Yatırım harcamalarında faizlerin düşmesi ile artış bekleniyor!
TL değer kazandı, cari denge iyileşti, finansal türbülans hasarsız atlatıldı. Bu olumlu işaretlerle güven endeksleri artışa geçti. Ekonomide ihtiyatlı iyimserlik dönemi yaşandığına dikkat çeken ekonomistler, döviz kurunun istikrar kazanması ve faizlerde düşüş meydana gelmesi halinde yatırım harcamal
TÜRKİYE ekonomisinin son aylarda yaşanan finansal türbülansı önemli bir hasar almadan atlatacağına yönelik işaretlerin güçlenmesi, cari dengede iyileşme ve Türk Lirası’nın değer kazanmasıyla güven endeksleri yükselişe geçti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, reel kesim güven endeksi Kasım’da bir önceki aya kıyasla 5.2 puan artışla 92.8 değerine ulaştı. İmalat sanayinin kısa dönemdeki eğilimlerini yansıtan reel kesim güven endeksi ise, iyimserlik sınırı olan 100’ün altında gerçekleşse de, genel gidişat ve gelecek üç aya ilişkin olumlu sinyaller verdi. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, genel gidişat, gelecek üç aydaki üretim hacmi, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, gelecek üç aydaki toplam istihdam miktarı, mevcut mamul mal stoku, mevcut toplam sipariş miktarı ve sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, son üç aydaki toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endekse azalış yönünde yansıdı. Kasım’da mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi bir önceki aya göre 5.7 puan artışla 96.8 oldu.
İHTİYATLI İYİMSERLİK DÖNEMİ
Para Dergisi'nde yer alan habere göre, 2018 yılında genel olarak düşüş trendinde olan hizmet ve perakende ticaret güven endeksleri de vergi indirimleri ve dövizdeki gerilemenin etkisiyle Kasım’da toparlandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi Kasım’da bir önceki aya kıyasla yüzde 5.4 artışla 79.8, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 4.3 artışla 90.7 düzeyinde gerçekleşti. İnşaat sektörü güven endeksi ise Kasım’da yüzde 3.5 azalarak 56.6 oldu. Kasım’da ekonomik güven endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 9.1 artışla 73.7 değerini aldı. Endeksteki artış, tüketici, reel kesim, hizmet ve perakende ticaret sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı.
Ekonomide ihtiyatlı iyimserlik dönemi yaşandığına dikkat çeken ekonomistler, döviz kurunun istikrar kazanması ve faizlerde düşüş meydana gelmesi halinde yatırım harcamalarında da artış bekliyor. Enflasyonda düşüş beklentisinin piyasada fiyatlamalara girdiğine dikkat çeken ekonomistler, kurdan kaynaklı bazı kalemlerde artış olsa da “vergi indirimleri ve kurdaki gevşeme” ile 3 Aralık’ta açıklanacak Kasım ayı enflasyon verilerinde aşağı yönlü seyir bekliyor. Kasım ve Aralık ayı enflasyon verilerinin ortaya çıkmasıyla, 2018 yılının ikinci yarısı için memur ve emekliye yapılacak enflasyon farkı ödemeleri de belli olacak.
“İnşaat sektöründe sorunlar var!"
Hikmet BAYDAR / 3. Göz Danışmanlık CEO'su
Ekim ayına göre nispeten daha iyi gelen hizmet ve perakende ticaret sektör güven endeksleri 2017 Ocak'tan bu yana hala en kötü seviyelerde, inşaat sektörü güven endeksinin bu kadar kötü olması ise sektörde ciddi sorunlar olduğunu gösteriyor. Endeks 100 seviyesinin üzerinde olmadığı sürece geleceğe karamsar bakıldığının altını çizmek lazım. Kısacası her üç sektörde risk alma veya geleceğe çok pozitif bakma konusunda olumlu değiller. Kasım ayı tüketici güven endeksi 59.6 ile karamsar tabloyu göstermeye devam ederken talep bacağında bir hareketlilik bekleyemeyiz.
Bu durumda kapasite artırımı gibi yatırımlar için çok istekli bir yatırımcı bulmak da zor. Kaldı ki Kasım 2018'de kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre yüzde 1.3 azalarak 74.1 seviyelerine geriledi.
Dış ticaret açığındaki daralmanın daha çok ithalat bacağındaki azalmadan olduğunu ve ithalatın çoğunlukla ara malı olduğunu düşünürsek iç piyasada talebin zayıf olduğunu söylemek pek de yanlış olmayacak. Bu ortamda yatırım eğilimi de düşük olacak diye düşünüyoruz. Kaldı ki kredilerin gittikçe sıkılaşacağı beklentisi, krediye ulaşım zorluğunun artacağı düşüncesi önümüzdeki dönemde firmaları likidite konusunda sıkıntıya bile sokabilir. Enflasyon konusunda ise bizi Yİ-ÜFE rakamının hala 45'lerde olmasının tedirgin ettiğini, kur kaynaklı ithal maliyet enflasyonunun hala fiyatlara girmeğe devam ettiğini söylemek yanlış olmaz.