Adana, sektörel çeşitlilikle büyüyor!
Adana'da ekonominin bel kemiğini tarımın yanı sıra tekstil, kimya, enerji ve plastik sektörlerindeki gelişmeler oluşturuyor. Büyük yatırımlara da ev sahipliği yapan kent, teşvikte 2'nci Bölge'de olmanın dezavantajının avantaja dönüştürüyor...
Oğuz Tekstil'den 40 milyon metre kumaş kapasite Manifatura ticareti ile tekstil sektörüne adım adan Oğuz tekstil, şimdi dünyanın en büyük giyim markalarına kumaş ihracatı yapıyor. Firma, 40'ıncı yılına ulaştığı 2014'te dünyanın çevre uzunluğu olan 40 milyon metre kumaş kapasitesine ulaşmayı, 5 yıl içinde Türkiye'nin en büyük 200 şirketi arasına girmeyi- hedefliyor.
Poli-viskon hammaddesinden bayan ağırlıklı olmak üzere dış giyimlik kumaş ürettiklerini anlatan Oğuz Tekstil Yönetim Kumlu 2. Başkanı İsrafil Uçurum, 2 yü önce iplik yatınmı yaptıklarını ve iplik üretimiyle birlikte tam entegre bir tesis olarak hizmet verdiklerini kaydetti. Uçurum, üretimlerinin yüzde 40'ını ihraç ettiklerini ve geçen yıl 40 milyon doların üzerinde ihracat yaptıklarım vurgularken, "Bu sene de bu rakamı aşmak istiyoruz.
30'a yakın ülkeye ihracat yapıyoruz. Avrupa, ABD, Rusya ve Sasa, inovatif ürünlerle sektöre öncülük ediyor Pamuk diyan Adana'da sentetik pamuk üretme iddiası ile kurulan Sasa, bugün sektörde piyasa yapıcısı konumunda.
Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer alan Sasa, Avrupa'nın da önemli üreticüeri arasında yer alıyor. Farklı stratejisiyle sektöre yön verdiklerini söyleyen Sasa Polyester Polyester Sanayi AŞ Genel Müdürü Toker Özcan, "Bizim en büyük farkımız ve avantajımız insan kaynağımız, bilgi birikimimiz ve tecrübemiz. Sektörde bilgi birikimi bu seviyede olan dünyada 3-4 şirketten biriyiz. Biz daha çok uygulama yaratma çabasındayız. Polyesterin girmediği yeni ürün ve pazarda öncü olma, insanlara yol gösterme anlamında bir strateji çiziyoruz.
Şuan sektörümüzde kendi coğrafyamızda lideriz ve piyasa yapıcısı haline geldik. Yenilikleri, standartları biz belirliyoruz" diyor. Son 20 yılda Türkiye ile birlikte Sasa'nın da çok değiştiğini aktaran Özcan, milli gelir büyüdükçe emek yoğun işlerden çıkarak daha geriye dpğru entegre olmaya başladıklarını vurguladı. Özcan, dünyada teknolojinin çok kolay ulaşılabilir hale geldiğinin altını çizerken, "Farklılık yaratmadan sadece hacme oynarsanız zorlanırsanız. Biz de stratejimizi ölçeğe oynamak yerine kalabalıktan ayrılıp çok daha farklı bir kulvarda yeni bir yön çizme üzerine kurduk. Hacmimiz aynı kalmakla birlikte ciromuz her yıl büyüyor" dedi. Her yaptıkları işte liderlik ve değer yaratma iddialarının olduğunu aktaran Özcan, "Fark yaratamadığımız sektörlerden planlı ve stratejik olarak uzaklaşıyoruz" şeklinde konuştu.
Özcan, Ar-Ge tanımının doğru anlaşüarak ve doğru yorumlanarak değer yaratacak şekilde yeniden konumlandırılmasına ihtiyaç olduğunu belirtirken, aksi takdirde Türkiye'nin büyüme modelinde Ar-Ge'ye ayrılan değerli kaynakların yeterince verimli kullanılamayacağına dikkat çekti. Özcan: "Ar-Ge yerine inovasyonla ülkenin yetkinlikleri daha iyi değerlendirilebilir. Biz de Sasa olarak bu anlayışla bir üretim modeli oluşturuyoruz" dedi. Sasa olarak Ür-Ge ve Mür-Ge'ye (Müşteri Geliştirme) yöneldiklerini dile getiren Özcan, MürGe'ye Ür-Ge'den daha çok önem verdiklerini anlattı. "Çünkü yıllardır yünle yapılan işi polyesterle nasıl yapacağını öğretiyoruz müşterilerimize" diyen Özcan, böylece iki tarafa da katma değer yarattıklarını aktardı.
Özcan, altyapılarına uygun olarak suni pamuğun yanına 2007 yılında özel kimyasallar ve polimerler bölümü kurduklarını dile getirirken, bu alanda tamamen özel ürünlerin olduğunu ve Türkiye'deki ve dünyadaki trendleri takip ederçk üretimlerini buna göre şekillendirdiklerine işaret etti.
Özcan, ambalaj sektörü için de farklı bir ürün geliştirdiklerinin bilgisini verirken, OPP yerine petten mamul olan hammadde tedarik edeceklerini söyledi. Özcan: "Uzakdoğu'dan gelen pederin içerisinde ağır metaller var. Biz bu ağır metalleri kullanmadan pet yapabilen dünyada 2 firmadan biriyiz. Birinci önceliğimiz kökü Türkiye'de olan işlere bakıyoruz. Körfez bölgesinden gelen petrol türevlerini alıp başka bir ürüne dönüştürmek yerine hammaddesi bü ülkede olan işlere bakmak istiyoruz" diye konuştu.
Kullan-at ve sağlık önemli trendler Tüketici davranışlarındaki değişikliklere çok önem verdiklerini kaydeden Özcan, şöyle devam etti: "Dünyada 5-6 tane büyük eğilim tespit ettik.
Avrupa'da yaş ortalaması çok yukarıda ve ömür beklentisi uzamış, bu büyük bir eğilim, sağlığı öne çıkartıyor. Biz de diyoruz ki ürettiğimiz ürünlerin içerisinde ağır metal yok. Ürünlerimiz bakteri, mantar, böcek içermez. Bunları sertifikalandiriyoruz ve müşteriye sunuyoruz. Ayrıca insanlar artık daha geç evlenmeye başladı. Bunun için de hızlı gıda tüketim alışkanlıkları çok fazla.
Ambalajlı gıdaya olan talep artıyor. Mikrodalga veya derin dondurucuya girebilen plastik hammaddeleri üretiyoruz. Diğer bir eğilim ise mobilite yani hareketlilik. Bu eğilim beraberinde kullan-at'a kadar gelen bir değişim getiriyor. Ucuzlamış tişörtler var artık. Yıka, kullan ve at. Biz de elyafları daha hafif ve ince üretiyoruz.
Gıdada organik üretebilmek önemli. Diğer önemli eğilim ise su. Su kaynaklarımız kıt olduğu için suya yönelik çalışmalarımız da çok fazla." İhracattan 200 milyon $ geliyor Toker Özcan, ticarileşmiş 150 ürünlerinin olduğunu ifade ederken, ihracatta öncelikli pazarlarının Avrupa olduğunu aktardı. Özcan, "Çünkü Avrupa'daki müşterilerin talebi çok yüksek. Bu talebi karşılayacak bilgi birikimi ve know-how yarattığınız sürece şirketi dinamik tutabilirsiniz. Sasa olarak 200 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. 600 milyon dolar da ciromuz var" dedi.
23S0 İsrafil Uçurum İran'dan oluşan bir ihracat pazarımız var. Aynı zamanda yüzde 60 iç piyasaya çalışıyor görünsek de bunun da en az yüzde 60'ı konfeksiyon olarak ihracata gidiyor. Üretimimizin aslında yüzde 80'inden fazlası direkt ve dolaylı olmak üzere ihracata gidiyor. Bin 200'ün üzerinde istihdamımız var. 2012'nin cirosuyla İSO İkinci 500'de 13'üncü sırada yer aldık. Bu listede cirosunu en çok artıran firmalar arasında da ilk 10'da yer aldık. 2012'de gerçekleştirdiğimiz iplik yatınmı sayesinde kapasitemiz ve ciromuz oldukça arttı ve bin 200 kişilik istihdamımızın 450 kişisi bu yattnmla geldi. 2013'de ilk 500'e girmeyi hedefliyoruz. TİM'în ihracat listesinde ise ilk 500'deyiz" şeklinde konuştu. 2013 yılında da ilave yannmlar yaptıklarını aktaran Uçurum, önümüzdeki 5 yılda Oğuz Tekstil'in Türkiye'nin ilk 200 firması arasında yer almasını sağlamak istediklerini belirtti.
Ar-Ge ile en ekstrem kumaşı üretebiliyoruz Yeni kuşağı bünyelerinde harmanlamak istediklerini, kararlannı sadece aile olarak vermediklerini, işlerini profesyonel kadroyla yürüttüklerini vurgulayan Uçurum, "Dünyanın önde gelen en büyük 10 markasına ürün satıyoruz. Poli-viskonun kullanüdığı her tür kumaşı üretebiliyoruz. Ar-Ge ile en uç kumaşı üretebiliyoruz. Poli-viskon çok sağlıklı bir ürün. Artık 100 kabandan en az 95'i poli-viskon ve bunu biz başardık. Türkiye'de poli-viskon tekstil üretiminde en yüksek kapasiteye sahibiz" dedi.
Abdioğullan, niş ürünlere yatırımla büyüyor Tarım, tekstil gibi geleneksel sektörlerinin yanına enerjiyi de ekleyen Adana, farklı sektörlerde güçlenerek büyüyor. Türkiye'de işsizlik oranı ortalamanın üzerinde olan Adana aynı zamanda çektiği yeni yatırımlarla da umutlanıyor.
Recep ŞENYURT BELMA BAĞRIK ADANA 'Üreten Kentler Anlatıyor' yazı dizimizin son durağı olan Adana, sektörel çeşitlilik üe ekonominin her alanında kendini göstermeyi başanyor. Son dönemlerde özellikle kimya ve enerji sektöründe atağa kalkan Adana, sanayileşmesinin bel kemiği olan tekstilde de yeni yatırımlara sahne oluyor.
Adana'da ekonominin bel kemiğini tarımın yanı sıra tekstil, kimya, enerji ve plastik sektörlerindeki gelişmeler oluşturuyor. Büyük yatırımlara da ev sahipliği yapan kent, teşvikte 2'nci Bölge'de olmanın dezavantajının özellikle organize sanayi bölgesinde farklı sektörlerdeki yatırımlarla avantaja dönüştürüyor. DÜNYA Gazetesi, Anadolu iş dünyansınm nabzını tutmaya 'Üreten Kentler Anlaüyor' yazı dizisiyle devam ediyor.
DÜNYA Gazetesi yazan Dr. Rüştü Bozkurt üe Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı ve Bölgeler Yayın Koordinatörü Talip Aktaş'ın katıldığı incelemelere, Adana Sanayi Odası ev sahipliği yaptı. Cuma günü ilk bölümünü yayınladığımız inceleme, bugün de devam ediyor. Adana'nın dinamik şirketleri yazı dizisi kapsamında sorularımızı yanıtladı.
Alüminyum profil ve kompozit panel üretiminde uzun yıllardır faaliyet gösteren ve kendi markalarını oluşturan Zahit Alüminyum, enerji sektörüne odaklandr. "Alüminyum ihtiyacım karşılayacak yeni sektör ararken güneş enerjisi sektörüyle karşılaştık" diyen Zahit Alüminyum San. ve Tic. AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Zahit Balbay, sektörde yeni olmalarına rağmen verimlüiği artırmak için hemen Ar-Ge çalışması başlattıklarını ifade etti.
Güneş paneli üretimi üe enerji sektöründe emin adımlarla ilerlediklerini söyleyen Balbay, Türkiye'nin en büyük güneş paneli üretimi kapasitesine sahip olduklarını anlattı. Solarfield markasıyla piyasaya sunduklan güneş panellerini Avrupa pazarına ihraç etmeyi hedeflediklerini aktaran Balbay, Haziran aytnda üretime başladrklannı ve 65 MW üe Türkiye'deki en yüksek kapasiteye sahip olduklarının altım çizdi. Ürettikleri panelde 10 yü ürün, 25 yü enerji üretme garantisi verdiklerine işaret eden Balbay şunlan söyledi: "İlk 10 yıl yüzde 90, on yıldan sonra yüzde 80 üretim garantisi veriyoruz. Tesisimizde bunlan test etmek için yaşlandırma, darbe testlerimiz var. Şuanda firmaların çoğu 20 yü garanti veriyor.
Biz 25 yü vermek için çalışıyoruz.
Bu garantiyi vermek çok kolay değü. Biz en son teknolojiyle donatrlmış bir tesis kurduk. Makinelerimizi Almanya'dan aldık. TÜV Rheinland üe yapuğımrz çalrşma sayesinde ürünlerimiz uluslararası bir akreditasyona sahip olacak." Panelin hücresinde verimlilik oranım yüzde 15'ten 17ye çıkarmak için bir proje başlatüklannı aktaran Balbay, "Fuarlarda yüzde 21 verimliliğe sahip panel de gördük ancak onlar çok özel çalışmalar. Biz bunu ekonomik hale getirerek seri üretim yaparsak öne geçebiliriz. Sektörde bütün gelişmeleri Almanya yapu. Çin sadece ölçeğini büyüttü. Alüminyum kökenli olduğumuz için panel üretiminden başladık işe. Hedefimiz hücreyi üretebilmek" şeklinde konuştu.
Balbay, üretime başlarken hedef kitlelerinin sadece sanayi sektörü olduğunu, üerleyen zamanda spesifik olarak çok farklı alanlarda pazar oluşturabüeceklerini gördüklerini aktardı. Balbay, tarım sektöründe hedef kitlelerinin arasında çiftlik, yazlık, bağ ve dağ evlerinin de olduğunun altım çizdi. Balbay, Türkiye'de sektörle ügili çıkan 2 kanunla lisanssız üreticinin bü MWya kadar, lisanslı olanların ise bir MW üstünde üretim yapabildiğini aktardı.
Abdioğulları'nın ambalaj sektöründe Türkiye'nin önde gelen firmalarından biri olduğunu söyleyen Abdioğullan Plastik Ambalaj AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütçü, gerek kapasite, gerek teknoloji, gerek istihdam rakamları ile sektörde fark yarattıklarını ifade etti.
İstanbul Sanayi Odası'nın üretimden satışlara göre belirlediği Türkiye'nin İkinci 500 sanayi kuruluşu arasında 176. sırada yer aldıklarını dile getiren Sütçü, aynca TİM'in açıkladığı ilk 1000 ihracatçı arasında olduklarını belirtti. Sütçü, "Her geçen sene üretimden satışlarımız da ihracatımız da istikrarlı bir şekilde arnyor. Geçen yıl ihracatta 200 sıra yükseldik. TEPAVın açıkladığı en fazla büyüyen 100 şirketin arasında yer aldık. Bu listede Abdioğullan ve Filpa şirketlerimizin ikisi de vardı. Sürekli yeni yatırım yapıyoruz ve ürün çeşitliliğimizi artırıyoruz" dedi.
Sanayi alanında çimento, alçı, kömür, şeker torbası ürettiklerini ifade eden Bekir Sütçü, tarım sektöründe ise un, yem, narenciye, soğan, patates gibi ürünlerin ambalaj lanmasına yönelik torbalar ürettiklerini anlattı. Sütçü, ayrıca sert çekirdekli meyve bahçelerinin üzerinde dolu önleyici tül ve güneş kırıcı gölgelik örtüler gibi ürünlerinin de olduğunu dile getirirken, "Türkiye'de ilk defa bu örtüleri biz ürettik. Önceden ithal ediliyordu. İnşaat ağlan, dekorasyon amaçlı güneşlikler, turistik bölgeler için güneşlikler gibi çok çeşitli ürün grubumuz var. Seraların naylonunun üzerinde güneş kırıcı ve annın kaçmasını önleyen ve iyi döllenmesini sağlayan an tülü üretiyoruz. Daha çok niş ürünler üretiyoruz" şeklinde konuştu.
Firmalannı rekabette üstün kılan en önemli özelliğin tecrübe ve pazarlama olduğunu ifade eden Sütçü, ayrıca sektörde dünyadaki en son teknolojiyi kullandıklarını anlattı. "Yeni yatınm yaparken dünyanın en son teknolojisi neyse onu alıyoruz" diyen Sütçü, Abdioğullan olarak kapasite olarak ilk üçe girecekleri alana yöneldiklerine işaret etti. Sütçü, "Hedefimiz başlangıçta küçük olabilir ama üeriye dönük piyasa yapıcısı konumunda olma iddiasındayız.
2015 yılındaki en büyük hedefimiz ilk 500 içerisinde olmak. Abdioğullan olarak şimdiye kadar koyduğumuz hedeflerin hepsine ulaştık" dedi.
Kalifiye eleman sorunu yatırımı ertelettiriyor Sanayicilerin en büyük sorununun nitelikfi iş gücü eksikliği olduğunu vurgulayan Bekir Sütçü, "Nitelikli iş gücü bulabüeceğimize inansak daha fazla yatırım yapanz" dedi. Bu durumun sanayicüerin yatırım kararlarım etküediğinin altım çizen Sütçü, "Girişimcüerin hevesi kınlıyor. Müyonlarca dolar yaünm yapüacak ancak kimi çalıştıracak? Abdioğullan olarak yeni bir yaünm yaptık ve yeni bü ürünle çıkacağız. Ancak bundan soma en az 1,5 yü yatınmda bekleme karan aldık. Çünkü nitelikli eleman bulamıyoruz" şeklinde konuştu.
Dünya