23 / 12 / 2024

Yüksek binaları rüzgar aydınlatacak

Yüksek binaları rüzgar aydınlatacak

ODTÜ'lü çalışma grubu, rüzgar çiftliklerinde üretilen elektrik enerjisinin çok katlı konutlarda ve gökdelenlerde türbinlerle üretilmesi koşullarını araştırdı.



Araştırmacılar, mevcut ve yapımına yeni başlanacak binalarda kullanılacak rüzgar türbinlerinin, binanın yüzde 15 oranındaki elektrik ihtiyacını karşılayabileceğini öngörüyor.

Uzmanlar, dünyadaki yakın zamanda yaygın kullanılacak türbinlerin rüzgar enerjisi potansiyeli yüksek Türkiye'de de kullanılması ile yüksek oranda enerji tasarrufu sağlanabileceğini belirtiyor.

ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Halis Günel, günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin bir sonucu olarak rüzgar ve güneş enerjisinden faydalanma çalışmalarının oldukça hız kazandığını ve birçok ülke tarafından verimli olarak kullanılmaya başlandığını kaydetti.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının başında gelen rüzgar enerjisinin bu alanda büyük isimler haline gelen Danimarka, Almanya ve İspanya başta olmak üzere Avrupa ve Amerika'da dev bir enerji sektörüne dönüştüğünü anlatan Günel, "Karbondioksit emisyonu oranı çok düşük olduğundan küresel ısınmayı engellemeye yardımcı olan rüzgar enerjisi, en hızlı büyüyen ve en ekonomik alternatif enerji kaynağı olarak bugün konvansiyonel enerji kaynaklarıyla yarışabilir durumdadır" dedi.

Günel, çalışma arkadaşları Emre Ilgın ve Arzu Gönenç Sorguç ile yürütükleri ve TÜBİTAK tarafından da desteklenen "Rüzgar Enerjisi ve Yüksek Binalara Mimari Entegrasyonu Projesi"ne başlamadan önce yüksek binaların çok fazla rüzgar enerjisine maruz kaldığını ve bazı hızlarda da çok büyük problemler yaratabildiği üzerine çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.

Rüzgarın hızının yerden yükseldikçe artması nedeniyle 300-500 metrelik binaların tepesinde 150-200 kilometre sürate ulaşabildiğini anlatan Günel, bu binalarda rüzgarın depremden daha tehlikeli etkiler yaratabileceğini söyledi.

Günel, bu durumdan yola çıkarak yüksek binalarda kullanılacak rüzgar türbinlerinin rüzgar enerjisini elektrik enerjisini çevirerek binanın bir kısım elektrik ihtiyacının karşılanması teknolojilerinin araştırılması amacıyla projeyi başlattıklarını ve bu yıl içinde tamamladıklarını bildirdi.

-YÜKSEK BİNALARDA RÜZGARDAN ELEKTRİĞE-

Rüzgar türbinlerinin günümüzde yüksek binalarda yalnızca rüzgarın hızını ve etkisini azaltmak amacıyla kullanıldığını ifade eden Günel, "Rüzgar türbini rüzgarı elektrik enerjisine çevirebilir. Şu anda dünyada binaların yüzde 10-15 oranında elektrik ihtiyacını karşılayabilen örnekler bulunuyor. türbinlerin kapasitesine ve binanın yüksekliğine ve o bölgenin aldığı rüzgara göre elde edilen elektrik enerjisinin oranı da değişebilir" dedi.

Gökdelenlerde bir köy nüfusu kadar insan yaşadığını ve bilgisayar, asansör, aydınlatma gibi amaçlarla çok fazla elektrik tüketebildiğini dile getiren Günel, "Bu binalarda harcanan oran normal bir kırsal kesimin elektrik ihtiyacına denk bir tüketim ortaya çıkarıyor" dedi.

Projelerini başlattıkları iki yıl öncesinde dünyada gökdelenlerde rüzgar türbini yoluyla elektrik elde eden uygulamaların bulunmadığını belirten Günel, çalışmalarının sonucunda elde ettikleri bilgilere göre ise şu an çeşitli ülkelerde yapılmakta olan yüksek binaların çoğunda elektrik üretiminde rüzgar türbininden yararlanılmasını öngören mimari tasarımların yapıldığını anlattı.

-DÜNYADAKİ GELİŞMELER-

Bahreyn'de bulunan 240 metre yüksekliğindeki "Bahreyn Dünya Ticaret Merkezi"nde elektrik üretme amacıyla türbinlerin kullanıldığını belirten Günel, binanın mimarisinin pervane çapları 30 metreyi bulan 3 ayrı türbine göre planlandığını ve bu binanın konumunun da deniz esintisi alacak şekilde ayarlandığını aktardı. Günel, "Bu tarz binalarda rüzgarı çoğaltan ve debisini yükselten mimari tasarımlar kullanılıyor. Böylece var olan rüzgarın etkisi de daha da güçlendiriliyor. Bu teknoloji ile rüzgardan kolaylıkla elektrik üretilerek binanın kullanımına sunulabiliyor" dedi.

Günel, İngiltere'deki "Vauxhall Tower"da da rüzgar türbini kullanıldığını, Amerika'daki İkiz Kulelerin yerine yapılması planlanan "Özgürlük Kulesi"nde de bu teknolojinin kullanılmasının düşünüldüğünü, Uzak Doğu'da yer alan merkezlerde de bu düşünceyi hayata geçiren mimarilerin tasarlandığını söyledi.

-TÜRKİYE'DEKİ UYGULAMALAR-

Çalışmalarının dünyadaki gelişmelerin Türkiye'de de uygulanabilmesi açısından önem taşıdığını anlatan Günel, "Biz ülkemizde yapılacak her türlü yüksek binanın tasarımında bu türbinlerin de yer bulabileceğini ve bu teknoloji ile de yüksek oranlarda enerji tasarrufu sağlanabileceğini öngörüyoruz. Teorik olarak rüzgar enerjisi potansiyeli elektrik ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayabilir durumda olan ülkemizin, bu dev enerji sektörüne yönelimi kaçınılmazdır" dedi.

İş kuleleri, yüksek katlı oteller ve konutların ve boğaz esintisinin yoğun olarak bulunduğu İstanbul'un rüzgar türbinlerinin kullanımı açısından uygun bir kent olduğunu vurgulayan Günel, "Sadece gökdelenlerde değil, son dönemde Türkiye'de yaygın olarak yapılan 20 katlı konutlarda da o binanın elektrik ihtiyacının yüzde 15'inin karşılayabilecek sonuçlara ulaşılabilir" dedi.

Ankara'da ve İzmir'de de benzer şekilde iklim koşullarının rüzgar açısından uygun olduğunu ve yüksek binaların bu kentlerde yoğunlaştığını dile getiren Günel, şöyle devam etti: "Bu çalışmaları bizler bu teknoloji henüz yaygınlaşmadan söylüyoruz. Rüzgar türbinleri yoluyla elektrik elde edilmesi gündemdedir ve önümüzdeki yıllarda dünyada yüksek binaların çoğunda bu rüzgar türbinlerinin görüleceği kesindir. Yakın zamanda bu teknolojiler, dünyada bir patlama yaratacak. Bizim önerimiz Türkiye'de de rüzgar enerjisine artık geçilmeli. Rüzgar enerjisi rüzgar çiftliklerinden çıkıp yüksek binalarda da kullanılmalı" dedi.

Türkiye'nin enerji üretiminde rüzgar enerjisi potansiyelini kullanarak dünyada çok önemli bir noktaya gelebileceğini söyleyen Günel, şunları kaydetti: "Rüzgar enerjisi kaynakları, teorik olarak elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayabilecek bir düzeyde olmasına rağmen bu potansiyelini kullanmayan, diğer taraftan da enerji maliyetlerinin yüksekliği, yeterli ölçüde sağlanamaması ve çevreye olumsuz etkileri konusundaki şikayetlerle de karşı karşıya kalan Türkiye'nin bu platformda hak ettiği yere gelebilmesi için, rüzgar çiftliklerinin yanı sıra yüksek binaların da avantajını kullanarak disiplinler arası çalışmaların da teşvikiyle yenilenebilir enerji kaynaklarının başında gelen rüzgar enerjisinden istifade etmesi kaçınılmazdır."


Geri Dön