Yüzde 50 tasarrufla çalışan çamaşır makinesi
Tulga Şimşek, çamaşır makinesinde yüzde 50 su, deterjan ve elektrik tasarrufu sağlayan buluşa imza attı
Kimya Mühendisi Tulga Şimşek, 2008 başında kendi geliştirdiği sanayi tipi çamaşır makinesinin su, elektrik ve kimyasalda (deterjan-yumuşatıcı) yüzde 50 tasarruf sağladığını belgeletmek için Türk Standartları Enstitüsü'nün (TSE) kapısını çaldı. Ama TSE'nin böyle bir uzmanlığı yoktu; sadece ev tipi çamaşır makinesi test edebiliyordu. Çaresiz, bu işlerin en iyi yapıldığı yerlerden biri olan Almanya'nın yolunu tuttu. TIR kamyonuyla nakledilen "Smar-tex" adlı dokuz tonluk çamaşır makinesi Stuttgart kentindeki Hohenstein Institute'te her gün aralıksız 10 saat çalıştırıldı ve 26 gün boyunca 24 ayrı testten başarıyla geçti. Şimşek sonrasında ECO Drum System (Ekonomik Tambur Sistemi) adını verdiği bu buluşunun uluslararası patentini aldı. Şimşek ve ar-ge müdürü olarak çalıştığı şirket olan Tolkar Makine'nin Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace bu hikayeyi gururla anlatıyor.
Memlekete döndüklerinde, ilk yaptıkları iş makinenin ismini -Almanlar'ın "bu makine bir mucize" yorumlarını hatırlayarak "Miracle" olarak değiştirmek oldu. Şimşek, buluşu için yerli beyaz eşya üreticilerinin kapısını çaldı. "Ama pek ilgi görmedik" diyor, "Üreticilerden birinin fabrikasını gezerken artık kullanılmayan bir manüel üretim bandı gördüm. Bu bantta yapılacak bazı değişikliklerle yüzde 50 tasarruf sağlayan ev tipi makine üretilmesini önerdim. Ama istemediler." O da 2009'da patent ve bilgi birikimi kullanım haklarını Avrupa'nın en büyük beyaz eşya üreticisi olan Alman firmaya (ticari sır olduğu için ismini yazamıyoruz) sattı. Şimşek açıklamadığı miktarda para aldı. Sadece "Türk üreticiye önerdiğim bedelin beş katı fiyata sattım" diyor. Şimşek ayrıca firmanın ürettiği her bir makineden belli bir yüzde alacak. Alman firma, yaklaşık 15 milyon euro'luk yatırımla yeni üretim bandını tamamlayıp üç yıl içinde ECO Drum teknolojisiyle ev ve sanayi tipi çamaşır makinesi üretecek.
Yağ ve un fabrikası sahibi İstanbullu bir aileden gelen Tulga Şimşek (55), küçüklüğünden beri makinelere ilgi duyan enteresan biri. Tam anlamıyla "Zihni Sinir" diye tabir edilen sınıfa giriyor. Hedefte makine mühendisliği varmış ama ÖSS sorularının çalındığı 1974'te, ODTÜ'nün müstakil yapılan sınavına girmiş fakat kendini kimya bölümünde bulmuş. Bu, onun makinelere ilgi duymasını engellememiş. Kafası projelerle meşgul. Mesela "ben arabamda silecekler olmasın, yağmur camda durmasın, görüşüm de engellenmesin isterim. Bunu hayal etmeye başlayınca belki bir gün bulunur" diyor. Çözmek istediği konulara yönelik "çare ışıkları" özellikle araç kullanırken, sohbetlerin kesildiği anlarda veya rüyasında çakıyormuş. Rüyadaki ipucunu unutmamak için başucundaki kağıda not edermiş.
Tolkar, sanayi tipi çamaşır ve tekstil yıkama-boyama makinesi üreten İzmir Çiğli merkezli bir firma. Tolkar, 2008 yılında -o dönem Şimşek'in çalıştığı- Smar-tex firmasını satın almış. Geçen yılki cirosu yaklaşıkm 100 milyon dolar olan şirket 60 ülkeye ihracat yapıyor. Miracle'in öyküsü de Tolkar'ın Sri Lanka'ya sattığı bir sanayi tipi çamaşır makinesinde yaşanan sorunla başlamış. Şimşek, telefon ve e-posta ile sorunu çözemeyince 2007 Kasım ayında Sri Lanka'nın yolunu tutmuş. Makinede iki tambur arasında bulunması gereken suyun, aşırı çamaşır yüklemesi nedeniyle sadece iç tamburda toplandığını, makinenin yıkama ve tahliye yapamadığını görmüş. O anda iki tambur arasındaki suyun sürekli emip iç tambura verme fikri doğmuş. Şimşek, "Türkiye'ye dönünce bunun denemelerine başladım ve 2008 başlarında su, elektrik ve kimyasalda (deterjan - yumuşatıcı) yüzde 50 tasarruf sağlayan yöntemi bulmuştum" diye heyecanla anlatıyor ve bunun son 50 yıldır sektördeki en önemli buluşu olduğunu söylüyor.
Eski tip makineler bir kilo kuru çamaşır için 14 litre su alıyor. Şimşek'in teknolojisi ise bunu yedi litreye düşürüyor. Su miktarı azalınca kullanılan ısıtma enerjisi ve kimyasal da aynı oranda düşüyor. Dünyada kişi başına düşen yıllık su tüketimi yaklaşık bin 430 metreküp. Bunun yüzde 15 ila 20'si çamaşır yıkamada kullanılıyor. Farazi bir hesap ama eğer altı milyarlık dünya Şimşek'in teknolojisine sahip makineler kullansa yılda yaklaşık 855 milyar metreküp su tasarruf edilebilir. Şimşek, "Dünyada tasarrufu ifade eden A, A+, A++ gibi kriterleri yıktık" diyor gururla. Alman ev ve sanayi tipi çamaşır makine üretici¬si Miele de konu üzerinde çalışıyormuş. Ama onlar sadece birkaç litre su tasarruf edebilmiş. Miele'nin ar-ge bölümünde çalışan 200 kişinin "Nasıl oldu da böyle bir şey düşünemedik" diye birbirine serzenişte bulunduklarını anlatıyor bir çocuk sevinciyle.
Tulga Şimşek, 2009 yılında iç tambura kanatçık (veya dalgakıran) monte ederek tekstili metal yüzeyden uzaklaştırıp daha iyi yıkama sağlayan buluşa imza attı. "PolyRib Drum System" yani "Çok Kanatlı Tambur Sistemi" için de uluslararası patent aldı. Uluslararası bir patenti tescil ettirmenin bedeli 100 bin euro. Şimşek, merkezi İsviçre'deki Patent İşbirliği Antlaşması (PCT) kapsamında üç uluslararası patent aldı. Bir patentin yıllık koruma bedeli ise 15 bin euro. Şimşek ayrıca bu üç patenti ABD'de de onaylattı. "ABD'de patent onaylatan 76'ıncı Türk olmak" gibi bir unvanının da sahibi; Ocak 2010 tarihi itibariyle bu rakam 89. Şimşek'in iki de ulusal patenti var: "Lastik basınçlarım ölçerek aracı ve araçtaki yükün ağırlığını tartan ve buna göre aracın emniyetini sağlayan sistem" ve "Belirli bir hacimdeki basıncın, ağırlık varken ve yokken karşılaştırılması yoluyla yapılan tartım sistemi." Tüm patentleri Avrupa Patent Ofısi'nin (European Patent Office) İnternet sitesinde de yer alıyor.
Teybi tam kapatırken, giderayak Tulga Şimşek'in bir projesine daha rast geliyoruz. "Kanatçıkları tambur deliklerinin üzerine monte edeceğim. Dışarıdan bakan hiç delik görmeyecek ama performans da düşmeyecek." Cenk Karace ve Pazarlama Müdürü Uğur Türkel ilk kez duydukları bu fikir karşısında heyecanlanıyor ve "hadi yapalım" diyorlar.
SARSILMAZ MAKİNELER
Tulga Şimşek'in buluş anlarından doğan teknolojilerden biri de çamaşır makinelerinde sarsılmayı önleyen sistem. 1998 yılında bir meslektaşıyla sohbet ederken "çamaşır makinesinde sarsıntı nasıl giderilir, gürültü nasıl en aza indirilir" sorusuna takılıp kalmış. Mezun olduğu ODTÜ'deki hocalarına düşüncesini açmış, sisteme algoritma yazmalarını rica etmiş. Hocaları "Amortisör ve yay olmadan bu sistemi yap, tezini de yaz, sana doktora verelim" demişler. ODTU'den eli boş dönünce internet'e, özellikle de patent buluş konularına dalmış. Autocad'de çizimler yapmış. 1999'da ise Türkiye'de daha 60 kilo kuru çamaşır yıkayan makine yokken kendisi yaysız-amortisörsüz 340 ki¬lo kuru çamaşıra göre prototip bir makine yapmış. Bir yıl boyunca gece-gündüz demeden denemeyi sürdürmüş. Ventil, mimozıl, hücrelere yük bindirme, denge, uzayda konumlandırma gibi çok teknik terimlerle anlatıyor bu süreci. Sonunda aradığını bulmuş ve uluslararası patent almış: Smart Balancing System (Akıllı Balans Sistemi.) Dokuz tonluk dev çamaşır makinesi tüm hızıyla çalışır ve çamaşırı 400G'lik merkezkaç kuvvette sıkarken bile makinenin üzerine konan madeni para devrilmiyor (FORBES muhabiri bunu videodan izledi). "Bu buluş için de birkaç ev sattım. Bir şey bulamasam sattıklarımla kalacaktım" diyor.
Forbes Şubat Sayısı