Genel

Yunus Emre Türk Kültür Merkezi, Atina'da açılacak!

Yunus Emre Vakfı Genel Müdürü Ali Fuat Bilkan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki protokollerin hayata geçmesi durumunda Ermenistan'da da Yunus Emre Türk Kültür Merkezi (YETKM) açmak istediklerini

Yunus Emre Vakfı Genel Müdürü Ali Fuat Bilkan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki protokollerin hayata geçmesi durumunda Ermenistan'da da Yunus Emre Türk Kültür Merkezi (YETKM) açmak istediklerini belirterek, "Ben Ermenistan'da izin versinler, bugün gider açarım. Protokolü filan da beklemem" diye konuştu. Yunus Emre Vakfı ve son 6 ay içinde yurt dışında açılan Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Bilkan, Türkiye'nin ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun son dönemde izlediği dış politikanın "kendisine güvenen, eziklik duymayan, kendisini başkasına açtığında tereddüt etmeyen bir güven" politikası olduğunu belirtti. "Ermenistan'a niye açılmayasınız ki? Saklayacağınız, gizleyeceğiniz, utanacağınız bir tarihiniz yok" diyen Bilkan, "Topu rakip sahanın önünde oynamak" gerektiğini söyledi. Bilkan, dış politikada sürekli bir dost-düşman tanımlaması yapılamayacağını ve Türkiye'nin de Ermenistan ile rahatlıkla ilişki kurabileceğini belirtti.

MOSKOVA VE PEKİN SIRADA
Şu ana kadar Saraybosna, Tiran ve Kahire'de YETKM'leri açtıklarını kaydeden Bilkan, bugün Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile birlikte Üsküp'te bir merkez açacaklarını, ayrıca kısa zaman sonra Moskova'daki merkezi de hizmete sokmayı planladıklarını ifade etti. "Gayemiz, giderleri asgariye düşürüp daha verimli kullanmak ve daha çok mekan açmak. Elimizdeki bütçeyi düşünerek hareket edersek bizim hiçbir şey yapmamamız lazım" diye konuşan Bilkan, sırada Kazakistan'ın başkenti Astana'daki ve Suriye'nin başkenti Şam'daki merkezlerin açılışı olduğunu söyledi. ABD'de 6 üniversitede de merkez açacaklarını kaydeden Bilkan, Pekin'de aynı adla bir kültür merkezi açma yönünde anlaşmaya vardıklarını, Türkiye'nin Pekin Büyükelçiliği ve kendilerinin yapacağı girişimlerle kültür merkezini hayata geçirebileceklerini ifade etti.

"ATİNA'DA AÇACAĞIZ VE YUNANLILARA YÖNELİK OLACAK"
Türk dış politikası açasından "hassas" alanlarda da bu yönde bir çalışmanın mevcut olduğunu dile getiren Bilkan, "kendilerinin illa ki gidip o ülkedeki Türklere yönelik bir merkez açma gayretinde olmadıklarını aksine diğer ülke vatandaşlarına Türk kültür ve dilini daha iyi tanıtmak ve anlatmak gayreti içinde bulunduklarını" söyledi. Bilkan, şöyle konuştu: "Bulgaristan'a veya Yunanistan'a da kültür merkezi açacağız. Bizim ömerkezi illa ki Batı Trakya'da açacağız gibi bir düşüncemiz yok. Biz gidip Atina'da Yunus Emre Türk Kültür Merkezi açacağız. Atina'da açacağız ve Yunanlılara yönelik olacak. Yunus Emre öncelikli olarak o ülkenin vatandaşlarına, Türk kültürü ve diliyle ilgili araştırma yapanlara hizmet verecek."

ÖNCELİKLİ HEDEF KALİTELİ TÜRKÇE
YETKM'lerinde öncelikli olarak kaliteli Türkçe eğitimini hedeflediklerini bildiren Bilkan, Saraybosna'da şu anda 200'den fazla Boşnak'ın Türkçe öğrenmeye başladığını, daha sonra açılan Tiran'da ise bu rakamın 100'ün üzerine çıktığını belirterek, merkezlere yoğun ilgi olduğunu kaydetti. Bilkan, 30'a yakın kurum ve üniversite ile anlaşma yaptıklarını, artık üniversite bünyesinde çalışan öğretim görevlilerinin de yurt dışında Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerinde çalışabileceğini söyledi. Devletlerin kültür ve dil alanındaki çalışmalarının artık devletlerden bağımsız sivil toplum örgütleri aracılığıyla yürütüldüğünü hatırlatan Bilkan, vakıf olarak Türkiye'de görev yapan diplomatlara yönelik ücretsiz Türkçe kursu da başlattıklarını bildirdi.

"AMACIMIZ TÜRKİYE'Yİ DOĞRU ARGÜMANLARLA ANLATMAK"
Merkezleri, Dışişleri Ahmet Davutoğlu'nu takip ederek, devletin kültür politikalarına verdiği önem derecesine göre açtıklarını belirten Bilkan, "Bunu Ahmet Davutoğlu'nun yurt dışına gittiği ülkelerin sayısına ve kaç defa gittiğine bakarak bile çıkarabilirsiniz. Davutoğlu, Kahire'ye son 10 gün içinde iki kez gitmiş. Demek ki Kahire Türkiye için önemli" diye konuştu. Türkiye'nin son yıllarda uyguladığı dış politikaya paralel olarak hareket ettiklerinin altını çizen Bilkan, "Türkiye'nin yakın çevresindeki ülkelerin dışında bölgesel ve dünya ölçeğinde stratejik olarak ilgilenmesi gereken ülkeler var. Bunlardan biri mesela Hindistan'dır. ABD ve Rusya bunlardan biridir." "Burada bizim yapmaya çalıştığımız şey Türkiye'yi doğru argümanlarla anlatmak" diyen Bilkan, şu anda "Türkçe'nin ve Türkiye'nin çok iyi bir alan kazandığını, eski imparatorluk bakiyesindeki ülkelerde ve diğer bazı ülkelerde kültürel bir cazibe merkezi haline geldiğini, Türk sinemasının, dizilerinin bu coğrafyada gittikçe yaygın halde izlendiğini" belirtti. Bilkan, Bosna'da THY'nin Bosna Havayolları'nın büyük ortağı olduğunu ve Ziraat Bankası'nın 22 şubesi bulunduğunu, Arnavutluk'un en büyük telekomünikasyon şirketinin Türk olduğunu ifade ederek, insanların yatırım yapan Türk şirketlerine girmek için Türkçe öğrenmek istediklerini anlattı ve "Ne kadar iş o kadar Türkçe" dedi. Bilkan, "Türk dili Türkiye'nin siyasi istikrarı, ekonomik istikrarı ile çok ciddi ilişki içindedir. Siyasi ve ekonomik istikrarın olmadığı ülkelerde kültürel istikrar da olmaz" diye konuştu. Türkiye'nin Türk dünyasına ve akraba topluluklara karşı sorumlulukları olduğunu kaydeden Bilkan, Türkiye'nin sadece kendi komşularıyla değil, komşularının komşularıyla da ciddi ilişkiler kurması gerektiğini dile getirdi. "Türkiye yeni bir alan kazandı" diyen Bilkan, "Türkiye'nin günümüzde kazandığı alanın aslında geçmişte kaybettiği alan olduğunu" söyledi. Merkezlerde büyümenin "çok sağlıklı" olması gerektiğine vurgu yapan Bilkan, "Her gittiğimiz yerde bir kültür merkezi açarsak kaliteden ödün vermiş oluruz. Açacaklarımızla birlikte 6 kültür merkezine ulaşıp, açılışları durdurup, açtıklarımızın içini doldurmaya, etkinliklere yoğunluk vereceğiz" diye konuştu. Bilkan, konferanslar, seminerler, dil kursları, film gösterimleri gibi birçok alanda hizmet vereceklerini aynı zamanda ülkelerdeki Türkoloji faaliyetlerine ciddi katkı sağlamalarının gerektiğini belirterek, "Sadece orada dil kursuyla kalmaz bu iş. Türkiye'yi algılama biçimini değiştirmemiz lazım. Mesela ortak tarih metinleri yazmamız, seminerler düzenlememiz lazım. Kurtuluş Savaşına destek veren ülkelerle ilgili çalışmalar yapmak ve bunları oralarda anlatmak lazım. Bizim amacımız ortak algıları geliştirmek" dedi. Merkezlerin bulunduğu ülkelerde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına bağlı kültür merkezlerinin tek başına faaliyet gösteremeyeceğini dile getiren Bilkan, önceden dağınık ya da atıl durumda olan kültür merkezlerinin tek bir çatı altında toplanıp faaliyete geçeceğini ifade etti.
AA