Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, o bölgeyi işaret etti: 'Bu sınırlarda muhakkak deprem olur!'

Dün sabah saat 10:16'da Amasra'da bir deprem meydana geldi. Söz konusu depremin büyüklüğü 4.8, derinliği de 9,33 kilometre olarak açıklandı. 

Depremin ardından bölge halkı tedirgin olurken, Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depremler ile ilgili bir son dakika açıklamasında bulundu. TGRT Haber canlı yayınına katılan Naci Görür, Karadeniz'deki depreme ilişkin "Bu herhangi bir haberci değil, bu Bartın depremi de değil. Neden 'Bartın depremi' dediler, bilmiyorum. Batı Karadeniz​ havzasında graben ve horstların yer aldığı faylı bölgede meydana gelen bir deprem" diye konuştu. 

TÜRKİYE'DEKİ FAY SİSTEMİYLE İLGİSİ YOK

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bu depremin herhangi bir şeye etkisi olmadığının altını çizdi ve şunları söyledi:

"Karadeniz’de depremler olur çünkü özgün faylar mevcut. Hem batı hem doğu Karadeniz’de. Özellikle Rusya'ya yakın kıta kenarında olan yerlerde fayla sebebiyle birtakım depremler meydana gelir. Bunun bizim Türkiye'deki fay sistemiyle de bir ilgisi bulunmuyor."

Görür, söz konusu açıklamasında Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminin ardından yapılan çalışmaların yeterli olup olmadığına ilişkin soruya da yanıt verdi. 

DİRENÇLİ KENTLER OLUŞTURMA BİLİMSEL ANLAMDA DOĞRU YAPILMIYOR

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Bir ülkede deprem adına yapılan şeylerin faydalı olduğuna, yapanlara teşekkür etmek gerektiğine dikkat çekti ve "Ancak yapılması gerekenler doğru bir yolda, takvimde, ilimin ışığı altında, mühendislik hizmeti verilerek, planlanarak yapılırsa o zaman deprem dirençli kentleri oluşturabilirsiniz. Yani rastgele, halkın ilgisini çekecek, 'Ya bu adamlar da iş yapıyor' dedirtecek işler yapar gerekeni yapmazsanız bu doğru değildir. Türkiye'de deprem dirençli kentler oluşturma, bilimsel anlamda doğru yapılmıyor" diye konuştu. 

Şehirlerin yalnızca yapı stokunun yenilenmesiyle depreme hazır olmayacağının altını çizen Görür, şöyle konuştu:

"Halkın ve yöneticilerin üzerinde durduğu kentin yapı stoku. Halbuki bir kentin yapı stokunu tamamen yapsanız bile o kent depreme hazırdır demek doğru değildir. Bugün Güneydoğu'da alt yapının imha edilmiş olması dolayısıyla az zarar görenleri bile yıkmak mecburiyetinde kalıyoruz. İşin doğru olan bir kenti oluşturan birleşenlerin aynı anda bütünleşik olarak gerekeni yerine getirmektir. Tüm bileşenler dediğimiz zaman yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem ve çevre ile ekonomidir. Bunlardan biri eksik olursa o kent depreme hazır değildir. Sadece bina yaparak orayı depreme hazırlamış olmazsınız."

BU BÖLGEDE MUTLAKA DEPREM OLUR 

Naci Görür, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ekonomi, altyapı ve çevre sorunları olduğunu vurguladı ve "Güneydoğu bir levha sınırıdır. Arap, Anadolu ve Afrika levhasının sınırıdır. Jeolojik olarak bir sınırdır. 16 milyon sene önce bu sınır oluşmuştur, daha milyonlarca sene bu sınır çalışmaya devam edecektir ve bu sınırlarda muhakkak deprem olur" ifadelerini kullandı. 

Görür, söz konusu açıklamasını "Siz bugün evleri yenilersiniz ama zamanı gelir yine aynı problemlerle karşı karşıya kalırsınız. Yeni nesillere bu problemi ihraç edersiniz. Özel malzeme, özel yapılaşma, özel müteahhitler, ileri teknoloji kullanılmazsanız bugün yıkılmaz yarın yıkılır. Bugün ben ölmem, yarın çocuğum ölür, öbür gün torunum ölür" diyerek tamamladı.