23 / 11 / 2024
fuzul

Yol genişletme çalışması nedeniyle arsa payı kaybı davası!

Yol genişletme çalışması nedeniyle arsa payı kaybı davası!

Kamulaştırmada, gerçek kişilerin mülkiyeti altında bulunan bağımsız bölümler, imar planlarına göre ortak kullanıma dahil edilebiliyor. Bu kapsamda yol genişletme çalışması nedeniyle arsa payı kaybı için dava açılabiliyor...




Yol genişletme çalışması nedeniyle arsa payı kaybı davası!

Kamulaştırma, Kamu yararının gerektirdiği durumlarda gerçek veya tüzel kişilerin özel mülkiyeti kapsamında bulunan bir gayrimenkulün karşılığı ödenerek alınması ve kamu yararı için gerçekleştirilecek bir proje için kullanılması işlemi olarak tanımlanıyor.


Kamulaştırma ortaklık payı, imar planlarında yerleşmenin ihtiyaç duyduğu ortak kullanım alanlarından olan yol, resmi alan, belediye hizmet alanı, kreş, sağlık alanı, sosyal tesis alanı gibi kullanımlar kapsamında düzenleniyor.


Bu kapsamında yapılan çalışmalarda, ilgili kat maliklerinin hak kaybı söz konusu olabiliyor. Bu durumda, hak kaybı yaşayan kimselerin ilgili idari yargıya dava açması gerekiyor.


Örneğin yol genişletme çalışması sırasında doğan zararların giderilmesine yönelik bulunan tam yargı davasına, idari yargı bakıyor. Mahkeme, davacının ve davalının durumunu göz önünde bulundurarak bir karara varıyor. Konu ile ilgili Yargıtay Kararı örneği aşağıda yer alıyor. 


T.C.

YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu

E:2004/5-716

K:2005/53

T:09.02.2005


ÖZET: Dava, kamulaştırma bedelinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar ge­ çen beş yıl süre içinde kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırma amacına uy­gun kullanılmadığı iddiasına dayalı taşınmazın davacılara iadesi ve tapu kaydının tashihi talebine ilişkindir. Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesin­den itibaren beş yıl içinde kamulaştırmayı yapan idare, kamulaştırma ama­cına uygun işlem yapmazsa, mal sahibi kamulaştırma bedelini aldığı günden itibaren işleyecek faizi ile ödeyerek taşınmazını geri alabilir. Birden fazla parsel birlikte kamulaştırılmış ise bu durumda geri alınma için öngörülen hak düşürücü süre en son parselin kamulaştırma bedelinin kesinleştiği tari­he göre tespit edilmelidir.

Birden Çok Parsel Birlikte Kamulaştırılmış İse Geri Alınma İçin Öngörülmüş Olan Hak Düşürücü Süre En Son Parselin Kamulaştırma Bedelinin Kesinleştiği Tarihe Göre Belirlenir

Taraflar arasındaki "Kamulaşturma Kanunu'nun 23. maddesi uyarınca geri alma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.12.2001 gün ve 376-1130 sayılı karann incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 14.05.2002 gün ve 3856-11016 sayılı ilamı ile, (...Dava, Kamulaştırma Kanunu'nun 23. maddesine göre geri alma istemine iliş­kindir.

 

Sözü edilen madde uyarınca mal sahibinin geri alma hakkının doğması için ka­ mulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren 5 yıl içinde kamulaştırmayı ya­pan idarece kamulaştırılan taşınmaz üzerinde hiçbir işlem ve tesisat yapılmaması ve­ya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmazın olduğu gibi bırakılması gerekir.

 

Aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz birlikte kamulaştırıldığında taşınmaz mallarının durumunun bir bütün olduğu kabul edilerek yukarıda anlatılan hususlar buna göre uygulanır.


3- Dava konusu taşınmaz 502 ada, 4, 5, 6 nolu parsellerle birlikte S. Caddesi'ni genişletmek amacıyla kamulaştırılmıştır. Sözü edilen parsellerden 502 ada 4 parselin kamu­laştırma bedelinin kesinleşme tarihi 10/10/1997'dir. Bu tarih ile dava tarihi arasında 5 yıllık sürenin geçmemiş olması nedeniyle davacının dava açma hakkı doğmamıştır. Davanın bu sebeple esasa girilmeden reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,


4-Kabule göre;

Aynı amacın gerçekleşmesi için dava konusu taşınmaz diğer taşınmazlarla birlikte kamulaştırılmıştır. Birlikte kamulaştırılan 502 A, 4, 5, 6 parseller yola katılmıştır. Bu itibarla 23. maddenin 3. fıkrası uyannca kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem ve faaliyette bulunulmama koşulu da gerçekleşmemiştir. Davanın esas yönünden de kabulünün mümkün olmadığının gözetilmemesi, doğru görülmemiştir....)

 

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargıla­ma sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


Temyiz Eden: Davalı vekili

Hukuk Genel Kurulu Kararı

 Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:


 Dava, Kamulaştırma Kanunu'nun 23. maddesi uyarınca taşınmaz malın geri alınması istemine ilişkindir.


A- DAVACININ ISTEMlNlN ÖZETİ:

 Davacılar vekili 06.04.2001 tarihli dava dilekçesinde; tapuda müvekkilleri adına kayıtlı iken, davalı idarece yol genişletme çalışmaları nedeniyle kamulaştırılan Üsküdar, S. Mahallesi 510 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin kesinleş­ tiği 19.03.1996 tarihinden, dava tarihine kadar geçen beş yıl içerisinde kamulaştırma amacına uygun kullanılmadığı ve büfe olarak şahıslara kiralandığını ileri sürerek, da­va konusu 510 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davacılara iadesi ile tapu kaydının tas­hihine karar verilmesini istemiştir.


B- DAVALININ CEVABININ ÖZETİ:

 Davalı istanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili; Kamulaştırma Kanunu'nun 23. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediğini; idarece taşınmazın kamulaştırma amacına tahsisi yönünde gerekli girişimlerde bulunulmuş olup, aynı amacın gerçekleştirilmesi için dava konusu taşınmazla birlikte kamulaştırılan diğer taşınmazların kamulaştırma bedelinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında beş yıllık sürenin geçmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.


C- YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:

 Yerel mahkeme; "27.02.1992 tarihli encümen kararıyla kamulaştırılan dava konusu 510 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 502 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların, aynı amacın gerçekleştirilmesi için kamulaştırılmadıkları, dolayısıyla beş yıllık sürenin hesabında 502 ada 4, 5 ve 6 numaralı parsellerin kamulaştırma be­dellerinin kesinleşme tarihlerinin nazara alınamayacağı, dava konusu 510 ada 8 parsel sayılı taşınmazın idarece kamulaştırma amacına uygun kullanılmadığı" ve beş yıllık hak düşürücü sürenin geçtigi gerekçesiyle "davanın kabulune" karar vermiştir.


D- TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME:

 Davalı vekilince, davaya cevap dilekçesinde savunma tekrarlanmak suretiyle  temyiz edilen karar, özel dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; yerel mahke­me ilk kararındaki gerekcesini tekrarla onceki kararında direnmistır.


E- MADDİ OLAY:

 Dava konusu Üsküdar- S. Mahallesi, S. Caddesi 510 ada 8 parsel sayılı taşınmaz,  dava dışı 502 ada 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazlarla birlikte, İstanbul Büyükşehir Be­lediye Encümeni'nin


27.02.1992 tarihli kararı ile, "İmar planında yol genişlemesi alanında kaldığı" belirtilerek kamulaştırılmıştır.


F- GEREKÇE:

 Yerel mahkeme ile özel daire arasında dava konusu, 510 ada 8 numaralı parselin  kamulaştırma bedelinin kesinleştiği 19.03.1996 tarihinden, dava tarihine kadar beş yıllık sürenin dolduğu; ancak, dava dışı 502 ada 4 numaralı parselin kamulaştırma bedelinin kesinleştiği 10.10.1997 tarihi ile dava tarihi arasında Kamulaştırma Kanu-nu'nun 23. maddesinde öngörülen beş yıllık sürenin geçmediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.


 Özel daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık; dava konusu taşınmaz ile birlikte kamulaştırılan dava dışı 502 ada 4 numaralı parselin kamulaştırma bedelinin  kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında beş yıllık sürenin geçmemiş olması nedeniyle, görülmekte olan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasındadır.

 

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 23. maddesinin birinci fıkrasında; kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece, kamulaştırma ve devir amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmaz  veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibinin kamulaştırma bedelini aldığı günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmazı geri alabileceği açıklanmış; aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise, aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaz malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek, yukarıdaki fıkraların buna gore uygulanacağı, hükme bağlanmıştır.


Bu açık hüküm karşısında, beş yıllık hak düşürücü süre dolmadan mal sahibinin  geri alma hakkı doğmadığı gibi, birçok parselin aynı amaç için kamulaştırılması ha­linde en son parselin kamulaştırma bedelinin kesinleşme tarihinin, hak düşürücü sü­renin başlangıc günü olarak esas alınacagında kusku ve duraksama bulunmamaktadır.


Kamu duzeni ile ilgilı hak düşürücü süre niteliğindeki bu sürenin nasıl işleyeceği ve ne şekilde hesaplanacağının, bu madde çerçevesinde incelenmesi zorunludur.

 

Somut olayda; dava konusu 510 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte, dava dışı 502 ada 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazlar, onaylı imar planına dayanılarak ve yol geçirilmek amacı ile kamulaştırılmıştır. Bu şekilde, aynı amaç için yapılan kamulaştırmalarda bütün taşınmaz malların bir kül olarak ele alınıp, Kamulaştırma Kanunu'nun 23. maddesinde öngörülen koşulların oluşup oluşmadığının saptanması ve sürelerin de buna göre hesaplanması gerekir.

 

Her ne kadar direnme karannda, dava konusu taşınmazla birlikte kamulaştırılan  dava dışı üç parça taşınmazın irtibatlannın bulunmadığı, dolayısıyla aynı amacın ger­çekleştirilmesi söz konusu olmadığından beş yıllık hak düşürücü sürenin beklenme­sine gerek ve zorunluluk bulunmadığı ifade edilmiş ise de; kamulaştırma karannda gösterilen tüm parsellerin onaylı imar planında yola ayrıldığı açıktır. Onaylı imar pla­nında değişiklik yapıldığı ispat edilemediği gibi, idarece kamulaştırma amacının gerçekleşmesini olanaksız kılacak bir işlem de yapılmadığı; öte yandan yasal süre için­de taşınmazın amaca özgülenmesi olası bulunduğuna göre, dava konusu parselin, da­va dışı 502 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarla kamulaştırma işlemi bakımından bir bütün oluşturduğu ve aynı amacın gerçekleştirilmesi için kamulaştırıldığı açıktır.

 

Hal böyle olunca; mahkemece özel daire bozma kararına uyularak dava konusu taşınmazla aynı amaç için birlikte kamulaştınlan 502 ada 4 parsel sayılı taşınmazın  kamulaştırma bedelinin kesinleştiği 10.10.1997 tarihinden, 06.04.2001 dava tarihine kadar Kamulaştırma Kanunu'nun 23. maddesinde öngörülen beş yıllık sürenin geçmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kara-n bu nedenle bozulmalıdır.


SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlannın kabulü ile, direnme karannın yukarıda ve özel daire bozma karannda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 09.02.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.


Kamulaştırma nedir?


Işıl Seren KESKİN/Emlakkulisi.com


Geri Dön