Eğitim

Yılmaz Büyükerşen: Müteahhitlere iş vermem

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen "Müteahhitlere iş vermem. Her şeyi kendimiz yapıyoruz, ucuza geliyor" dedi

ESKİŞEHİR Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, sol partilerin amipler gibi bölündüğünü söyledi. Büyükerşen kentte yaptığı büyük değişiklerin sırrını da verdi.

- Rahşan Ecevit, Hulki Cevizoğlu'nu işaret etti ve Cevizoğlu DSHP'yi kurdu. Umutlu musunuz o partiden?
Hulki benim sevdiğim bir arkadaşımdır ve iyi bir gazetecidir. Başarabilir ama solda yeni bir partinin kurulmasını da içime sindiremiyorum. Bu kaçıncı parti? Sol, en ilkel çoğalma şekli olan amipler gibi bölüne bölüne çoğalıyor. Siyasetin amipleri bizim sol partiler. Bölünmenin doğru bir şey olmadığını hep söyledim.

ECEVİT SAĞ OLSAYDI
- Rahşan Hanım ile görüşüyor musunuz?
Görüşüyorum. Biliyorsunuz Sayın Bülent Ecevit için Rahşan Hanım ile DSP ayrı ayrı anma töreni düzenledi. Her ikisine de gidip konuştum ve sonunda şunu söyledim. 'Herhalde sağ olsaydı hiç hoşlanmayacağı şey buydu. Ayrı törenler yapan bizleri affetmezdi' diyerek bitirdim sözlerimi. Rahmetli Bülent Bey hastalanmadan önce, parlamento dışında kalmış partileri, barajı aşabilmek için, bir araya getirecek bir model arıyordu. Bugün Rahşan Hanım yeni bir bölünme, ayrışma ihtiyacı duyuyor. Saygılıyız düşüncelerine. Kendisi parti kurucu bir hanımefendidir biliyorsunuz.

BARDAYIM PARA GÖNDER
Yılmaz Büyükerşen'in odasına girdiğimizde yüksek sesle çalan hard rock şarkı dikkatimi çekiyor. Radyo açık ve ses öyle yüksek ki, izin istiyorum kapatmak için. Büyükerşen gülerek 'Dinliyorlar ya, kendimce önlem alıyorum' diyor.

- Dinlenildiğinizden şüpheleniyor musunuz?
Şüphelenmek değil, eminim. Telefonda değişik sesler duyuyoruz.. Hakim kararıyla dinleme yapılıyor deniyor ya, ülkenin ulusal güvenliği hariç kimsenin telefonunun dinlenilmemesi gerekiyor. Eskiden nasıl bulunuyordu belgeler. Ülkenin polisi var. Bulsunlar delilleri.

- Yargıtay'ın da bu yönde bir kararı var. Bu kayıtlar birinci derece delil kabul edilmiyor mahkemelerde.
Teknoloji o kadar gelişti ki, biz Anadolu Üniversitesi rektörü iken ben İletişim Bilimleri Fakültesi'ne bu cihazları aldık. Sizin cümlenizi parçalara ayırıp başka bir cümle yapabiliyorlar. Biz üniversitede yaptık.
Biz okulda yaptık. Ben, 'dardayım para gönder' dedim, uzmanlar anında 'bardayım para gönder' diye değiştirdiler. Bu çok kolay.

- Çok sık Ankara'ya geliyorsunuz. Başkent'e tecrübeli bir büyükşehir belediye başkanı gözüyle baktığınızda ne görüyorsunuz?
Ankara batçıklar şehri oldu (alt-üst geçitleri kastediyor). İnsanlardan ziyade 'taşıtlar için şehircilik' anlayışının hakim olduğu bir uygulamanın modeli Ankara. Ne yazık ki Atatürk'ün Ankarası'nın çizgileri yok oldu.

- Hayatın tek anlamı üretmek En son okuduğunuz kitap?
Kendi kitabım (Zamanı Durduran Saat)

- En son izlediğiniz film?
Usta (Yönetmen: Bahadır Karataş)

- En son izlediğiniz tiyatro oyunu?
Ferhan Şensoy'un '2019-Bilimsiz Kurgu.'

- Sanatın anlamı?
Yaşamın güzelliklerinin bir bölümü.

- İdolleriniz kimler?
Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve dürüstlüğü, cesareti, duygusallığıyla
Bülent Ecevit

- Evlilik?
Çok zor bir adamım. Eşime teşekkür borçluyum.

- Hayatın anlamı?
Üretmek, üretmek, üretmek.

MÜTEAHHİTLERE İHALE ETMEK YERİNE BİZ YAPIYORUZ
BüyükerŞen bizi Eskişehir'de gezdiriyor ve parkta gördüğümüz büfelerden yerlere döşenmiş taşlara, Porsuk Çayı'nda gezdiğimiz gondollardan Kent-Park'ın içindeki korsan gemisine kadar hepsinin belediyenin olanaklarıyla yapıldığını anlatıyor

- Bütün bunları hangi olanaklarla yapıyorsunuz, kaynağınız ne?
Biz büyükşehirler içinde devletten en az para alan belediyeyiz. Her şeyi kendi imkanlarımızla yapıyoruz. Müteahhitlere iş vermem. Kendimiz yapıyoruz, ucuza geliyor. Zaten ben her şeyle bizzat ilgileniyorum. Mesela bu parkın büfelerini ben çizdim. Rengini bile ben seçtim.

- Yapmak isteyip de yapamadığınız ne var?
O kadar çok ki! Anadolu Üniversitesi'ni Uluslar arası Uzay Üniversitesi'nin şube kampusu olarak kabul ettirmiştim, görevden alındım. Proje durduruldu. Türkiye'de uzay sanayi konusunda çalışabilmek ve bilgi üretebilmek için önemli bir adımdı, olmadı. 2 yıl önce Bilim-Deney Parkı çalışmalarına başladık, TÜBİTAK 12 milyon Avro'yu DSP'li belediyeyiz diye bize vermedi. Konya'nın bir belediyesine verdi. Onların projesi bile yoktu ama biz binaları bile yapmıştık. Devlet Bakanı Mehmet Aydın'a mektup yazdım. 'Hocam, Konya'nın bu belediyesine 12 milyon Avro'nun verilmesi, Allah ve kul indinde haklı diyorsanız teselli bulacağız' dedim. Bakan Aydın'dan bir ay sonra cevap geldi: 'Yakınacağınıza eksikliklerinizi tamamlayın'. Biz de şimdi destek verecek isimler arıyoruz bu işe.
Özlem ÇELİK/Akşam