Sektörel

Yapı ruhsatlarında yeni dönem başlıyor!

Akustik Uzmanı ve Öğretim Görevlisi Türker Talayman,1 Haziran 2018 tarihinde yürürlüğe girecek olan Gürültü Yönetmeliği’nin yeni yapılardaki komşu gürültüsüne, şehir gürültüsüne, bina içi seslerin azaltılmasına yönelik olduğunu söyledi..

Işıklar Yapı Ürünleri, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) ve Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi (YUAM) iş birliğiyle düzenlenen “Yapılarda Güvenlik ve Konfor Duvarla Başlar” etkinliğinde konuşan Akustik Uzmanı ve Öğretim Görevlisi Türker Talayman, 1 Haziran 2018 tarihinde yürürlüğe girecek olan Gürültü Yönetmeliği’nin detaylarını paylaştı.

 

Yeni yapılarda ruhsat almak için mimari ve tesisat projelerine ek olarak akustik proje, hesap ve çizimlerinin de başvuru esnasında sunulması gerekeceğini dile getirdi. 
 

Türker Talayman, ilgili yönetmeliğin yeni yapılardaki komşu gürültüsüne, şehir gürültüsüne, bina içi seslerin azaltılmasına yönelik olduğunu söyledi.

 

Bu tarih itibariyle yapı ruhsatı almak için yapılan başvurularda mimari ve tesisat projelerine ek olarak yönetmeliğe göre hazırlanacak akustik proje, hesap ve çizimlerinin de dosya olarak sunulması gerektiğini söyleyen Talayman, bu belgelerin eksik olması ya da yeterliliğin sağlanamaması durumlarında yapılara ruhsat verilmeyeceğini vurguladı.

 

Eski yapılara bir zorunluluk getirilmediğini de belirten Talayman, mevcut yapının kullanım amacı kısmen veya tamamen değiştirilirse ya da esaslı onarım ve tadilat yapılırsa eski yapıların da bu yönetmeliğe tabii olacağını ifade etti.

Akustik Konusunda Uzman Kişi ve Laboratuvarlara İhtiyaç Artacak!

Yapı ruhsatı veren idarelerde en az bir akustik uzmanı olması gerekecek. Talayman bu konuyla ilgili aynı zamanda denetimlerin ve ölçümlerin de bu uzmanlar tarafından yapı akustiği ölçüm setleri ile yapılacağını söyledi.

Maliyete Değil Sağlayacağı Faydaya Odaklanılmalı!

Bu yönetmeliğin inşaat sektörüne ek bir maliyet getirip getirmeyeceğini de yanıtlayan Türker Talayman, “Yapı ürünleri üreten firmalar AR-GE ve üretime, inşaat yapan firmalar da malzemelere ve projelendirmeye ilave bir bütçe ayıracaklar. Ancak buna kötü bir durum gibi bakmamak gerekir. İlk zamanlarda bu konular maliyet artışları gibi gözükse de binalarda ısı yalıtımı konusunda olduğu gibi taşlar zamanla oturacak ve ısı yalıtımsız bina düşünülemediği gibi akustik yalıtımı olmayan bina da düşünülemez duruma gelecektir.” diyerek maliyete değil sağlayacağı faydaya odaklanılması gerektiğini ifade etti.

Yapılarda  ekonomik değil ekolojik çözümler gerekli!

 

Etkinlikte konuşan  Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sema Ergönül  yapılarda sürdürülebilirliği işaret ederek, mantolama denilen yalıtım çalışmalarına değindi. Bu yalıtım çalışmalarının binanın yapım aşamasındaki kadar sağlıklı ve kaliteli olamayacağını ifade eden Ergönül, ekonomik olan çözümlerin ne yazık ki ekolojik olmadığını belirtti.

 

Yapıların doğru yapı malzemeleriyle inşa edildiğinde daha sağlıklı ve uzun ömürlü olacağını söyleyen Ergönül, bir yapının ilk yatırım maliyetinin değil, toplam yaşam döngüsü maliyetinin dikkate alınması gerektiğini vurguladı. “Yapının işletme, bakım-onarım ve elden çıkarma maliyetleri göz önünde bulundurulmalıdır.” uyarısını yaptı. 

Dış Cephe Yangına Karşı Zırh Olmalı!

 

Etkinliğin diğer bir konuşmacısı olan Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi (YUAM) Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Özgünler ise yapılardaki yangın yalıtımına değindi. Yangının en hızlı olarak binanın dış cephesinden diğer katlara ve yapılara sıçradığını belirten Özgünler, cephede kullanılan malzemenin kesinlikle yanmaz olması gerektiğini vurguladı.

 

İnşaat sektörünün Türkiye’de hızla büyüdüğünü belirten Özgünler, yeterli denetimin yapılmaması, yönetmeliklere sadık kalınmaması durumlarında yapıların yaşam ömürlerinin az olacağının altını çizdi. Ses, ısı ve yangın yalıtımlarının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini dile getirdi.