Yeni cami projeleri eskiyi tekrar etmemeli, günümüze uyarlanmalı!
Son günlerde oldukça tartışılan konu olan Çamlıca Tepesine yapılması planlanan cami projesinden yola çıkarak yeni camilerin nasıl olabileceği konusuna değindik
Teknoloji gelişiyor, her alana giriyor ve bu teknolojiye ayak uydurmak bir yerden sonra ihtiyaç haline geliyor. Gelişen teknolojilerden biride konut sektöründeki kendi enerjisini üreten yapılar. Son günlerde oldukça tartışılan konu olan Çamlıca Tepesine yapılması planlanan cami projesinden yola çıkarak yeni camilerin nasıl olabileceği konusuna değindik.
Kendi enerjisini oluşturan ve konferans salonu olan bunun dışında otoparkından tutunda sohbet odalarına kadar ve tabii ki engelli girişi olan camiler neden olmasın? Çok zor bir proje değil ve günümüz imkanları dahilinde yapılabilinecek özelliklere sahip camiler yapılabilir. Bunun için yapılması gereken, eski camileri tekrar etme alışkanlığından vazgeçmek.
Camilerin mimarisi, süslemesi ve işlevselliği, İslam medeniyetinin her asırda önemsediği konulardan biri olageldi. Osmanlı coğrafyasında inşa edilen camiler bunun göstergesi. Her yapılan cami, bir öncekinin üstüne çıkan teknikle inşa edilmiş ve döneminin günlük ihtiyaçları göz önünde tutulmuş.
Cumhuriyet dönemine bakılırsa, cami mimarisi anlayışının, Osmanlı döneminde yapılanları tekrar etmekten öteye geçmediğini görüyoruz. Bunda dinî değerlerle çok barışık olmayan bir zihniyetin etkisi yadsınamaz. Çünkü, bu dönemde ibadethanelere ilgisiz kalınması, halkın kendi çabalarıyla camiler yaptırmasına yol açtı. Bu da ortaya niteliksiz işçiliklerle yapılmış, özgünlükten yoksun camiler çıkmasına neden oldu ve taklitçiliği doğurdu. Ayrıca geleneksel yapılara bakılarak inşa edilen bu camiler, günümüzde daha da gün yüzüne çıkan sıkıntıları da beraberinde getirdi.
Osmanlı'dan bu döneme mimari alanda yaşanan çok önemli gelişmeler göz ardı edildi ve camiler yüzyıllar öncesinin mimari anlayışıyla yapıldı. Hatta, hala Mimar Sinan eserlerinin üzerine çıkılamayacağı düşünülüyor. Oysa mimarlara göre, Koca Sinan kendi döneminin en üst tekniğini kullandı, şimdinin değil!
Bu yüzden; yapılacak camilere yeni bir üslup kazandırmak ve dini ritüellerden kopmadan camilerin işlevselliğini çağdaş öğeler üzerine kurmak gerekiyor. Peki, bunun için ne yapılabilir?
Türkiye'nin kadim sorunlarından biri olan camilere, nasıl bir hüviyet kazandırılmalı?
Bunun için ilgililere; "Yeni nesil camiler nasıl olmalı, hangi özellikte yapılmalı, insanlara hangi hizmetleri sunmalı?" sorusunu sorduk. Mimarlar da, ilahiyatçılar da aynı fikirde:
Camiler yapılırken günümüz ihtiyaçları esas alınmalı.
Çağdaş külliye mahiyeti taşımalı
İstanbul Ataşehir'deki Yeşil Cami'nin mimarı Adnan Kazmaoğlu, mimari anlamda eski camilerin esinlenme kaynağı olmaktan öteye geçmemesi kanaatinde. Aksi durumda ancak 400 yıl öncesinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir caminin ortaya çıkabileceğini söylüyor. Yeni nesil camileri ise şöyle tarif ediyor:
Toplumu bir araya getirmeli. Normal ibadet alanları içinde, insanların sosyal olarak bir araya gelebilecekleri ortamlar olmalı. Bu, caminin özüne uygun olmasını da sağlar. Çünkü cami, kelime olarak bir araya gelme ve toplanmak demek. Bunun dışında artık camilerde sergi salonları, konferans salonları, İslamî sanatların icra edilebileceği mekânlar olmalı. Yeni yapılan her caminin bir kütüphanesi olmalı. İslam'da ibadet günlük hayatın içindedir, camilerde de ibadetin yanında dinî ritüellere uygun bir şekilde günlük hayatın devam edebileceği ortamlar olmalı.
Yeni nesil camilere örnek gösterilebilir olan Yeşil Vadi Camii'nin mimarı Adnan Kazmaoğlu, camiler inşa edilirken mevlit, kandil gibi programların da düşünülmesi gerektiğini vurguluyor. Dini programlar için ikram yapılabilecek ortamların da eklenmesinin lüzumuna değiniyor. Bunun dışında Kazmaoğlu; ders yapılabilecek ve sohbet etmek isteyenler için camiye gelenlere ayrı ortamlar sunulması fikrinde. Yeşil Vadi Camii'ni çizerken de bütün bunları göz önünde bulundurarak hareket etmiş. Eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç da, Adnan Kazmaoğlu'nun "Yeni nesil camiler çağdaş külliye mahiyeti taşımalı. Camiler, insanların ibadetleri dışında buluşma noktaları olmalı ve buna ortam hazırlayacak işlevsellikte tasarlanmalıdır."
Abdest almak sorun olmaktan çıkmalı
Abdesthaneler, pek çoğumuz tarafından girilmek istenmeyen ya da insanların gözünde dışarıda namaz kılmayı zora sokan yerler. İstinye Park Alışveriş Merkezi'nin mescidini yapan Kaya Üçlere göre, yeni nesil camilerde özellikle abdesthanelere özen gösterilmeli:
Çoğu yerde şadırvanlarda oturma yeri ile çeşme arası açık ya da başka sorunlar var. Bunlar abdest almayı güçleştiriyor ve İslami açıdan doğru olmayan abdest suyunun kıyafete sıçramasına neden oluyor. Sonra hanımlar için abdest alma yerleri yok. Olsa bile askısı, aynası yok. Artık abdest mekanlarına da çağdaş bir standart getirmeli.
Koku sorunu olmamalı
Camilerde cemaatin en çok yakındığı meselelerden biri de koku. Kaya Üçler, gerek ayakkabılıktan gerekse halılardan kaynaklanan bu soruna da eğiliyor. "Yeni nesil camilerde, ayakkabılık ve koku sorunu giderilmeli." diyor. Önerisi ise öncelikle ayakkabıların konulabileceği ve kirli görüntüye sebep olmayan bir yer yapılması ile camiye seçilen halıların koku giderici özelliğinin olması. Üçler, kadın erkek girişlerinin de artık camilerde iki tarafı rahatsız etmeyecek şekilde olması gerektiği kanaatinde.
Yenilenebilir enerji tercih edilebilir
Mimar Gülen Yalçınkaya'ya göre ise, camilerin İslam'ın ruhuna uygun olabilmesi için yeni yapılacak camilerde yenilenebilir enerji kullanılması gerekli. Hatta bunun için bir cami projesi çizmiş Yalçınkaya. Bu proje, yeşil bina sertifikalı ilk cami projesi özelliği taşıyor. Yalçınkaya, yenilenebilir enerjinin kullanıldığı bir caminin, ısıtma, elektrik, su gibi problemlerinin olmayacağı kanaatinde. Yalçınkaya'ya göre, yeni nesil camiler yenilenebilir enerjiye sahip olmanın yanı sıra günümüz teknolojilerinden yararlanmalı. İnternet ve sinevizyon kullanma olanakları olmalı.
Camilerin altına ticarethane yapılmamalı
Cumhuriyet döneminde yapılan camilerin genel problemi, altlarında dükkânların olması. Sanat tarihçisi Neval Konuk yeni yapılan camilerde özellikle buna dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyor ve "İbadet ve ticaret bir yerde olamaz. Ayrıca medeniyet açısından da camilerin altında ticarethanelerin olması hoş bir görüntü değil." diyor. Mimar Adnan Kazmaoğlu ve Kaya Üçler de bu konuda Konuk ile aynı düşünceleri paylaşıyor. Konuk, bugünün camilerinde gözümüze çarpan bir başka eğretiliğe, renklere de değiniyor; "Camilerde pastel renkler kullanılmalı, aydınlık bina tarzı tercih edilmeli."
Engelliler için engeller kalkmalı
Yeni inşa edilecek camilerin hangi işlevsellikte olması gerektiği üzerine yorum yapan mimarların ortak önerilerinden biri de engellilerin muhakkak düşünülmesi gerektiği. Bugün pek çok cami, engellilerin abdest alabileceği, camiye girebileceği özelliklere sahip değil. Bu yüzden, mimarlar yeni yapılacak camilerde onların da düşünülmesini istiyor. Onlara ait bir yol veya asansörün muhakkak olması gerektiğini vurguluyorlar. Bunun yanında camilerin otoparklı yapılması gerektiğinin de üzerinde duruyorlar.
Zaman