Genel

Ziya Yılmaz: 10 yıl öncesiyle aynı projeler yapılmıyor!

Konut işine 2000 yılında yaptığı şželale markalı projelerle başlayan DAP Yapı'nın patronu Ziya Yılmaz, bugün birbirinden lüks binalar inşa ediyor

Konut işine 2000 yılında yaptığı şželale markalı projelerle başlayan DAP Yapı'nın patronu Ziya Yılmaz, bugün birbirinden lüks binalar inşa ediyor. Yılmaz, 'Bütçe açısından bakarsak, o yıllarda demiri 100 TL'ye alıyordunuz; şu anda bin TL 10 kat fark var. Bir de, o zamanki konutlarla aynı binaları yapmıyoruz. Lüks işlere geçtik. Maliyet katlandı' diyor

DAP Yapı, yani Doğru Alanda Projeler. Sahibi Ziya Yılmaz, Trabzon Sürmeneli genç bir işadamı. Henüz 25 yaşında kurduğu şirket, 10 yıldır markalı konut sektöründe faaliyet gösteriyor. 'Mimarlık, mühendislik değil, halkla ilişkiler okudum' diyen Yılmaz, Karadenizli olunca otomatik bir şekilde sektörün içinde olunduğunu belirtiyor. Babası taş ocağı işletmeciliği yaptığı için, inşaatçılarla hep iç içe olmuş. Ailesinin hala Sürmene'de yaşadığını, 1998'de askerden geldikten sonra ilk şirketini kurup iyice İstanbul'a yerleştiğini söyleyen Yılmaz, öyküsünü şöyle anlatıyor:
'Babam Sürmene'de, biz İstanbul'daydık. Burada yerlerimiz vardı. çocukluğumdan sonra ilk defa 2003'te gittim memlekete ve dağıldım. Hele yaylalara gidince çok hoşuma gitti. Askerlikten sonra, Avrupa yakasında şželale Evleri'ni yapmaya karar verdik. Kağıthane'de inşaata başladık. O ilk şirketimiz Atlantik İnşaat idi. Bu şirket şimdi DAP Yapı'nın taşeronluğunu yapıyor. şželale Evleri, o dönemde genelde kooperatifler vardı. Bir seferde bu kadar konut yapılmazdı. Kiptaş'm yaptığından sonra en büyük projeydi. 579 konut yaptık bir anda. 2001 krizi bizi de vurdu tabii. Satışlarımız yavaşladı. 'Deh misin' dediler. Ama devam ettik. çünkü oradaki gördük. Projenin ikinci, üçüncü yılında tüm konutları sattık ve etraftaki arsaları da toplayarak konut sayısını artırdık.'

'KREDİYİ SEVMEYİZ'

şželale Evleri'ndeki başarının ardmdan cesaretlendiğini belirten Yılmaz, 'Eskiden beri mümkün olduğunca, kredi kullanmaktan uzağız. Kampanya ile satışa başlarız. Yeriniz güzel olunca hemen satıyorsunuz bir miktar ve o krediye ihtiyacınız kalmıyor' diyor. İlk projenin bitimine yakın DAPYapı'yı
kurduklarını dile getiren Yılmaz, şunları söylüyor: 'Kardeşimle ortak olup şželale Village'a başladık. Uluslararası marka olmayı hedefledik. Bugün ciddi yol kat ettik. Projelerimiz değişti. Bugünün bütçeleriyle konuşunca, demiri o gün 100 TL'ye alıyorduk; bugün bin TL. 10 katı yani... O dönemdekilerle aynı konutları yapmadığımız için metrekare maliyetinde artış var artık. Metrekaresi 600 TL'ye mal edilen konuttan söz ediyorlar ama biz artık lüks yapıyoruz ve bunun 2.5 katma mal ediyoruz.'

Konsept de değişti, isim de

şželale Village'ın ardından şželale Space Center, DAP Royal Center ve Dragos Royal Towers'ın da aralarında bulunduğu pek çok proje yapan şirket, her zaman 'su' temasını kullanmaya dikkat ediyor. Ziya Yılmaz, bunun nedenini şöyle anlatıyor: 'Karadenizli olduğum için suyu çok seviyorum Askerliğimi Pamukkale'de yapmıştım. Orada travertenler çok hoşuma gitmişti. Bunlara benzeyen bir unsuru da projeye ekledim.'

şželale Evleri'nin artık bir marka haline geldiğini kaydeden Yılmaz, 'Sonra o ismi kullanmayı kestik. Az katlı binalarda kullanıyorduk. şžimdi daha yüksek
şeyler yapıyoruz. Konseptimiz değişti. İsmin de değişmesi gerekiyordu. şželale ismi de çok kullanılmaya başlandı. Marka tescilli olmasına rağmen üzerinde durmuyoruz; hazıra konuyorlar' diyor.

'Lüks konutu satmak zor ama bunu yapmaktan zevk alıyorum'

Kolay mı Türkiye'de lüks konut satmak

çok zor.

O halde neden bu kadar fazla üretiyorsunuz

Zevk almadığım bir şeyi yapamam; o işi beceremem. Güzel olsun istiyorum. Onun da maliyeti farklı oluyor. Arazisi de ona göre pahalı oluyor. Bu da fiyatları artırıyor. Ticari anlamda da zorlayan şeyleri seviyorum. Ama
yapamayacağım işe girmem; o ayrı. Benim hedefimde şu var: Mısır'daki piramitler nasıl ünlüyse, istanbul'da da yüzlerce yıl adından söz ettirecek bir şey yapmak. Sıradan olmayan şeyler yapıp ülkeyi de farklılaştırıp güzelleştirmek gerek. Bugün yapılan pek çok proje bundan 20 yıl sonra, o zamanın lüks gecekonduları sınıfına girecek. Biz proje yaparken diyoruz ki, 'işte bunu yapmayalım'. 20 yıl sonra da yaşanabilecek konutlar üretelim. çıkış noktamız bu.

Mesela, Dragos Royal Tovvers adlı projemizin hem sağında hem solunda iki proje var. Günün koşullarına göre, 10 yıl önce yapılan bu projeler de güzeldi. Ama şimdi buradaki mülk sahipleri bize tekliflerle geliyor. Bu 10 yıllık siteleri yıkıp yerine yeni rezidans kuleleri yapmamızı istiyorlar. Biz de olumlu bakıyoruz. Ama bu ülke de o kadar zengin değil. Müteahhitler olarak bizler öyle projeler üretmeliyiz ki, 50 yıl sonra bile yıkılması gündeme gelmesin.

'Yabancıya satış fiyat artırmaz, çünkü rekabet çok yoğun'

Ziya Yılmaz, yabancıya mülk satışının önünün açılması gerektiğine ve bunun fiyatları artırmayacağına inanıyor. Yılmaz, mütekabiliyet konusundaki görüşlerini şöyle aktarıyor: 'Yabancıya konut satışının önü kesinlikle açılmalı, inanıyorum ki, bu değişince, lüks konut satışları ciddi anlamda artacak. Size 500 bin doları verip mülkü burada bırakacaklar; alıp ülkelerine
götürmeyecekler. 'Konut fiyatları artacak' diye düşünmemek lazım. Konut üreticileri de artıyor. Her kesime hitap eden konut var şu anda. Benim 2001'de sattığım fiyata da daire satılıyor. Ayrıca, en öncelikli sorunumuz kentsel dönüşüm. Yabancıya satış bunun bir ayağı. Müteahhitlerin finansmanı sağlayabilmesi için dışarıdan kaynak akması gerek. En büyük girdilerden biri de yabancıya mülk satışı olabilir.'
Habertürk/Menekşe ATASELİM