Yaşar Aşçıoğlu: Moralim bozuldu, yatırım yapmayacağım
Aşçıoğlu İnşaat'ın sahibi ve İnşaatçılar Derneği Başkanı Yaşar Aşçıoğlu, "Likör arsasındaki projeden başka bir şey yapmayacağım. Ne arsalar geliyor, elimin tersiyle itiyorum. Moralim bozuldu" dedi
Yaşar Aşçıoğlu, Selenium markasıyla İstanbul'un en lüksleri arasında bulunan gökdelenlere, dev projelere imza atıyor. Sahibi olduğu Aşçıoğlu İnşaat'ın yatırımları yanında İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) başkanlığını da yürüten Aşçıoğlu'nun son projesi ise Mecidiyeköy'deki Likör Fabrikası'nın arsasında yükselecek. Ve belki de gelecek birkaç yıl boyunca ilgilendiği tek iş bu olacak. Çünkü morali bozulmuş bir kere!...
-Sektörde kıpırdanmalar başladı. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz son durumu?
İnşaatçılar gerçekten çok yalnız ve sahipsiz. Sahip çıkılmayan bir sektör. Desteklenmediği gibi işadamlarını demoralize eden faktörler çok fazla. Bürokratik engeller gibi... Zaman içinde, yakında göreceksiniz; İnşaatçılar Derneği Başkanı şapkamla söylüyorum, çok dev firmalar küçülme yoluna gidecekler. Karar aldılar. Konuşuyoruz.
"Çok güzel yerleri geri çeviriyorum"
-Siz de küçülecek misiniz?
Bu kadar uğraşıyorum, çaba sarfediyorum, kendimi parçalıyorum, ömrümden yiyorum, sağlığımdan yiyorum, niye? Niye çok fazla inşaat yapayım, daha küçük daha butik inşaatlar yaparım. Ben de küçüleceğim. Likör arsası var şimdi. Orayı yapıyoruz. Onun dışında bana çok da güzel yerler geliyor. Bir zamanlar peşinde koştuğum yerleri, fiyatları düşmüş olmasına rağmen almıyorum. Almayacağım da. Moralimiz bozuldu. Bodrum projeleri hazırdı, onları da iptal ettim. Hep özkaynakla olmaz. Kredi gelmiyor hiç.
-Nedir sizi bu kadar yıldıran? Krizin etkisi mi?
Gidiyorsunuz belediyelere, resmi dairelere; her an mercek altındasınız. Devlet daireleri ve bürokratlar sizi yolunacak kaz gibi görüyor. İşte bu bürokratik engeller yüzünden işadamı kaybetmeyecek ki. 10 bina yapacağıma bir tane yaparım. Ne kaybederim? Günde 6 öğün yemek yemiyorum, 3 kat elbiseyi de üst üste giymiyorum. Aynı anda iki arabaya da binemiyorum. Bir inşaatla da yetecek para kazanıyorum. 50 yaşındayım. En verimli çağımdayım. En güzel işleri yapmalıyım. Ama bu yaşta yıldırıldım. Başka büyük şirketler de bu durumda. Krizlere alışkınız, neden o değil ama krizde devlet, hükümet sana sahip çıkmıyor. Bürokrat seni hala yolunacak kaz olarak görüyor. En büyük rahatsızlığımız rantiyeci olarak görülmek. Rantiyeci olsak parayla oynardık biz.
"Vatandaş yolda çevirip bedava daire istiyor"
-Bazı inşaatçıların arsaların imar planlarını değiştirerek işi ekstra karlı hale getirmesi gibi bir durum var... Vatandaş, "Siz de ağlamayın" diyor...
Bu bakıştan rahatsız olmam. Vatandaşın biri beni yolda çevirdi. `Bana buradan bir daire vereceksin' dedi. `Niye' dedim. `Bu kadar dairen var, ne yapacaksın, birini de bana vereceksin' dedi. Tabii güldük geçtik. Halkın böyle düşünmesinden doğal bir şey olamaz. Ben de halkım. Birileri gibi ben de sırça köşküme kapanıp kendime münhasır bir hayat yaşasaydım bunları anlamıyor olabilirdim. Nereden geldiğimi biliyorum. Ben de bir köylü çocuğuyum. Sokaktaki herhangi sade bir vatandaş beni cebimden arayabiliyorsa rahatlıkla, çıktı çıkalı cebimi değiştirmediysem, dar gelirli vatandaş gibi zamanında yaşadıysam derdini benden iyi kimse anlayamaz. Öyle düşünecek tabii ki. Ama biz, ülkenin gidişatına yön veren kesim böyle düşünmemeli. O zaman Osmanlı'da olduğu gibi çadırlarda yaşamamız lazım. Ya da gecekondularda. Ülkenin çıtasını bir yerlere çekmeye çalışan insanlar hep vardı. Olmaya da devam etmelidir. Yoksa ülke gelişemez. Benim de yapmak istediğim bu.
"Bankalar rekor karlar açıklamaktan utanmalı bir gün hesabını sorarız"
-Bankalar rekor düzeyde para kazanıyor, bir de utanmadan rekor karlılıklar açıklıyorlar. Bari bunu gizlesinler. Bu onların ayıbıdır. Bize iki kuruş kredi vermiyorlar. İnanılır gibi değil.
-Başbakan bu konuda bir şeyler yapmaya çalışıyor ama yapamıyor. Yapacağı şey çok zor değil aslında. Merkez Bankası, devlet, özel bankalardan para alımını kesmeli. O zaman parayı reel sektöre vermek durumunda kalacaklar.
-Ayrıca, devlet bankalarının reel sektöre kredi musluklarını açması lazım. Başbakan bankaların tutumunu eleştiriyor ama devlet bankalarını devreye sokmuyor. Dile getirmek yeterli değil.
-Biz bunun hesabını özel bankalardan soracağız zaten, serbest ticaret piyasasında. Çünkü biz hancı, onlar yolcuyken, çok uğrayacaklar bizim hana.
"Likör fabrikası halka açılacak"
-Likör arsasındaki proje ne zaman başlıyor?
Bir, bir buçuk ay içinde inşaat başlar. Orada bir eser var. Likör fabrikası. O kalacak. Onu ihya edeceğiz. Tam amacı belli değil ama sosyal amaçlı bir şey olacağı kesin, müze gibi. Çarşı olacaktı mesela, yoğunluk getiriyor düşüncesiyle 45 bin metrekare alışveriş merkezi hakkımız olmasına rağmen, Mimarlar Odası'nın da uyarısıyla biz oradan vazgeçtik. Sadece rezidans olacak projede. Yeşil alan olacak. Daha likör fabrikasına adım atan yok o bölgede. Biz orayı kamuya açacağız. Kamu içeriye girecek artık. Sokaktaki vatandaş o fabrikayı görecek. Rezidans girişini ayıracağız.
-Kaç tane daire olacak?
780 tane. Projenin en üst katına New York, Times Square'deki Marriot Otel'in üstünde bulunan dönen restoran gibi bir restoran yapmak istiyoruz. 1 saatte tam tur atacak. İki blok olacağı kesin ama proje tam netleşmedi.
-Ne kadarlık bir yatırım toplam?
200 milyon dolar. Arsa bedeli hariç. Onu da eklersek 500 milyon dolar.
"Selenium Twins'ten 5 kat fazla kazanmayı bekliyordum"
-Selenium Twins'te satılmayan 40-50 konut var. Fiyatlarda indirime gittiniz mi?
Liköre finansman sağlamak için maliyetine daire verdik, 1 milyon 250 bin dolara. 248 daire vardı. Yatırım bedeli 200 milyon dolar buranın. Ama tabii her daire aynı büyüklükte ve fiyatta değil. Daha ekonomik sattıklarımız da oldu tabii. Maliyetine verdim, iyi ettim. Verdiysem kendi malımı verdim, bankaya tenezzül edeceğime kendi malıma nazım geçti. Bu hafta veya gelecek hafta kapatacağız zaten kampanyayı. Normal fiyata döneceğiz.
-Kar etmediniz mi peki bu projeden?
Sonunda edeceğiz gibi görünüyor ama beklenenin çok çok çok altında. Kazanacağımın beş katını bekliyordum. Metrekare fiyatı olarak 12 bin dolar düşünüyordum burada. 5 bin 300 dolara sattım. Üstü hep kardı bunun. Ama nisandan sonra piyasa açılınca bence yüzde 100 kazanır daire sahipleri.
"Otel açıp Güney'e gideceğim tam ihtiyar işi"
-İnşaatta durmaya karar vermişsiniz. Başka bir sektörde yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
Otel düşünüyorum. Tam ihtiyar işi. Büyük otel değil. Küçük butik oteller. Bodrum'da, Göcek'te de olabilir. Önünde de küçük bir tekne olacak...
-Emekli mi olacaksınız?
Ne yapayım! Bıktım. Bu krizi, fırsat bilenler büyütüyorlar şu anda. Bankalar gibi... Sermaye yapılarını krizde güçlendiriyorlar. Yoksa neden bu kadar karlılık olsun.
Menekşe ATASELİM/Gazete Habertürk