Sektörel

Yavuz Altop: Yatırımcıya değil, tüketiciye cesaret lazım!

Yataş Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Altop, "Vatandaş zaten borçla evini alıyor, kendimi bir eve atayım da ileride mobilya değiştiririm diyor. Öyle bir zenginleşme yok. Bir de evler küçük küçük. Eşyalar küçülüyor ve birden çok işe yarayacak. " dedi.

Bu yıl siyasetten en çok etkilenen sektörlerden olan mobilyada daralma yaşanıyor. Ancak Yataş yılı yüzde 50 büyümeyle kapatmaya hazırlanıyor. İşin sırrının ticari başarı olduğunu anlatan Yataş Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Altop, piyasada ise en önemli eksiğin tüketici güveni olduğu görüşünde


Mobilya sektörü daralırken 2016’yı yüzde 50 büyümeyle kapatmaya hazırlanan Yataş’ın Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Altop, bu yüksek büyümenin temelinde yatan nedenin ticari başarı olduğunu anlatıyor. Oysa bu yılın siyasetinden en çok etkilenen sektörlerden biri mobilya. FETÖ operasyonları neticesinde Boydak Grubu ve diğer pek çok oyuncunun aldığı

hasarın sektörün daralmasında etkili olduğunu dile getiren Altop, herkesin ürkerek beklediği 2017’de de yüzde 35 büyüme ve 750 milyon TL ciro beklediklerini ifade ediyor. Altop ile sektörü ve yakın gelecekte beklenenleri konuştuk:


- 2016 başında öngördüğünüz hedefleri yakalayabilecek misiniz?


2016 başında biz yüzde 35 büyüme öngörüyorduk, ama bunun da üzerine çıktık ve yüzde 50 büyümeyle kapatacağız yılı. 2016 bizim için altın yıl oldu. 40’ıncı yılımızı taçlandırmış

olduk. 505 milyon TL ciroyla 2016’yı bitireceğiz. 2015’te yüzde 20 büyümüştük. 2016 daha da başarılı oldu.


- Şirketler genelde yılın ikinci yarısında aşağı yönlü revizyon yaptı, sizdeki büyümenin nedeni nedir?


Bizim büyümemiz ikinci yarıda daha fazla oldu, ama sektörde genel olarak eylül, ekim, kasım ayları çok hareketli aylardır. Tatilden döner, ev ihtiyaçları, çocuk odaları alır tüketici. Bu başarıdaki en büyük faktör müşteri memnuniyetine verdiğimiz artan önem. Şikâyetlere duyarlılık gösteriyoruz. Bir diğer faktör Yataş Bedding ve Enza Mobilya

konseptlerinin tutmuş olması.


-Sektörde ise daralma yaşandı, neden?


Sektöre bakacak olursak, bizim dışımızda oyuncuların büyük çoğunluğu daraldı. Bunda tabii ki talebin düşmesinin etkisi var, FETÖ olayları da etkili oldu. Kayseri’de üreticilerin yüzde 80’i FETÖ’cüydü, bir kısmı yurtdışına kaçtı. Üretime yansıdı tabii bu. Ama bu tek bir neden değil. 2016’da gelir düşüşü var, vatandaşın satın alma gücü düştü. Doğu’daki olaylar sertleşti, Türkiye sınırlarını aşıp başka ülkeye girdi vs. Birçok vatandaş kendini güvende hissetmiyor. Bu işin ucu nereye gider diye herkes endişe duyuyor. Satın almalarda düşüş söz konusu bu sebeplerle.


- Bu ortamda yatırımcıya yeni yatırım yapılması için cesaret verilmeye çalışılıyor, sizce ne olursa yatırımcı harekete geçer?


Yatırımcı, üretici zaten hazır, esas tüketiciyi cesaretlendirmek lazım. Tüketicide “Evimden çıkmayayım, başka ülkelere girdik, eşimi mi askere götürürler, bizi mi içeri alırlar, işten mi atılırım?” endişesi olduğu sürece ne yapsanız olmaz. Tüketim başladı mı arkasından üretim zaten gelir. İnşallah 2017’de ülkeye istikrar gelir, PKK konusu sakinleşir, turizm

canlanır, güven geri gelir, o zaman Türkiye tekrar koşmaya başlar.


‘SATIN ALMA DÜŞÜNMÜYORUZ KENDİMİZ BÜYÜRÜZ’


- Sektör küçülürken sizin bu kadar büyümenizde Boydak’a el konulmasının etkisi oldu mu?


FETÖ meselesi çıkınca oyuncuların birçoğu devre dışı kaldı. Bizim sektörümüzde FETÖ’cüler ağırlıklıydı. Kapasite bakımından İstikbal Grubu en büyük kapasiteye sahip olmasına rağmen, marka olarak bizim üstümüzde başka marka yok. Türkiye’nin en çok bilinen markası Yataş, bunun meyvesini yiyoruz. İstikbal Grubu’nun müşteri kitlesi ile bizim

müşteri kitlemiz çok farklı. Bizim yükselişimiz zaten yılın birinci yarısından başlamıştı. Ama bu gruplara el konulması, faaliyetlerinin bir süre askıda kalması sektörde kısmen bir daralmaya yol açtı. Oradan da bize talep kaydığı kanısında değilim, olsa olsa üst segmentten kayma olmuştur.


- Tüketici olarak “O markalardan ürün alsam teslim olur mu, takibini nasıl yaparım?” gibi düşünebilirim. Müşteri size yönelmiş olabilir mi?


Öyle bir şey önümüzdeki sene daha fazla olabilir diye düşünüyorum. Bazı kişiler öyle düşünmüş olabilir. Devlete geçince devletin malı deyince çekinmeden alırlar, ama belirsizlik olunca böyle bir durum olabilir.


- Satış olması bekleniyor, siz talip olur musunuz?



Bahsi geçen şirketlerde şöyle bir durum var, davalarda suçlu bulunurlarsa kayyum tayin edilen firmalar devletin olacak ve devlet satacak. Bir şirketin çok ortağı var. Yani karışık işler. Biz satın almayı düşünmeyiz, bizim çok yakın meslektaşımız. Biz kendi imkânlarımızla büyüyelim istiyoruz. Biz bugüne kadar icradan hiç mal almadık, prensip olarak. Çünkü inanırız ki hayır getirmez. Bu tür alımların içinde hiç olmadık.


‘DÖVİZ GELİRİNİ NASIL ARTIRIRIZ HERKES BUNUN PEŞİNDE’


- Kur hem ihracatı olumlu etkileyebilir, hem de sünger, kumaş gibi girdilerinizi olumsuz etkiler. Yönetimini nasıl yapacaksınız?


Üretimin yüzde 18 ila 20’si ihracat. Bunu artırmak istiyoruz. Bu kuru dengelemek için şart. Ama yetmez. Sektörde önemli girdilerden biri sünger ve hammaddesi tamamen ithal. Ya Euro ya dolarla alıyoruz. Sünger iyi bir yatakta maliyetin 3’te 2’sini oluşturur. Mobilya da öyle. Kumaşları Türkiye’den karşılıyoruz ama üretici de ipliği dövizle alıyor. Bu yükselişleri biz takip ettiğimiz için 2017’nin ilk 6 ayı için firmalarla kuru sabitledik satın almalarda. Ondan sonrası da Allah kerim.


- Kendi sünger yatırımınız ithalatın ne kadarını karşılar?


Maliyeti aşağı çekmeyi amaçlıyoruz. O bir avantaj, kurun dezavantajını nötrlese ne âlâ. Göreceğiz. 2017’de döviz gelirlerini nasıl artırabiliriz, herkes bunun peşinde. Önümüzdeki sene 20 mağaza açacağız yurtdışında. Yani ikiye katlayacağız. Burada amaç döviz gelirlerini artırmak.


‘ARTIK YATAK DEĞIL MOBİLYA AMİRAL GEMİSİ’


-Ciroda yatak ve mobilya dağılımınız nasıl?


2015’e kadar yatak ağırlıklıydı, bu sene hem mobilya hem de modüler kısmı ilerledi. Bunlar ciromuzun artmasında etken. Yatak bin ila bin 500 TL, mobilya ise 4 bin TL civarı. O bakımdan mobilyanın payı artıyor. Enza Mobilya ile iyi bir çıkış yaptık. Biz mobilyanın amiral gemisi olması yönünde ilerliyoruz.


-Gayrimenkul ve turizm talebi belirleyen sektörler, ikisi de kötü bir yıl geçiriyor. Nasıl hissediyorsunuz?


Turizm sektörü sıkıntıya girince kimse yatırım yapmadı. O kötü etkiledi. Vatandaş zaten borçla evini alıyor, kendimi bir eve atayım da ileride mobilya değiştiririm diyor. Öyle bir zenginleşme yok. Bir de evler küçük küçük. Eşyalar küçülüyor ve birden çok işe yarayacak. 


‘2017’YE DAHA UMUTLU GİRİYORUZ’


- Şirketin yüksek büyümesini destekleyecek yatırımlarınız var mı, olacak mı?


Bu sene başından itibaren başladık. Kapasiteyi artırmak ve maliyetleri aşağıya çekmeye yönelik yatırımlar. Süngerde yeni teknolojilerle 40 metre uzunluğunda blok üretecek makine alıyoruz. Milimetrik sünger kesimi yapılıyor, burada yüzde 20 fire oranı vardı, bunu yüzde 3, yüzde 4’e düşeceğiz. Ayrıca yatak ve kanepeyi ayrı yerde üretiyorduk, yatağı yeni 28 bin metrekarelik bir alana taşıyacağız. Dakikada bir yatak üretim hattından düşecek. Bu gelişmelerle 2017’ye daha umutlu giriyoruz. Biz bunu sağlarsak başkalarını satın almamıza gerek yok.


‘ZENGİN OLMAK İÇİN AL SAT YAPACAKSIN’


Zengin olmak istiyorsan alıp satacaksın derler, karnını doyurmak istiyorsan yapıp satacaksın. Biz ikisini de yapmaya çalışıyoruz. İkisinin ortasında bir kârı elde edebilmek için çalışıyoruz.


Habertürk