Genel

Zorlu Center eş başkanlık sistemiyle yönetiliyor!

Zorlu Grubu'nun, prestij projesi 'Zorlu Center'ı üzerine inşa etmeye başladığı İstanbul Zincirlikuyu'daki Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü arazisi ihalesinin öyküsü de çok ilginç. Zorlu ihaleye gir

 "800 milyon dolar da iyi para yahu'
Zorlu Grubu'nun, prestij projesi 'Zorlu Center'ı üzerine inşa etmeye başladığı İstanbul Zincirlikuyu'daki Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü arazisi ihalesinin öyküsü de çok ilginç. Zorlu ihaleye girerken fiyatı 600-650 milyon olar civarında düşünüyormuş. Daha önce aldıkları Deva arazisinin metrekaresine ödedikleri 6.500 dolar arazinin tümü için o fiyatı gösteriyormuş. Ancak ihaleyi bir yarışa benzeten Ahmet Nazif Zorlu'nun, 'her insan gibi yarışı kaybetmek istememesi' fiyatı 800 milyon dolara çıkarmış. Zorlu ihaleyi şöyle anlatıyor:
" Biraz da yarışı koparma taktiğine girildi. O taktik de bize bir 100 milyon dolara mal oldu. 700 milyon dolara gelindi ihalede biz temkinliydik. Baktım Emaar 715'ten 750'ye çıktı. Biz bir artırdık 751. Onlar 760 dedi bir artırdık. 70 dedi 71 dedim. 80 dedi 81 dedim. 90 dedi 91 dedim. 799 dedi 800 dedim. Artık orada psikolojik bir sınır var. 800'e hayırlı olsun deyip çekildiler. Sordular 'Biraz daha arttırır mısın', dedim daha ne arttırayım zaten artıracağım kadar artırdım."

'Uzağı görmek önemli'
Ahmet Nazif Zorlu "Ağa¬beyiniz de ihale salonunda mıydı Son rakamı duydu mu" sorusuna ise "Hayır ağabe¬yim salonda yoktu, telefonla haberleşiyorduk. Sonra ona dedim ki "İhale tamam, 800'e hayırlı olsun" dedim. Yahu 800 dedi, iyi para yahu dedi. Ondan sonra da bir şey sormadı, bir şey söylemedi" yanıtını verdi.
Zorlu Holding Eşbaşkam Ahmet Nazif Zorlu bu öyküyü an¬lattıktan sonra biraz da gururla "Uzağı görmek çok önemlidir. Mesela geçen gün biri bana 'İhaleyi ilk aldığın zaman amma para verdi adam demiştim ama haklı çıktın' dedi" demekten kendini alamıyor.

Zorlu Holding; bünyesinde Vestel gibi Türkiye'nin en tanınmış markalarından birini barındıran ve elektroniğin yanı sıra tekstil, gayrimenkul geliştirme, enerji sektörlerinde faaliyet Ruhi San gösteren bir kuruluş. 25 bin çalışanı var. Şirketlerinden ikisi halka açık. Holdingde kamuoyunun daha çok tanıdığı Ahmet Nazif Zorlu ile 'gizli kahramanımız' dediği ağabeyi Zeki Zorlu'nun eşit hissesi var. Zorlu Holding eşbaşkanlık sistemiyle yönetiliyor.

Holdingin vitrindeki yüzü Ahmet Nazif Zorlu ile İstanbul Zincirlikuyu'daki Zorlu Center Projesi'nin inşa edildiği arazideki gayrimenkul şirketinde bir araya geldik. Bir saatlik sohbette Zorlu Holding'in nasıl yönetildiğini anlattı.

'Ağabeyim hep destekledi'
Ahmet Nazif Zorlu'ya göre, Zorlu Holding kararların çok hızlı şekilde alındığı ve ortakların birinin getirdiği önerinin diğeri tarafından hemen hemen hiçbir zaman geri çevrilmedigi 'huzurlu' bir yapı. 'Gizli kahramanımız' dediği Zeki Zorlu'nun kendisi için büyük bir şans olduğunu söylüyor. 1967'de kurulan Mehmet Zorlu ve Oğulları Kolektif Şirketi'nden bu yana ağabeyinin de desteğiyle hep öne çıkmış. Ağabeyi hep desteklemiş, hiç itiraz etmemiş. Zorlu bu durumu 'O gün de böyle, bugün de. Şu anda bir karar alacağımız ya da bir karar verdiğimiz zaman ekseri ben ortaya getiririm. Ama ondan sonra konuşur, devam eder gideriz" sözleriyle ifade ediyor. Şimdi 'çocuklar' büyüyüp iş hayatına girdiği için onlara da danışılmaya başlanmış.

Holdingin bugünlere gelişinde önemli payı olan birçok karar böyle alınmış. Fasonculuktan üreticiliğe geçişin kararı da böyle verilmiş. Zorlu o günleri şöyle anımsıyor:
"1975'te fasoncuyduk, malımızı yaptırırdık. Artık imalatı düşünmeye başlamıştık. O yıl İtalya'ya gittim fuara ve orada başka bir şey ararken baktım ürünler çok hoşuma gitti. Verdim hemen Türkiye'de hiç olmayan kadife tesisini getirme kararını. Ağabeyimin haberi yoktu ama o, kararlarıma karşı çıkmaz, doğruyu seçmiştir der. Öyle de oldu."

Grubun 'amiral gemisi' Vestel'in alımına giden süreç de böyle başlamış. 1990'ların başında tekstilde belli bir büyüklüğe ulaşan Zorlu Grubu 'ne yapabiliriz' araştırmasını başlatmış. 1991'de Dışbank'ı Lapis'e kaptırmışlar ama arayışlar devam etmiş,
"1992'de Vestel'i satmak istediklerini duydum. Bunu ağabeyime götürdüğüm zaman onun da benden benzer bir şey beklediğini gördüm. Dedi ki peki bir bakalım. Biz oturduk pazarlıklara başladık" diyen Ahmet
 
Nazif Zorlu bir aylık çalışmanın sonunda anlaşmaya vardıklarını anlatıyor. Ancak kayyumların daha sonra anlaşmadan vazgeçmesi nedeniyle Vestel'in grup bünyesine katılması daha sonraki yıllarda olmuş,
1994 yılındaki bir nişan töreninde Vestel'in hâlâ satışta olduğunu duyan Zorlu, kayyumun bu işle ilgili olarak İstanbul'a uçan adamıyla bir araya gelmiş. Görüşme Zorlu'nun "Bak arkadaş biz 1992'de bu şirkete bir ay harcadık. Sonunda anlaştık ama sizinkiler vazgeçti. Tekrar benzer sonuçlanacak bir iş için bir saat bile harcamak istemiyorum" sözleriyle başlamış. 'Ya biter, ya biter' demesi üzerine bir hafta içinde de prensip anlaşmasına varılmış. Ancak o hafta anlaşmayı engellemek için konan tedbirlerin kaldırılması için yoğun çaba harcanmasıyla geçmiş. İlk görüşmeden haberi olmayan Zeki Bey (Ahmet Nazif Zorlu ağabeyini Zeki Bey diye anıyor) bu süreçte Vestel görüşmelerinin başladığını öğrenmiş.

Hollanda'da Vestel'in sahibi olan Collar Holding ile iki gün süren son pazarlık bir ara tıkanmış ama sonunda imzalar atılmış. Türkiye'ye dönüşte Vestel'e kayyum atandığını ve aleyhte 36 dava açıldığını öğren¬meleri onlar için soğuk duş olmuş. Zorlu "Ağabeyiniz bizi bu işlere, bu sıkıntılara soktun demez mi" soru¬suna ise şu yanıtı veriyor:
 
"Zeki Bey ne Vestel ile ilgili stresli süreçte, ne de Zorlu Center arazisi için parayı ödedikten sonra beklediğimiz üç yılda bir tek laf etti. Şu anda burayı (2.5 milyar dolarlık Zorlu Center Projesi) satsam, bir bildiği var ki öyle yapmıştır der. Öyle bir karşılıklı anlayışımız vardır. Allah bunu çocuklarımızda da devam ettirsin. Yönetim şeklimiz, anlayışımız böyledir. Çünkü nerede huzur varsa orada dirlik vardır. Huzurun olmadığı yerde dirlik olmaz. Zeki Bey bir şey yapsa ben de bir şey söylemem."

Ahmet Nazif Zorlu, "Kararları böyle veririz. Çok ufak kararlarda Zeki Bey zaten karışmaz" diyor. "Çok ufak kararların boyutu nedir' diye sorduğumda da "5-10 milyon dolarlık çok ufak kararlarda karışmaz. Ama Bursa'da yapacağı yatırımları bana sorar. Böyle böyle bir yatırım yapıyoruz ne diyorsun diye. Bunu da haber verme mahiyetinde söyler yani."

Aile anayasası hazırlanıyor

Zorlu, holdingi önümüzdeki yıllarda halka açmadan önce 'kökleşmeleri' gerektiğini söylüyor. Kökleşmekten kastı da daha kurumsal hale gelmek. "Birçok danışmanla daha kurumsal hale gelmemizi sağlayacak bir Aile Anayasası için de görüşmelerimiz sürüyor. Görüşmeleri çocuklar sürdürüyor' hazırlanıyor
diyen Zorlu şöyle devam ediyor: "Bu kurumların ve danışmanların önerilerine bakacağız. Aklımız yatarsa bu Aile Anayasası'na hemen uygulamaya koyacağız. Belki danışma kurulları olacak, belki başka yapılar. Ancak modern işletme Müminin tüm gereklerini yerine etireceğiz."

Zorlu geçinilmesi zor bir adam mı

Ahmet Nazif Zorlu'ya "Önemli " şirketleriniz var. Ancak hiçbirinde aile dışından büyük ortağınız yok. Neden gelmiyorlar Zorlu, geçinilmesi zor bir adam diye mi düşünüyorlar" sorusunu yöneltiyorum. Cevabı "Ben istesem yarın her haraftan ortak bulurum" oluyor ve nîatmaya başlıyor:
 
"Bizim biraz daha kökleşmemiz lazım. Kökleri derinlere giden çınar gibi olmamız lazım. Allah nasip ederse holdingi halka açacağım. Ancak birkaç senemiz daha var. Holdingi halka götürdüğümüz zaman tabanı düz olan, tertemiz bir şirketi açmak istiyoruz, Vestel''benim ortaklarım diyor ki teme dağıtmadınız. Evet dağıtmadım. Bir konuşmamda şunu söyledim: En büyük kân alacak olan benîm. Çünkü hisselerin yüzde 80'i bende (Zorlu ailesi). Niye dağıtmayım kâr ama kayyuma düşmüş, yılda 380 bin TV üretebilen şirketi 10-15 milyon TV yapabilecek kapasiteye ulaştırdır Bu yıl 8 milyon LCD televizyon üretecek. 10 milyon beyaz eşya üreteç kapasite var. Her yıl temettü dağıt -saydık bunlar olur muydu Buranın daha inşaatına başlamışken bir GY( (Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı) kurar, halka açar, parayı cebime koyardım. Ama öyle yapmadım. Biz Zorlu ailesi olarak milletin cebinder katakulliyle para almayız."
Habertürk/Ruhi Sanyer