19 bin 825 adet vakıf kültür varlığı kaydı bulunuyor!

Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, Türk dünyasının bütün ülkelerinin, vakıf medeniyetinin muazzam imkanının seferber edilmesi sayesinde inşa edildiğini belirterek, "Her biri sanat şaheseri olan bu abideler, insanlığa vakfedilmiş kutsal hazinelerdir" dedi.

Beyazıt, Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY)'un koordinatörlüğünde, Türkiye Mühendisler ve Mimarlar Birliği, Astana Valiliği, Türk Dünyası Belediyeler Birliği, Kazakistan Mimarlar Birliği ve Kazakistan Şehir Plancıları Birliği'nce Bağımsızlık Sarayı'nda düzenlenen, "Türk Dünyası Mimarlık ve Şehircilik Kurultayı"nda konuşma yaptı.

Asırlar önce, Türkistan'dan Anadolu'ya kutlu bir yürüyüş başladığını, Anadolu'nun, Hoca Ahmet Yesevi'nin manevi evlatlarının saçtığı ışık ile aydınlandığını, ebedi yurdun dört bir yanının büyük eserlerle donatıldığını, yollar, çeşmeler, köprüler, hastaneler, kervansaraylar, camiler, medreseler, tekkeler, aş evleri, köşkler ve saraylarla şenlendiğini söyledi.

Beyazıt, "Büyük tarihimizin Selçuklu ve Osmanlı asırlarında on binlerce eserle çepeçevre kuşatılan Anadolu'da, yani Hoca Atamızın ışığı ile aydınlanmış diyarlarda, muazzam bir restorasyon faaliyeti başlatıldı. Türk dünyasının gün doğusundan gün batısına uzanan ülkelerindeki eserlerimiz ağlarken gülmeye başladı" diye konuştu.

Yusuf Beyazıt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk dünyasının bütün ülkeleri, vakıf medeniyetinin muazzam imkanının seferber edilmesi sayesinde inşa edilmiştir. Gittiğimiz yoldaki geçtiğimiz köprü, ücretsiz konakladığımız kervansaray, icra ettikleri fonksiyonları ile birlikte şehirlerimizin süsü olan külliyeler, aklın ve bilim ışığında para ödemeden üstelik de burs alarak eğitim gördüğümüz medrese, derdimize şifa aradığımız hastahane, gönlümüzü arındırdığımız tekke, toplandığımız cami, su içtiğimiz çeşme hep vakıftır, vakfın eseridir. Her biri ayrı birer sanat şaheseri olan bu abideler, insanlığa vakfedilmiş kutsal hazinelerdir. Bu itibarla kurultayımızın gündemini oluşturan mimarlık ve şehircilik konusu, bizim tarihi tecrübemiz göz önüne alındığında, vakıf medeniyeti dışında bir değerlendirmenin pek sağlıklı olmayacağını ifade etmek gerekir."

Anadolu'da, Balkanlar'da ve oradan uzanan coğrafyalarda bulunan eserlerin bin yaşında olduğunu belirten Beyazıt, "Bin yıldır inşa ettiğimiz bu eserler, bütünüyle ve ilk defa bin yıl sonra tam bir seferberlik halinde restore edilmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü için el değmemiş bir eser, restore edilmemiş bir abide kalmayıncaya kadar bu seferberlik halinin tezkeresi olmayacaktır" dedi.

-RAKAMLARLA VAKIF ESERLERİ-
Beyazıt, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kayıtlarına göre, 2002 yılında vakıf kültür varlığı sayısının 9 bin 483 olduğunu, bugün dijital ortamda 19 bin 825 adet vakıf kültür varlığı kaydının bulunduğunu söyledi.

Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce 1998-2002 yıllarında 46 vakıf kültür varlığının restorasyonunun yapıldığını, 2003-2009 arasında ise 3 bin 383 adet vakıf kültür varlığının restore edildiğini anlatan Beyazıt, "Depolarda kilitli kalmış, taşınır eserler gün ışığına çıkarıldı. Eski eser laboratuvarlarında bakımları yapıldı. Çağdaş sunum teknikleriyle müzelerde sergileniyor ve korunuyor" dedi.

Yusuf Beyazıt, 1998-2002 arasında da restore et-işlet-devret modeli ile sadece 8 taşınmazın değerlendirildiğini, 2003'ten bu yana 101 eserin değerlendirilmesi çalışmalarına başlandığını ifade ederek, bu taşınmazlardan 39'unun ihale edildiğini açıkladı.
AA