2B Muğla'da ekilecek arazi bırakmadı!

Muğla'nın Marmaris İlçesi'ne bağlı Taşlıca Köyü'nde 540 köylü, 6 yıl önce tapulu SİT arazilerinin Hazine adına kaydedilmesi nedeniyle mağdur oldu. Ellerinde ekecek arazi kalmayan köylüler, perişan olduklarını belirtip, SİT alanı olarak kalsa da tapulu arazilerinin kendilerine verilmesini istedi.

Muğla'nın Marmaris İlçesi'ne bağlı Taşlıca Köyü'nde 540 köylü, 6 yıl önce tapulu SİT arazilerinin Hazine adına kaydedilmesi nedeniyle mağdur oldu. Ellerinde ekecek arazi kalmayan köylüler, perişan olduklarını belirtip, SİT alanı olarak kalsa da tapulu arazilerinin kendilerine verilmesini istedi.

Marmaris'e 55 kilometre uzaklıktaki Taşlıca Köyü'nde, 2004 yılından önce kadastro geçti ve herkese arazisi Arkeolojik SİT alanı içinde olsa da tapusu verildi. Fakat tapulara, SİT alanı olması nedeniyle içinde herhangi bir işlem yapılamaz şerhi konuldu. Aynı yıl, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklikle, özelliğine bakılmaksızın tüm SİT alanları Hazine adına kaydedilme kararı çıktı. Taşlıca Köyü'nde, 2007 yılındaki kadastro çalışmalarıyla, son çıkan kanun göz önüne alınıp, 1127 parsel, özel mülkiyetten çıkartılıp, Hazine adına kaydedildi. 

Arazileri ellerinden alınan 540 köylü mağdur oldu. Mağduriyetin giderilmesi için dönemin Ak Parti Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hıdır, 2011 yılına TBMM'ye Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkında kanun teklifi verdi. Teklife, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü de uygun görüş vererek köylünün hakkının iade edilmesini istedi. Ayrıca, Muğla Kadastro Müdürlüğü de köylülerin arazilerinin Hazine adına kaydedilmesinin anayasaya aykırı olduğunu belirtti. Ancak, Kültür ve Turizm Bakanlığı Hukuk Müşavirliği 5 Eylül 2012 tarihinde, Hıdır'ın kanun teklifinin 12 Haziran 2011 tarihindeki genel seçimlerle TBMM'nin yenilenmesi nedeniyle hükümsüz olduğunu bildirip, geri çevirdi. 

Taşlıca Köyü Muhtarı Şadi Altınışık, 27 Kasım 2012 tarihinde, köylüler adına Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a birer mektup gönderip, kanunda gerekli değişikliklerin yapılmasını istedi. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, muhtar Şadi Altınışık'ın mektubunun Başbakanlık İletişim Merkezi'nde (BİMER) incelendiğini belirtip, Kültür ve Turizm Bakanlığı Hukuk Müşavirliği'nin 5 Eylül 2012 tarihindeki cevabının aynen geçerli olduğunu bildirdi.

Dedelerinden kalan arazilerin ellerinden alınmasıyla perişan olduklarını belirten köylülerden 75 yaşındaki Murat Ergin, "25 dönüm arazim SİT denilip, Hazineye kaydedildi. Elimde ekilecek tarlam kalmadı. Tapularımız olsa, devlet kamulaştırma için bize ya bir bedel ödeyecek ya da takas yoluyla başka arazi verecekti. Biz de mağdur olmamış olacaktık" dedi.

15 dönüm arazisinin 12 dönümüne el konulduğunu belirten 52 yaşındaki Ali Karaca da "Dört kişilik aileyiz, 2 dönüm arazi neyimize yeter. Babama, dedemden kalan 35 dönüm arazi ise hepten gitti" diye konuştu.

Köylülerden Mustafa Çakır, Ali Coşkun, Niyazi Şengül ve Mehmet Can ve Fatma Turgut da mağdur edildiklerini ileri sürüp, arazilerinin yine SİT alanı olarak kalmasını ancak tapularının kendilerine verilmesini istedi.

Köylüler, Turunç Beldesi'ndeki Amos Antik kentinin tapusu özel bir kişiye ait olduğunu, aynı bölgede arkeolojik SİT alanı içinde özel tapulu 7 ayrı parsel daha olduğuna dikkat çekip, "Aynı şey bizim için neden yapılmıyor?" diye sordu.

Yurt Gazetesi