Yeni kentsel dönüşüm yasasına 'mülksüzleştirme planı' eleştirisi! Şehir Plancıları Odası tek tek açıkladı!
TMMOB Şehir Plancıları Odası'ndan yeni kentsel dönüşüm yasasına 'mülksüzleştirme planı' eleştirisi geldi. Peki neden bu şekilde değerlendiriliyor? İşte Şehir Plancıları Odası'nın açıklaması...
Kentsel dönüşüme ilişkin düzenlemeleri kapsayan kanun teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi ve yasalaştı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası yasayı "mülksüzleştirme planı" şeklinde değerlendirdi.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu, zamanında dişiyle tırnağıyla çalışarak konut sahibi olmuş insanların artık kent içinde yaşama şansı olmayacağını dile getirdi ve "Ciddi bir mülksüzleştirme hamlesi bu" dedi.
BBC Türkçe'den Burak Abatay'ın haberine göre; 21 maddelik kanunun öncelikli amacının, afet riskine sahip bölgelerde kentsel dönüşüm çalışmalarına hız vermek olduğu belirtilmişti.
YENİ KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI İLE NELER DEĞİŞECEK?
1. Yeni düzenleme ile birlikte kentsel dönüşüm kararı için hak sahiplerinin üçte iki çoğunluğunun aranması zorunluluğu ortadan kaldırılıyor. Söz konusu karar hak sahiplerinin salt çoğunluğuyla verilebilecek.
2. Ayrıca, riskli yapıların tahliyesinin engellenmesi durumunda da güvenlik güçleri devreye girebilecek.
3. Riskli yapı denetimi, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nca ya da idareler tarafından gerçekleştirilebilecek.
4. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı 16 Ekim 2023 tarihinde kuruldu.
5. Kiracılar veya hak sahipleri risk tespitine engel olursa, yapılar yetkililerin yazılı izniyle çilingir yardımıyla açılacak ve bu şekilde denetlenebilecek.
6. Riskli yapıların yıktırılması amacıyla mülk sahiplerine tek seferde 90 günden çok olmayacak şekilde süre tanınacak.
7. Tahliye engellenirse polis devreye alınacak.
8. İstanbul'da dönüşüme hız kazandırmak amacıyla başlatılan "Yarısı Bizden" kampanyasının uygulanabilmesi için hak sahiplerine mali yardımın önü açılacak.
6 ŞUBAT DEPREMLERİYLE İLGİLİ DAVALARIN SÜRECİ HIZLANACAK
Yasa ile 6 Şubat depremlerinin yaşandığı bölgede yıkılamayan binalarla ilgili yargı süreçlerini hızlandırmak da planlanıyor.
Bunun için inceleme, savunma verme, keşif ve bilirkişi incelemesi, davaların karara bağlanması gibi süreçlere belirli gün sınırlaması getirildi. Bu kapsamda, iilk inceleme 10 günde yapılacak ve sonrasında dava dilekçesi verilecek.
Bundan sonra 15 gün içinde savunma verilecek ve bu süre bir defaya mahsus olacak şekilde en çok 10 gün uzatılabilecek. Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin sona ermesiyle dava dosyası son halini almış olacak.
Bu davalar en geç 15 günde karara bağlanacak ve karardan sonra da 15 günlük itiraz süreci verilecekç İstinaf istemi en geç 2 ayda karara bağlanacak.
KONUT SAHİPLERİNİN VE KİRACILARIN NUMUNE ALIMINA İZİN VERMEMESİ ENGELLENECEK
Riskli yapıların tespiti ve Hazine taşınmazlarının değerlendirilmesi görevi kanunla beraber Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’na geçti.
Bazı konut sahipleri ya da kiracıların riskli yapı tespiti yapılmasını engellediği ve kendi bağımsız birimlerinden tespit için numune alınmasına izin vermediği hallerde kolluk kuvveti devreye girebilecek.
MASRAFLAR HİSSELERİ ORANINDA MALİKLERDEN ALINACAK
Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ya da idare tarafından yapılan veya yaptırılan riskli yapı tespit, tahliye ve yıktırma masrafları, hisseleri oranında gayrimenkul sahiplerinden tahsil edilecek.
Hak sahipliği çalışmaları, hak sahibinin mevcut taşınmazının değeri ile yeni yapıda hak sahibinin olacak konut ya da iş yerinin değeri dikkate alınarak yapılacak. Bunun yanı sıra Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nın kararı doğrultusunda kat karşılığı, hasılat paylaşımı ve benzeri usullerle sürdürülecek.
Hak sahibinin borçlanmasının gerektiği hallerde, borçlanma bedeli üzerinden hak sahibi ile sözleşme yapılacak ve borçlanma bedelinin tümü ödenmeden tapu devri yapılmayacak.
Yoksul ve dar gelirli kimselerin borçlarını ödeyecek gücü bulunmuyorsa, yapının tapuda hak sahibi ile Kentsel Dönüşüm Başkanlığı adına paylı mülkiyet esaslarına göre tescil edilebiliyor.
Bu şekilde bir durumda kalacak başka yeri olmayan hak sahiplerine oturma hakkı verilecek.
REZER YAPI ALANI TANIMI DEĞİŞTİ
Kanun ile beraber "rezerv yapı alanı" tanımı da değiştirildi.
Rezerv yapı alanı, yeni yerleşim alanı şeklinde kullanılmak üzere belirlenen alanlar şeklinde tanımlanıyordu.
Bazı yasal süreçlerde tanımın halihazırda yerleşim alanı olan yerleri kapsamadığı belirlendi, bunun üzerine yerleşim yerlerinde yer alan parsellerin de rezerv yapı alanı şeklinde belirlenebilmesinin yolu açıldı.
ŞEHİR PLANCILARI ODASI YASA İÇİN NE SÖYLÜYOR?
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu, yasayı bir mülksüzleştirme adımı şeklinde değerlendirdi.
2012'de çıkarılan 6306 sayılı kanundan farklı olarak bu kez özel mülklerin de rezerv alanı olarak ilan edilebildiğine dikkat çeken Pelin Pınar Giritlioğlu, yeni yasayla beraber bakanlığın hareket alanının genişletildiğinin altını çizdi.
"Bu da şunu getiriyor ki, zamanında dişiyle tırnağıyla çalışıp bir ev sahibi olabilmiş insanların artık şehir içinde yaşama şansı bulunmayacak" diyen Giritlioğlu, tüm kıymetli alanların ve şehir içinde potansiyel olarak yüksek değere sahip olanların artık rezerv alanı ilan edilebileceğine de vurgu yaptı.
Açıklamasında "İnsanlar başka yerlere gönderilecek ve yeniden borçlandırılacak. Borcunu ödemeyenlerin mülkleri de hazineye geçecek" değerlendirmesine yer veren Giritlioğlu, buralarda sosyal konut gibi sadece yaşama hakkı, kullanım hakkı elde edileceğini belirtti.
Giritlioğlu, bunun çok tehlikeli bir süreci de beraberinde getireceğinin altını çizerek, rezerv alanların kamu arazileri olması gerektiğine, özel parsel üzerinde rezerv alan kararının sadece ayrıcalıklı imar hakları üretmek anlamına geldiğine dikkat çekti.
Giritlioğlu, ideal süreç ile ilgili de önerilerde bulundu ve "Şehrin içindeki riskli bölgeler etap etap, kamu tarafından buralarda inşa edilmiş binalara taşınmalı. Kendi alanları yenilendiğinde veya güçlendirildiğinde insanlar geriye yollanmalı. Ardından başka bir etapta oraya taşınmalı" ifadelerine yer verdi.
BU GAYRİMENKUL GELİŞTİRME SÜRECİ
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu, yasanın her konuda büyük bir hızı beraberinde getirdiğinin altını çizdi ve "Bilirkişi raporunun 15 gün içinde yazılması planlanıyor. Can güvenliğini ilgilendiren bir konuda 15 gün içerisinde bilirkişi raporu hazırlanabilir mi? Bu şekilde bir süreye hapsedilemez bilirkişi" diyerek, yaşanabilecek sıkıntıları sıraladı.
İnsanların 90 günde çıkmamaları durumunda kolluk kuvvetiyle çıkarılacağını, bunun zorla tahliye olduğunu dile getiren Giritlioğlu, "Doğrudan yaşam hakkının elinden alınacağı bir süreç. Müthiş bir acelecilikle beraber hayata geçiriliyor. Bunun içinde afete ilişkin hiçbir şey yok. Bu yıkıp yeniden inşa etme ve gayrimenkul geliştirme süreci. Daha fazlası değil" açıklamasında bulundu.
KAMUYU ÖNCELEYEN POLİTİKALAR UYGULAMAYA ALINMALI
Giritlioğlu, yasanın 6 Şubat depremlerinden etkilenen bölge de dahil kimse için olumlu bir yana sahip olmadığını ileri sürdü ve bu şekilde bir yasanın yürürlüğe alınmadan da istenenlerin yapılabileceğine vurgu yaptı.
Sürecin “sermayeyi değil, kamuyu önceleyen politikalarla kurgulanması” gerektiğine dikkat çeken Giritlioğlu, gerçekten ihtiyaca ilişkin konut inşa etmenin yollarının ve seçeneklerinin üretilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Açıklamasında "Gecekondular yıkılıyor, yerine 40 katlı binalar inşa ediliyor. Neden insan ölçeğinde yapılardan uzaklaştık? Bu doğrultuda talep odaklı, asgari koşullara sahip olan konutlar inşa edilmeli" ifadelerine yer veren Giritlioğlu, yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
"Mahalle ölçeğinde kentsel dönüşüm kooperatifleri kurulmalı, sosyal konutlar yapılmalı.
Barınma hakkını temin edecek çözümler yeterince devreye sokulmuş değil. Rezerv alan gibi bir şey olacaksa buranın kamu arazisi olması lazım. Bunun üzerinde kamu konutları olması lazım.
Kentin riskli bölgelerini etap etap buralara taşıyıp, buralar güçlendirildiğinde insanlar yerlerine geri gönderilmeleri lazım. Ancak böyle bir sistemle daha sağlıklı sonuçlar alabiliriz"
Bunların yanı sıra, Kentsel dönüşüme ilişkin düzenlemeleri kapsayan ve TBMM Genel Kurulunda kabul edilen "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesine İlişkin Yasa ile Bazı Yasalarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" Resmi Gazete'de de yayımlandı.
Kentsel dönüşüm kanunu Resmi Gazete’de yayımlandı!
10 soruda kentsel dönüşüm yasası! İşte tüm merak edilenler...