. Burası bizim çocuklara da yeter derken bir üçüncüyü yapma ihtiyacı doğdu, çok hızlı büyüyorduk. Orada kıpırdayacak yer kalmayınca Merzifon'a bulunduğumuz yere taşındık ve şu anda 10 bin metrekarede çalışıyoruz. Bir yıl sonra burası da bize dar gelecek gibi.

o Ofis mobilyasında bölgede lidersiniz başka sektörler planlarınızda var mı?

5 yıl öncesine kadar ev mobilyası ve  mutfak mobilyası yapıyorduk. Bunlardan çıktık. Ofis mobilyasında uzmanlık kazanma yolunu seçtik. Bilgi birikimimizin üst düzeyde olduğu alan buydu.

Bundan sonra ihtisaslaştık ve yatırımlara ağırlık vermeye başladık. Model geliştirdik ama başkaları da model geliştirip yatırım yapıyordu, hızlanmamız gerekiyordu. Hemen makine parkurunu yenileme kararını uygulamaya aldık.

o Bu yatırımların size maliyeti ne oldu, ne size sağlayacak?

Merzifon'daki fabrikamız için harcadığımız para 1 milyon Euro'yu buldu. Bu, kapasitemizi yüzde 50 civarında diye planlıyoruz.

o Sizin müşterileriniz kimler?

Biz büyüdük, sektör de büyüdü. Artık mobilyaya plastik, pvc, cam girmeye başladı. En büyük müşterimiz ise devlet. Çok insan çalıştırıyor,  üniversitelere de veriyoruz. Sürekli yeni birimler açıyor ünversiteler. Bir de şirketler var.

o Kafanızdaki başka yatırım projeleri neler peki?

Çelik işine giriyoruz. Bu piyasyala ilgili aslında. Önemli tasarımcılarla çalışıyoruz. Özel ürünler yapıyoruz. Bu ürünlerde metal kullanmak gerekiyor. Çok detaylı işler bunlar. Herkes ahşap üretiyor ama metal de kalıyorlar. Bizim çelik yatırımımızın tamamlanması uzun sürecek pahalı bir yatırım. 5 yıl sonunda faaliyete geçmiş olmasını planlıyoruz. Bunların ekonominin büyümesiyle alakalı.

o Peki mağazalaşma...

Bundan sonra bazı marketlere girmek için çalışıyoruz. Mağazalaşmayı bir yandan sürdürüyoruz. Günlük gidip anında müdahale edebileceğimiz şehirlerde 150-200 km'lik alanlarda kendimiz açıyoruz. Bunu genişletiyoruz tabi ama bekleme ve aktarma istasyonları da gelecek. Güçlü bayilerimizin olduğu yerlerde buna gerek yok tabi. Şu anda 6 mağazamız var.

`Ben Lazım markamı da Lazca seçtim'

Dovi `doğrama-vidalama' olarak yorumlanıyor. Ama ben Lazım ve Dovi Lazca'da eylem hareket belirten, çalışmayı anlatan bir kelime. Dovi'nin `doğra ve vidala' anlamına geldiğini ise  çalışan bir arkadaşımız yakıştırdı.

Hindistan önemli müşterimiz

Suriye, Libya ve özellikle Hindistan'a ağırlıklı olarak ihracat yapıyoruz. İhracat, üretimin yüzde 20'sini tutuyor. Az miktarda da olsa İtalya, Yunanistan ve Romanya var. Arayışlarımız sürüyor. Ticaret elçisi gibi çalışan TUSKON'la ve bir kolu olan Yeşilırmak Sanayici ve İşadamları Derneği YESİAD ile çalışıyoruz.

Hükümet reel sektörü desteklesin yatırım yok

Dünyanın yaşadığı krizi bankacılık sistemini etkilemedi ancak reel sektör ciddi sıkıntıda. Rakamlar iyiye gidişi işaret etse de reel sektör sıkıntı yaşamaya devam ediyor. Devlet iş verdiği zaman, her sektör iş yapıyor. Bu hükümet başa geldiğinde tek parti iktidarına susamıştı herkes. Bir ivme yaşandı. Ama şimdi şirketler, üretici yatırım yapmaktan çekiniyor. Bizden sonra yeni yatırımcı gelmedi mesela buraya. Hep kapasite artıranlar var yeni bir çivi çakan yok. İstihdamda artış yok. Kiralık satılık tesislere talip çıkmıyor hatta soran çıkmıyor. İktidarın reel sektörü desteklemesi lazım. Bizlerin talebi bu olabilir. Her yıl bir çok genç istihdama katılıyor. Devlet sistemi kurar, yatırımı ise özel sektör yapar. Devlet yatırımcı olamaz. İyi rekabet eden büyümeyi sağlar yatırımcı da devlet de kazanır.

KAYITDIŞI CİDDİ HAKSIZLIK

Kayıtdışı büyük problem. Merdivenaltı üretim yapan vergi ödemiyor, sigorta yapmıyor. Siz legal çalışıyorsunuz. Nasıl rekabet edeceksiniz. Sosyal hakların toplamı Avrupa'da yüzde 38, Türkiye'de yüzde 40, Afrika ve Doğu Bloku ülkelerinde yüzde 17. Türkiye'de üreticinin işi zor.
Fulya Erdem / Star


Geri Dön