Kent Haberleri

Yargıtay'dan Ayasofya için emsal! 74 yıl sonra ibadete açılıyor!

Danıştay, 1945 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülen İstanbul’daki Kariye Camii ile ilgili tarihi bir karara imza attı.

 

İstanbul'un fethinden sonra bir süre kilise olarak kullanılan Fatih’teki Kariye Camii, 1511'de camiye çevrildi. Fakat Kariye Camii'nin de arasında bulunduğu birçok cami ve mescit, Bakanlar Kurulu'nun 29 Ağustos 1945 tarihli kararıyla bakım ve onarım giderleri devlet bütçesinden ödenmek üzere Milli Eğitim Bakanlığı'na müze ve müze deposu olarak tahsis edildi. Yeni Şafak'tan Osman Özgan'ın haberine gçre, Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği kararın iptali istemiyle dava açtı.

DAİRE: "MÜZE OLARAK KULLANILMASI HUKUKA UYGUN"

Danıştay 10. Dairesi, Kariye Camii'nin müze olarak kullanılmasında hukuka aykırılık bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verdi. Dairenin, 12 Mart 2014 tarihli kararında, Kariye Müzesi'nin İstanbul'un tarihi alanlarının önemli parçalarından biri olduğu ve ortak miras olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip olduğunu belirterek davayı reddetti.

DOSYA YENİDEN İNCELENDİ

Davacının söz konusu kararı temyiz etmesi üzerine de konu, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na taşındı. 26 Nisan 2017 tarihinde dosyayı görüşen Kurul, 10. Daire'nin verdiği kararı hukuk ve usule uygun bularak kararın onanmasına hükmetti. Davacı bu sefer de Bakanlar Kurulu kararının hukuka aykırı olduğunu bildirerek karar düzeltme talebinde bulundu. İdari Dava Daireleri Kurulu, davacının karar düzeltme istemini de kabul ederek, daha önceki kararı kaldırdı ve temyiz istemini yeniden inceledi.

KARAR BU KEZ BOZULDU

İdari Dava Daireleri Kurulu, yeniden yapılan incelemeler  neticesinde Bakanlar Kurulu kararının hukuka aykırı olduğuna hükmederek, Danıştay 10. Dairesi'nin verdiği kararı bozdu. Karar, 5'e karşı 6 üyenin oy çokluğuyla alındı. Kararda, Kariye Camii'nin Osmanlı döneminde özel hukuk hükümlerine göre vakfedildiği, mazbut Fatih Sultan Mehmet Vakfı'na ait hayrat taşınmazlardan olduğu belirtildi. Hayrat taşınmazların, ibadethane, hastane ve aşhane gibi doğrudan hayır hizmetlerinin ifası için kurulmuş kamu malı niteliğinde olduğu, dolayasıyla bunlar hakkında özel mülkiyet hükümlerinin uygulanamayacağı bildirildi. Ayrıca hayrat taşınmazların, vakfın belirlediği kullanım şekli dışında bir kullanım amacına tahsis edilemeyeceği belirtildi.

VAKIFLAR DEVLET KORUMASI ALTINDA OLMALI

Kararda, "taşınmazın ilelebet cami olarak kullanılması" yönündeki iradesini ve tahsisini ortadan kaldıracak şekilde alınan Bakanlar Kurulu kararının, daha yürürlüğe girmemiş bir kanuna atıfla ihdas edildiği de belirtildi. Hayrat vakıflarının, amaç dışı kullanımlara karşı üçüncü kişilerin yanında bizzat devlete karşı da korunduğu vurgulanan kararda, şu ifadeler yer aldı: "Bu vakıfların devletin koruması altında olması, devletin istediği zaman ve istediği şekilde vakıf malları üzerinde tasarrufta bulunması anlamına gelmez. Devlet sadece vakıf mallarının amacı doğrultusunda kullanılmasını teminen, kendisine emanet edildiği varlık konumundadır. Bir düzenlemeyle bile hayrat vakıfların, başka bir amaca özgülenmesi hukuka aykırı olacaktır."

CAMİ OLMASI KANUNA AYKIRI DEĞİL

Bakanlar Kurulu kararı alınırken işlem tarihinde yürürlükte olan 2762 sayılı Vakıflar Kanunu’nun öngördüğü şartlara uyulmadığı bildirilirken, “Dava konusu Bakanlar Kurulu kararı, kanunda öngörülen şartlardan hiçbirisi gerçekleşmeden alınmış, gerekli şekil şartlarına da uyulmamıştır. Zira; Kariye Camii’nin cami olarak kullanılmasında kanuna ve kamu düzenine aykırılıktan söz edilemeyeceği gibi Bakanlar Kurulu kararına altlık oluşturulmak üzere Vakıflar Genel Müdürlüğü İdare Meclisi’nin herhangi bir teklifi bulunmamaktadır. Öte yandan yapılan tahsis, bir ibadethanenin depo ve müze olarak kullanılması amacına matuf olup, şartlar var olsa bile dava konusu işlemi maksat yönünden açıkça sakatlamaktadır. Belirtilen nedenlerle, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı, yetki, şekil, sebep, maksat yönlerinden hukuka aykırıdır” ifadeleri yer aldı.

74 YIL SONRA YENİDEN

Dosya, yeniden bir karar verilmek için Danıştay 10. Dairesi'ne gönderildi. İdari yargıda en üst merci olan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun kararı da kesin ve bağlayıcı nitelikte. Bu kapsamda, 10. Daire de İdari Dava Daireleri Kurulu'nun kararı uyarınca yeniden bir hüküm kuracak ve böylece, 1945 yılında müzeye dönüştürülen Kariye Camii yeniden ibadete açılabilecek.

Ayasofya'nın restorasyonunda son durum!