02 / 05 / 2024

Yurtdışı müteahhitlik işlerinde çalışanların sigortalılığı gerçekleşemedi!

Yurtdışı müteahhitlik işlerinde çalışanların sigortalılığı gerçekleşemedi!

GSYH'nin yüzde 6'sını oluşturan ve 1.5 milyon kişiye iş yaratan inşaat sektörü Türkiye'nin ekonomik kalkınmasında önemli bir yere sahip. İnşaat sektörünün ülke ekonomisindeki payı yüzde 30'lar civarında. Yarattığı istihdam kapasitesiyle başta işsizlik olm



İnşaat sektörü içinde yer alan yurt dışı müteahhitlik hizmetleri de, ülkemizde son derece önemli yer tutan, gelişmiş, güçlü bir sektör. Müteahhitlerimiz dünyanın her bir yanında önemli projelere imzalarını atıyor.

Çin'den sonra dünyada en büyük müteahhitler Türk firmaları

Türk müteahhitleri, 2011 yılı Eylül ayına kadar 93 ülkede iş yaptı. Bu ülkelerde yaklaşık 6500 proje üstlenildi. Bu projelerin toplam tutarı 205 milyar ABD Doları. Bu yapısıyla Çin'den sonra dünyada en büyük müteahhitler Türk firmaları. 2010 yılında yıllık 22.3 milyar ABD Doları iş üstlenilmiş.

Bu rakamları ve oranları sektörün büyüklüğünü göstermesi açısından veriyorum. Bu denli büyük bir sektörde istihdamın da hızlı büyümesi gerek. Ancak istihdam rakamları, yani Türk çalışanlar bakımından rakamlar sektörün gelişimine paralel değil. Bu durumun pek çok sebebi var. Özellikle Güney Asya ülkelerinden sağlanan ucuz işgücü temel sebep konumunda. Bu ülkeler, vatandaşlarını bu işlerde çalışmaya teşvik ediyor. Bazı ülkeler yurt dışında iş bulan vatandaşlarının uçak parasını bile ödüyor.

Müteahhitlerimiz her geçen gün daha az Türk çalışanı tercih ediyor.

Biz de ise durum tam tersi. Ülkede var olan işsizliğe bir çare olarak bu alan pek göz önüne alınmıyor. Firmaların önündeki bürokratik engeller ve çalışma yasalarından kaynaklanan sebepler yüzünden müteahhitlerimiz her geçen gün daha az Türk çalışanı tercih ediyor. Son on yıldır Türk çalışan sayısı bu firmalarda neredeyse yarıya indi.

Bu konunun sosyal güvenlikle de yakından ilgisi var. Yurt dışında iş üstlenen firmalarımızda çalışan Türk işçilerinin sosyal sigortalılıkları sürekli değişim içinde. Tutarlı ve teşvik edici bir sosyal sigorta sistemi bu alanda kurulamadı.

Yurt dışına götürülen işçilerin sigortalılığı, götürüldükleri ülke ile aramızda anlaşma olup olmamasına bağlı

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 1 Ekim 2008'den bu yana yeni bir sistem getirdi. Kanunun 10'uncu maddesinde yurt dışında bulundukları, bu görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği belirtiliyor. Bu maddeye göre yurt dışına götürülen sigortalıların sosyal güvenlikleri, götürüldüğü ülke ile sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanıp imzalanmamasına göre ayrı ayrı değerlendiriliyor.

Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi imzalayan ülkelere götürülen Türk işçilerinin sosyal güvenliği iki ülke arasında imzalanan sözleşme maddelerine bağlı kalınarak sağlanıyor. "Karşılıklılık" ilkesince, sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamış ülke vatandaşına Türkiye'de hangi sosyal güvenlik hakları veriliyorsa, o ülkede aynı hakları Türk işçiye veriyor.

Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamadığımız ülkelerde iş yapan müteahhit çalışanları açısından durum farklı. 5510 sayılı Kanun'dan önce bu durumda olanların sigortalılığı "topluluk sigortası" veya kendi ödedikleri isteğe bağlı sigorta yoluyla sağlanıyordu. Kısa vadeli sigorta kolları bunlara uygulanmıyordu. Yani iş kazası geçirdiklerinde herhangi bir şey talep edemiyorlardı.

5510 sayılı Kanun'la sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamadığımız ülkelerde çalışan Türk vatandaşları için yeni uygulama geldi

5510 sayılı Kanun'la bu çarpık durum ortadan kalktı. Bu çalışanlar kısa vadeli sigorta kolları açısından 4/a'lı ve uzun vadeli sigorta kolları açısından isteğe bağlı sigorta ödemeleri nedeniyle 4/b'li sayıldı.

Bu durum oldukça anlamsız bir sonuç doğurdu. Çünkü 1 Ekim 2008 sonrası isteğe bağlı sigorta ödemeleri Bağ - Kur'a sayıldığı için, çalışırken 4-a'lı, emeklilik açısından 4-b'li yani işveren gibi değerlendirildiler.

Torba Kanun yanlışlığı ortadan kaldırdı

Ne var ki, Torba Kanun olarak bilinen 6111 sayılı Kanun bu anlamsız duruma son verdi. Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamamış ülkelere giden Türk çalışanların isteğe bağlı sigorta ödemeleri, diğer isteğe bağlı sigortalılardan farklı olarak, 4-a olarak sayıldı. Yani eski adıyla SSK şartlarıyla emekli olmalarının önü açılmış oldu.

Yurt dışı sigortalılık işlemlerinde sorunlar var

Çalışanlar bakımından sorun çözülmüş gibi görünse de, müteahhitlerimiz açısından daha pek çok sorun özellikle sigorta işlemlerinin yürütümü bakımından söz konusu. Bu sorun alanları şu şekilde sıralanabilir:

a) Uzun vadeli sigorta primleri (Emeklilik), işveren tarafından liste halinde SGK isteğe bağlı servislerine teslim edilip paraları Ziraat Bankası hesabına yatırılmasına rağmen, SGK tarafından primler işlenmediğinden Bağ-Kur yönüyle borçlu olduklarını gösterir yazılar çalışanların adreslerine gönderilip borçların ödenmesi isteniyor.

b) Yurtdışında yerel mevzuata tabi çalışıldığında, adresleri Türkiye'de görünen işçilerden GSS primi talep ediliyor.

c) Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri teşvik kapsamı dışında kaldığından işverenler daha çok üçüncü ülke vatandaşlarını çalıştırmayı tercih ediyor.

d) Uluslararası geçerliliği olan sertifikalı işçi sayısı yeterli olmadığından çalışma izni alınmasında sıkıntılar yaşanıyor.

e) Yurtdışında çalışıp Türkiye'de de borçlanma talebinde bulunan işçilerden konsolosluk onaylı çalışma belgesi talep edildiğinden bu belgelerin temini de güçleşiyor.

Aslında bu sorunlar listesi uzayıp gider. Ancak öne çıkanlar bunlar.

Umarız SGK bu konuda olumlu adımlar atarak sorunların üzerine gider. Nihayetinde yurt dışında iş yapan firmalarımıza yardımcı olmak, ülke ekonomisine son derece olumlu katkı yapmak anlamına geliyor.

PROF. DR. CEM KILIÇ / Dünya


Geri Dön