AB serbest dolaşım hakkını konut ile satıyor!
Yavaşlayan ekonomiler çıkışı konut sektöründe arıyor… Avrupa’nın birçok ülkesi konut alana oturma izni vermeye başladı. İspanya ise işi biraz daha ileri götürüp vatandaşlık vereceğim diyor…
Ülkeye yatırım ve zengin çekmek için konut sektörü merkezli uygulamalar artacak… Geliri artırmak için her ülke yeni vergiler peşinde… Kemer sıkma peşinde.. Avrupa Birliği tarihinde ilk kez 2013 yılında geçen yıla göre bütçe kısıtlamasına gitti… 20.yy’ın siyasal güçleri çerçevesinde şekillenen ekonomik yapılar çöküyor… Ekabir Avrupalılar, ülkelerine zenginleri çekmek için konut satışına sarıldı… Bu uygulama Çinlilerin Avrupa’yı istilası ile sonuçlanır… Avrupa bu konut merkezli oturma izni, vatandaşlık vaatleri ile istediği sonucu alamaz…
Fransa zengine yüksek vergi uygulaması getirdi. Avrupa’daki birçok ülke de getirecek. Daha çok vergi toplamaktan ziyade vatandaşların huzursuzluğunu gidermek amaçlı yapılan bir operasyondur bu. Çünkü Avrupa ülkeleri vatandaşlarında birilerinin kendilerini soyduğu hissi var. Bu his gelecekte daha da artacak. Almanya Başbakanı Merkel, birkaç ay önce “Piyasalar halkı değil, birkaç kişiyi zengin etmeye çalışıyor” demişti… 15 Aralık 2012 tarihinde ise Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 16. Benediktus “Piyasaların yeni bir ekonomik modele ve etik düzenlemelere ihtiyacı olduğunu, Zengin ve fakir arasında büyüyen eşitsizliğin neden olduğu çatışma ve gerilimi görmek üzüntü verici. Bundan denetim altında olmayan finansal kapitalizmde vücut bulan bencil ve bireyci kafa yapısı sorumlu” diyor… Fransa, Papa’nın uyarısını daha erken gördü. Ülkedeki sınıfsal bir çatışmayı önlemek için “zengine daha çok vergi” sloganı ile huzuru sağlamaya çalışıyor…
Amerika’da da durum farklı değil. Obama, Amerikalıların yurtdışına kaçırdığı paraların peşine düştü. İsviçre bankalarına baskı yaparak hesapların denetime açılmasını sağladı. İsviçre’nin en eski Bankası olan Wegelin&Co. Yetkilileri, New York Mahkemesi tarafından Amerikalılara vergilerini kaçırmalarına yardım etmekten ötürü suçlu bulunduğu için, Amerikalılardan özür diledi ve bankayı kapatacaklarını söylediler…
Washington'da yolsuzluğa karşı uluslararası duyarlılığı artırmaya yönelik çalışmalar yapan Global Financial Integrity'nin (Küresel Finansal Dürüstlük Örgütü - GFI) "2001-2010 Arasında Gelişmekte Olan Ülkelerden Yasadışı Finansal Çıkış" raporunda “2001-2010 arası on yılda gelişmekte olan ülkelerden 6 trilyon doların yasadışı olarak ülke dışına çıktığı hesaplanıyor.” Dünyanın mevcut finansal sisteminde kurulan düzenekler, ülkelerin paralarını belli merkezi güçlerin eline geçmesine yönelik kurgulanmış… Ama sistem çöküyor…
Finansal Sistemin çökme sürecinde, ülkeler ekonomik krizi atlatmak için yeni arayışlar peşinde. Konut sektörü bu arayışlarda önemli bir unsur oldu… Yunanistan, Güney Kıbrıs, Portekiz, İspanya gibi ülkeler aslında konut satmaktan çok “Avrupa Birliği Serbest Dolaşım Hakkı”nı satıyorlar.. . Bunu fırsat bilen Çinliler Avrupa’dan konut alır… Ama bu alımlar Avrupa’nın fazla da işine yaramaz… Çünkü, Çinliler konut alsa da Avrupa’da para harcamaz… Ticari operasyonlar için konut alacaklardır… Portekiz, İspanya gibi ülkelerin bu uygulamaları yakında AB kapısından döner… Fransa, Almanya gibi ülkeler bu işe itiraz edeceklerdir… Bu itiraz da Avrupa Birliği içerisinde yeni tartışmaları getirecektir…
Türkiye’nin Mütekabiliyet Yasası, AB’nin Serbest Dolaşım Hakkı ile rekabet etmek zorunda… Ama, bizim bürokratların çıkarılan yasasın Türkiye’ye getireceği fırsatları yeterince anlamadığını görüyorum…
Saygılarımla,
Abdullah Çiftçi