Genel

Ziya Akyurt: Hasankeyf Barajından ders çıkardık!

Akbank Genel Müdürü Akkurt, Türkiye'nin 26 trilyon dolar büyüklüğündeki bir vahanın tam ortasında olduğunu belirterek, "Bilgi birikimi ve oturmuş piyasa ekonomimizle bu pazarda öne çıkıyoruz" dedi  

Akkurt, düzenlediği basın toplantısında, kriz sonrasında, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin ekonomik performanslarıyla diğerlerinin ayrıştığını, krizle birlikte dünya ekonomisinde farklı bölgesel kutupların öne çıktığını söyledi.

KİLİT KONUMUNDAYIZ

Türkiye'nin bulunduğu coğrafya itibarıyla 'bir vahanın ortasında" yer aldığını vurgulayan Akkurt, 2015'te toplam geliri 26 trilyon dolar olması beklenen bir bölgenin, pazarın ortasında kilit ülke konumundaki Türkiye'nin, bilgi birikimi ve oturmuş piyasa ekonomisiyle bölgede öne çıktığını ifade etti. Akkurt, coğrafi yakınlığın Türkiye'yi gerek ihracat fırsatları gerekse yatırım için çekici bir üs olma açısından avantajlı hale getirdiğine işaret etti.

Türkiye'nin en önemli, baş etmesi gereken konularından birinin katma değeri yüksek, yüksek teknolojili ürünler üretmesi olduğuna dikkat çeken Akkurt, şu anda yüzde 34lerde olan orta, yüksek teknolojili ürünlerin ihracat içindeki payının orta vadede yüzde 50'lere yükseltilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bugünkü konjonktürün odağının finansal istikran sağlarken enflasyonu kontrol altında tutabilmek olduğunu ifade eden Akkurt, konuşmasını şöyle sürdürdü:

ÖNLEM ALMAYA BAŞLANDI

"Bütün oynanan oyun bu çerçevede yapılmakta. Sağlanan yüksek likidite, özellikle gelişmekte olan ülkelere kayıyor. Bizim gibi ülkeler, ekonomik dengeleri bozmasına yol açabileceğinden çeşitli önlemler almaya başladı. Bunlardan biri sıcak para ve sermaye girişlerinin kontrol altına alınması veya merkez bankalannın uyguladığı yüksek munzam karşılığı politikalar... Sonuçta, ısınan ekonominin kontrollü şekilde devamını sağlamak, hatta belki biraz da soğumasını sağlamak için bunlar yapılıyor."

KİMSEYE ZORLA DÖVİZ KREDİSİ OLMAZ

Genel Müdür Akkurt, özellikle doların son dönemlerdeki artışıyla dövizle borçlananların yaşadığı sıkıntılara ilişkin bir soruyu, "Ben hiç kimseye zorla döviz kredisi aldırıldığıma inanmıyorum. Bankacılar tavsiyelerde bulunmuşlardır, insanlar da almışlardır. Eğer halâ 1994'teki krizden ders alınmamışsa... Bu milletin geçmişinde Kastelli olayı vardır. Bu yüzden her defasında bir problem yaşadıklarında üçüncü tarafı suçlamaya devam edeceklerdir. Taksim'deki gösterileri ben bu bağlamda yorumluyorum" şeklinde yanıtladı.

KOSGEB "Altyapım yetersiz" DEMELİYDİ

Ziya Akkurt, KOSGEB kredilerinin dağıtılmasıyla ilgili tartışmalara ilişkin de şunları kaydetti: "KOSGEB konusunda, sanki bir bankanın dışında diğer 17-18 banka, öğle tatillerinde çalışmadı, herkes kafelerde gidip oturdu gibi hava yaratıldı. Bunlar Türk bankacılık sektörüne yöneltilen çok acı yakıştırmalardır. Bırakın öğle yemeği, arkadaşlarımız uykularından dahi fedakarlık ederek KOSGEB kredilerinde bir şeyler yapmaya çalıştılar. Benim gördüğüm kadarıyla KOSGEB böyle bir işe girmeden önce kendi internet altyapısını test etmeliydi. KOSGEB eğer bir hata yaptıysa 'evet, ben hata yaptım, altyapım yetersizdi' diye çıkıp açıkça söyleyebilmesi gerekir. Eğer herhangi bir negatif müdahale yok ise.."

HASANKEYF BARAJINDAN DERS ÇIKARDIK

Akkurt, Hasankeyf Barajına ilişkin bir soruyu da şöyle yanıtladı: "Hasankeyf konusunda biz krediyi özel kuruluşlara vermiyoruz. Hazine'ye veriyoruz. Bu konuda Garanti Bankası ile bize yapılan bazı ithamları haksız buluyorum. Ama bundan ders almadık mı Aldık. Burada kamuoyunun bankaları zorlarken devletin ilgili organlarını da zorlaması gerektiğine inanıyorum. Çünkü bizler sonuçta devletin verdiği, altına mührünü bastığı ÇED raporuna göre hareket ediyoruz. Eğer bir kredinin içinde ÇED raporu varsa, biz bu krediyi gönül rahatlığıyla veriyoruz. Eğer bunun kriterlerinde uygunluk yoksa bence bunu ilgili mercilere yöneltip kriterlerin düzeltilmesini bekleyebiliriz."

SEÇİMDEN ÖNCE BİLE REYTİNG ARTIŞI GELEBİLİR

Türkiye'ye yatırımların artacağını, özellikle yabancı yatırımların gelmesini beklediğini dile getiren Akkurt, "Büyük ihtimalle Türkiye bu sene yatırım reytingini alacak. Bütün bunlar tabii ki tabloyu çok fazla değiştirecek. Benim gördüğüm kadarıyla seçimden önce bile reyting artışı gelebilir. O yüzden seçimlerin sonucunun pek önemi olmayabilir. Dünyada zaten 3 tane reyting şirketi kaldı. Üçü de reytingi artıracak diye tahmin ediyorum" şeklinde konuştu. Akkurt, bu kadar rekabetin olduğu bir ortamda bankaların, ücret ve komisyonlarını yüksek şekilde artırmalarının beklenemeyeceğini belirtti.
Bugün