500 TL’lik primle afet riskini devredebilirsiniz!
İklim değişikliği konusunda toplumsal bilinç seviyesini artırmak, bireylerde davranış değişikliği oluşturmak amacıyla "Yerküreye Saygı” projesini hayata geçiren Sompo Sigorta, 500 ile 1500 TL arası yıllık primlerle başta sel olmak üzere afetlere karşı işletmelerin sigortalanabildiğini hatırlatıyor..
Yaz döneminde kent sellerine kapılan 29 vatandaşımız hayatını kaybetti. Trabzon’da sekiz, Düzce’de beş, Ağrı’da dört vatandaşımızı sel sularına kurban verdik. Can kayıplarının yanı sıra yüksek seviyede maddi kayıplar da ortaya çıktı. Sompo Sigorta Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özer Şimşek, Türkiye’de de etkisini her geçen yıl artıran iklim değişikliklerinin etkisine dikkat çekmek amacıyla “Yerküreye Saygı” projesini yürüttüklerini hatırlatıyor.
Fortune'de yer alan habere göre; Şimşek, “Projemizin başlangıcından itibaren iklim değişikliğinin hafife alınmaması gerektiğini vurguluyoruz, iklim değişikliğinin etkilerini her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Bunun sonucunda doğa kaynaklı afetler yaşamı daha da yakından tehdit etmeye başladı. Biz her zaman şunu vurguluyoruz: Afetlerin ne zaman olacağını bilemeyiz ama afete karşı bilinç kazanarak korunabiliriz. İstanbul’da yaşanan sel felaketi de gösterdi ki afet bilinci konusunda daha çok gidecek yolumuz var. Bu yola geç olmadan çıkmak hepimizin elinde” diyor.
"TSB, iletişim tonunu yükseltmeli"
Afetler can kayıplarının yanı sıra ülke ve vatandaşın ekonomisine de büyük zararlar veriyor. Ağustos ayında İstanbul’un birçok ilçesinde yoğun yağıştan kaynaklanan kent selleri yüzlerce işyerinin ve evin kullanılamaz hale gelmesine neden oldu.
Özer Şimşek, bu noktada halen sigortalanma oranı yüzde 50’ler mertebesinde olan esnaf ve KOBİ ölçeğindeki işletmelerde sigortanın yaygınlaşmasının gerekliliğine şöyle dikkat çekiyor: “Her sigortalanabilir doğal afet sonrası devletten yardım bekleyen ve serzenişte bulunan görüntülerle karşılaşmaya devam ediyoruz. İstanbul’da “ zarar gören esnafın kabaca zarar gören mal görüntülerinden görebildiğimiz kadarıyla 500 ile 1500 TL arası yıllık primle bu kadar yakın görünen bir riski devretmek mümkün. Diğer yandan sigorta sektörü dağıtım kanallarının ama bir üst kurum olan Türkiye Sigorta Birliği’nin bu konuda kuvvetli bir iletişim tonuyla tanıtım kampanyasını ortaya koyması gerekiyor.
Ülke ve yerel yöneticilere de büyük görev düşüyor. Yerel yönetimlerin mevcut altyapıyı daha kuvvetlendirmesi ve bu tür afetlere her açıdan hazır olması gerekiyor. Kalıcı bir tedbirler alınmalı. Örneğin Prof. Dr. Miktad Kadıoğlu’nun da belirttiği üzere, kentlerdeki yollar asfalt yerine geçirgenliği çok daha yüksek arnavutkaldırımları türünde yapılarla yeniden inşa edilebilir. Özetle, iklim değişikliği gerçeğini kabul ederek yüzleşmemiz ve Japonya gibi ülkeler nasıl afet gerçeğiyle birlikte yaşamayı başardıysa bizim de ülke olarak bu sonuçlarla nasıl başa çıkmamız gerektiğini ve önlemek için neler yapmamız gerektiğini öğrenmemiz gerekiyor.”