29 / 04 / 2024

1983 yılında Vaniköy'de 250 milyon liraya yalı!

1983 yılında Vaniköy'de 250 milyon liraya yalı!

Reşat Altın'ın 25 bin liraya satıldığı 1983 yılında, Vaniköy'de bulunan 290 metrekare büyüklükteki yalı 250 milyon liraya satılacakmış. 250 milyon liraya Devlet Tahvilleri satın alınsa, yılda 87 milyon lira faiz geliri alınabilirmiş.



1983 yılında Vaniköy de 250 milyon liraya yalı!


Bu yalı 250 milyon


Bizi Vaniköy'deki yalıya götüren komisyoncu ''Fiyatı 2,5. Ama temmuzda garanti 3 olur'' dedi ve ''Komisyon ücretinden kaytarmayacağımıza'' dair belgeler imzalattı.


  Asım Kibar'a ait 290 metrekarelik yalının şömine mermerleri Sivas ve Yozgat'tan gelmiş, mutfak dolapları zeytin ağacından yapılmış, inşaat harcına rutubet olmaması için Amerika'dan getirtilen özel bir toz karıştırılmış!...


1983 yılında Vaniköy de 250 milyon liraya yalı!


Bu yalı 250 milyon


   ŞÖYLE ailecek başımızı sokacak münasip bir ev almaya karar verince, Mecidiyeköylü emlakçı İhsan Bey ile Vaniköy'ün yolunu tuttuk.

   Nevşehirli İhsan Bey, yol boyunca faiz oranlarındaki 5 puanlık düşüşten sonra ''kutu gibi bir yer'' almanın faydalarını anlatıyor. Niçin kutu gibi olduğunu da ''Biraz ufak tabii, toplam 290 metrekare, küçük bir aile için'' sözlerinden öğreniyoruz. Niyetimiz bir yalı dairesine bakmak. Fiyatı, emlakçının ağzı ile ''iki buçuk''. Ancak içindeki eşyaları beğenirsek ufak bir fedakarlık daha söz konusu.

   Başımızla onaylayarak dinlediğimize göre daha bir kaç ay önce ''bir doksan'' olan bu daireyi şimdi iki buçuğa kapatabilmek büyük bir şans. ''Şayet'' diyor komisyoncu dostumuz, ''Şayet anlaşmada biraz gecikirseniz temmuz ayında fiyatı garanti üç olur.'' Geçen hafta daireyi gezen Bursalı fabrikatör Ergun Bey, ''Doğrusu fena değil, annem beğenirse hemen alacağım'' demiş. 

   Emlak bürosunda bize öncelikle ''komisyon ücretinden kaytarmayacağımıza'' dair resmi belgeler imzalatan ve mal sahibiyle özel anlaşma yapmayacağımıza yemin ettiren İhsan Başaran, yalıya girerken ihtiyaten kulağımızı büküyor, ''Merak etmeyin, tapuda resmi satışı en çok 20 milyon gösterilecek.''

   Mal sahibimiz Asım Kibar, ceviz kapıda bizi büyük bir kibarlıkla karşılıyor. Kendisinin Assen Demir ve Sac A.Ş'nin yönetim kurulu başkanı olduğunu öğreniyoruz. Ha, adresi mi soruyorsunuz? Çok kolay. Profesör Tahsin Banguoğlu'nun yalısını geçin. Ülker fabrikalarının patronunun yalısını da geçin. Ama vergi rekortmeni Demirören'in geçenlerde yanan yalısına kadar gitmeyin. Sosyete dişçisi Füreyd Dosdoğru'nun yalılarının hemen altında. Kapı numarası 84. Üst katta Profesör Nazif Bağrıaçık oturuyor. Yani Hoca'ya ait iki dairenin alt katı. Elinizle koymuş gibi bulursunuz. Nazik demir tüccarı aklımızdan geçenleri okumuş gibi, ''Ev alma kardeşim, komşu al'' diyor.

   Asım Bey ''niyetli'' olduğu ince belli evlatlık kızın ikram ettiği kahveleri bizimle beraber höpürdetemiyor. Bir aralık ortalık aniden kararıyor. Fırtına filan diye telaşımız boşuna. Camın önünden geçen bir Rus şilebinin kara gövdesi imiş meğerse. 

   ''Dünyada mekan, ahrette iman'' diye söze başlayan ev sahibinden şöminenin mermerlerinin Sivas'tan geldiğini öğreniyoruz. ''Ama üst kattaki şöminenin mermerleri Yozgat'tan'' diye de ekliyor. İğde ile cevizin nasıl karıştırıldığını ve mutfak dolaplarının zeytin ağacı ile yapıldığını dinliyoruz. Amerika'dan özel olarak getirtilen kimyasal bir tozun rutubet olmaması için binanın harcında bol bol kullanılması, genel kültürümüzü artıran unsur oluyor. Tabi kabalık yapıp fiyatı tartışmıyoruz. Bu çevrede önemli olan, beğenmek.

   Ayrılırken yeni bitirdiği tablosuna iki adım geri çekilerek bakan ressam havasıyla soruyor ev sahibimiz: ''Beğendiniz mi?'' Olumlu cevap alacağından o kadar emin ki, tevazudan ''Beğendiniz değil mi'' demediğini kestirebiliyoruz. Ben de Picasso'da kusur bulan eleştirmen havasıyla ''Hayır'' diyorum. ''Beğenmedim. Hem hizmetçi odası ufak. Hem de arka pencerelerin manzarası güzel değil.''

   Dönüş yolunda komisyoncu bizi teselli ediyor: ''Üzülmeyin, zaten çok ufaktı. Bende bir yalı dairesi daha var, 4'e. Hele bir Anıtlar Kurulu'ndan geçsin...''



250 milyon lira ile neler yapılabilir


Devlet Tahvili'ne yatırılınca, yılda 87 milyon vergisiz faiz geliri alınır.

29 köye beş dershaneli ilkokul yaptırılır.

Dört kişilik aile 25 yıl süreyle ile her yaz 25 günlüğüne Monte Carlo'ya gidip kumar oynayıp tatil yapabilir. 

183 sosyal konut yaptırılır. 

43 köye içme suyu getirilir.

Tam teşekküllü bir hastane yapılır.

2600 böbrek hastasının hayatı kurtarılır.

96 kilometre ipek kumaş alınır.

Bugün bankaya yatırılırsa yılda 90 milyon lira faiz geliri alır. 1 Temmuz'dan sonra yatırılırsa yılda 80 milyon lira kazanılır. 

Hele Kastelli döneminde ''mevduat sertifikası'' alınsaydı, her ay 12.5 milyon lira net gelir elde edilebilirdi.


(1983 yılında Reşat Altın 25.051 liraya satılıyormuş.)


Hürriyet Gazetesi 24 Haziran 1983



Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com




Geri Dön