Yapı Denetim Birliği: Yeni bir Marmara Depremi'ne hazırlıklı değiliz!
Yapı Denetim Birliği 17 Ağustos ile ilgili basın açıklaması yaptı. Afet riski özellikle de deprem riski altında bulunan eski yapı yoğunluklu ve kalitesiz bina stoğunun bulunduğu ilçelerde, alanlarda yasanın öngördüğü amaç henüz gerçekleştirilemedi.
Ülkemiz için asrın felaketi olarak tanımlanan Marmara depreminin üzerinden 15 yıl geçmiş olmasına rağmen alınması gereken önlemlerin tam olarak alınamamış, deprem odaklı dönüşümün sağlanamamış olması sebebiyle vatandaşlarımızda olası depremlerin meydana getirebileceği yıkımın ve kayıpların endişesi giderilememiştir.
2 yıl kadar önce çıkarılan 6306 sayılı Kentsel Dönüşüme esas teşkil edebilecek yasayla uygulama hızlandırılmak istenmiş ancak dönüşüm çoğunlukla arsa rantının yüksek olduğu bölgelerde karşılık bulabilmiştir. Afet riski özellikle de deprem riski altında bulunan eski yapı yoğunluklu ve kalitesiz bina stoğunun bulunduğu ilçelerde, alanlarda yasanın öngördüğü amaç henüz gerçekleştirilememiştir.
Ayrıca uygulamanın büyük bir kısmı TOKİ / EMLAK GYO ve Belediyeler eliyle yapıldığından inşa edilen yapıların denetimi 4708 sayılı Yapı Denetimi Yasası kapsamı dışında bırakılmaktadır.
Neredeyse tamamı deprem riski altında bulunan ülkemizin herhangi bir bölgesi her an yeni bir felaketle karşı karşıya kalabileceğinden, dönüşümün hızlandırılması için yasada gerekli revizyonlar yapılarak teşvikler artırılmalı ve uygulama hızlandırılmalıdır. Mevcut zayıf ve yetersiz yapılar acilen yenilenmeli veya güçlendirilmeli, içinde yaşayanların can ve mal güvenliği sağlanmalıdır. Bu konuda artık kaybedecek zamanımız yoktur, zira bu zamanı geçtiğimiz 15 yılda cömertçe harcamış durumdayız.
Yapı Denetimi ile ilgili ilk mevzuat düzenlemesi olan 595 sayılı KHK’nın Anayasa Mahkemesince iptali sonrasında 2001 yılında gerekli özen gösterilmeden ve aceleyle çıkarılan ve 19 ilde pilot olarak başlayan 4708 sayılı yapı denetim yasası ancak 2011 yılında 81 ilde uygulanmaya başlanabilmiştir.
Yapı denetim sistemini oluşturan mevzuatta, yapılan tüm değişikliklerin sistemi geriye götürecek unsurlar olmasına rağmen, yasa kapsamında 2001 yılından günümüze inşa edilen tüm yapılarda taşıyıcı sistem güvenliği ve ısı yalıtımı konusunda yasayla hedeflenen sonuçlara ulaşılmıştır. Ancak mevzuatta yapılan değişiklikler yapı denetim sistemi giderek zayıflamakta ve etkinliği azalmaktadır.
4708 sayılı yasada Marmara depreminin 12. yılında 17 Ağustos günü yapılan düzenlemeyle sanki fazlaymış gibi denetim hizmeti asgari ücreti düşürülmüş ve sonrasında da yönetmelik değiştirilerek 2008 yılında ihtiyaca göre hesaplanmak üzere sınırlanan firma sayısı adeta serbest bırakılarak ihtiyacın çok ötesinde firmanın kurulması sağlanmıştır. Bu sayede faaliyetini zorlukla sürdürmekte olan yapı denetim kuruluşları artan haksız rekabet ortamında yaşam mücadelesi verir hale gelmiştir.
Müteahhidin keyfiyetine bağlı olarak sürdürülmeye çalışılan yapı denetim sistemi giderek bozulmaktadır. Zaman içerisinde ortaya konacak yanlış uygulamalar ile bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları kaybetme noktasına gelebilir, mevzuattaki eksiklikler giderilmediği takdirde Soma’daki maden faciasına benzer deprem felaketleriyle karşılaşabiliriz.
Bu nedenlerle bağımsız ve güçlü bir denetim sistemi acilen kurulmalı ve mevcut 4708 sayılı yasada başta ceza maddeleri, kuruluşların kapatılması olmak üzere yapı denetim kuruluşlarının lisanslandırılması yeni kriterlere bağlanarak sistemin kurumsallaşmasının önünü açacak düzenlemeler acilen yapılmalı, kamu yapıları dahil olmak üzere tüm yapı sektörü kapsama alınmalı, yasa imar yasası ile uyumlu hale getirilerek çağdaş bir sistem dizayn edilmelidir.
Milletimizi derin yasa boğan Marmara depreminin 15. yılında depremde yaşamını yitirmiş olan vatandaşlarımıza tekrar Allahtan rahmet diliyor, yakınlarına baş sağlığı dileklerimizi iletiyoruz.