Sektörel

Yeni konut projelerine Y-Z Kuşağı yön verecek!

İş stresi, ekonomik ve siyasi belirsizlik, hızlı yaşamayı gerektiren koşullar yaşam alanlarına da etki ediyor.Yeni projelere ise yaşam alanlarının sınırlandırılmasını istemeyen ‘Y-Z Kuşağı’ yön verecek.


İş stresi, ekonomik ve siyasi belirsizlik, hızlı yaşamayı gerektiren koşullar yaşam alanlarına da etki ediyor. İnşaat sektörü 2020’lerin konutlarını planlarken yaşam koşullarındaki değişikliğe paralel gelen istekler doğrultusunda özgür, daha ferah, mimari projeler tasarlamaya başladı.

Yaşam alanlarının sınırlandırılmasını istemeyen ‘Y-Z Kuşağı’ yeni projelere de yön verecek. Bu kuşak opsiyonel mimariyle tasarlanan projelerde, fonksiyonel yerleşim planları yaparak, kendileri için özgür ve ferah alanlar tasarlanmasını istiyor. Aynı kuşakta yer alan Besa Grup Yönetim Kurulu Üyesi, Efe Bezci, kendileri gibi çok sayıda büyük inşaat firmasının yeni neslin istekleri doğrultusunda firmalarına yön vermeye başladığını belirtti. Bezci, Y ve Z kuşağının 2020’lerin konut ve iş merkezi proje taleplerini değerlendirirken, öne çıkan detayları şöyle sıraladı:

 

        “Loft daireler popüler”

 

 1970'lerde ev sorununa çözüm için ABD’de çok katlı endüstriyel yapıların, fabrikaların, konut ve çalışma alanlarına dönüşümüyle ortaya çıkan loft daireler, özgür hayatın simgesi haline geldi. Yüksek tavanlı, kolonsuz geniş alanlar, özellikle mimari yaratıcılık için oldukça elverişli ortamlar sunuyor.2020 yılına kadar İstanbul’dan sonra Ankara’da da yaygınlaşmaya başlayacak olan loft mimari, iş ve ev yaşamını bir arada sunarak; özellikle orta ve üst sınıfı cezbedecek.

 

        ‘’Yeni projelerde hedef öğrenciler’’

 

Türkiye’de üniversitede okuyan öğrenci sayısının 10 milyona yaklaşması, inşaat sektörünü de bu alanda yatırım yapmaya teşvik ediyor. Artış karşısında devlet ve özel yurtlar kapasitesi, talebi karşılamakta yetersiz kalmakta. Besa Grup olarak yeni dönemde özellikle 1+1 projelerimizle bu talebi karşılamayı planlıyoruz.

 

         ‘’Şehre uzak, yatay yapılaşmanın olduğu uygun fiyatlı konutlar tercih edilecek’’

Birçok insan, doğru fiyat aralığında, sosyal donatıları olan yerleşim yeri bulmak için şehirlerden daha fazla dışarıya bakmak zorunda kalıyor. Artan nüfus ve arsa kıtlığı nedeni ile dikey büyümenin kaçınılmaz olduğu Ankara’da yüksek katlı rezidansların sayısı her geçen gün artmakta. Şehrin dışında mahalle konseptiyle tasarlanan az katlı yatay projeler ise, şehrin içindeki sosyal imkanlardan daha fazlasını sunmayı hedefliyor.

 

           ‘’Mutfaklar artık opsiyonel’’

 

Eskiden insanlar mutfaklarda çokça vakit geçirirken, günümüzde bu durum değişkenlik göstermeye başladı. Zamandan tasarruf etmek için, yeme içme eyleminin dışarıda halledilmesiyle, evlerde mutfak kullanımı azaldı. Fransa’da yeni yapılan stüdyo daire mutfakları opsiyonel tasarlanıyor. İnsanlar artık kullanmadıkları alanlardan tasarruf etmek istiyor.

 

       ‘’ Apple, Google, Samsung çözümlü akıllı evler’’

 

Akıllı ev formatıyla hayata geçirilen projelerdeki akıllı teknolojilerin, gayrimenkul fiyatlarını oldukça yükseğe çekmesi üzerine teknoloji firmalarının talebi karşılamak için harekete geçtiğini görüyoruz. Apple, Google, Samsung gibi firmaların tüm detayları çözümleyen alt yapıları kullanılarak, tek tıkla kontrol edilebilen akıllı cihazları, 2020’de evlerin vazgeçilmezi olacak.

 

        ‘’Araç sahibi olmak istemeyen yeni neslin önceliği Metro ve AVM’lere yakınlık’’

 

Özellikle Ankara’da şehir merkezlerinden uzak bölgelere kadar giden metro hatları yapılmasıyla, uzak mesafeler kısaldı. Bu avantajı gören yatırımcılar, metro ağları üzerindeki uzak bölgelerin hızla sosyalleşeceğini öngörüyor. İnsanlar, yüksek karlar elde edeceklerini bildikleri için yatırımlarını bu yönde gerçekleştirecekler. Aynı zamanda 2020 yılına kadar yapımı devam edecek olan metro hatları merkezden uzak bölgelere doğru inşa edilen yeni konut projelerini de destekleyecek.

 

İş merkezi projelerinde ise şehrin içinde ulaşım ve sosyal alanların fazla olduğu yerler tercih ediliyor. Yapılan araştırmalar yeni neslin araba sahibi olmak istemediğini de ortaya koydu. Giderek artan trafik ve araba masrafları insanları toplu taşıma araçlarına yönlendirirken; işverenler ve çalışanlar da lokasyonu iyi olan, AVM’lere yakın projeleri tercih ediyor.