Kentsel Dönüşüm

Adana'da kentsel dönüşüm paneli yapıldı!

İMO Adana Şubesi, ‘Kentsel Dönüşüm Sürecinde Riskli Yapı Tespiti ve Sorunları’ konulu panel düzenledi. Panelde, kentsel dönüşüm sürecinde riskli bina tespiti ve sorunlarına ilişkin detaylı değerlendirmeler yapıldı.

Panelin açılışında konuşan İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, kentsel dönüşüm ve riskli yapı süreçlerinin vatandaşların barınma hakkıyla direkt ilgili olduğu için önemli bir konu olduğuna işaret etti. İMO Adana Şubesi olarak konuyu detaylarıyla Adana özelinde komisyon çalışmalarıyla irdelediklerini vurgulayan Biçer, “Bu konuda Adana’da mağduriyetlerin yaşanmaması için vatandaşa destek olmak bizim için kamusal bir görevdir. Vatandaşlarımız odamızdan istedikleri zaman bilgi alabilirler” dedi.


“OLUMSUZ TABLO HAKİM”

İMO Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Şükrü Erdem ise, kentlerimizde yılların plansız uygulamalarıyla iyice pekişen olumsuz bir tablo olduğunu söyledi. Konutların güvenli ve sağlıklı olmaktan, kentlerin ise yaşanabilir olmaktan uzak olduğuna işaret eden Erdem, “Kentlilik bilincinin yeterince gelişmiş olmamasından başlayarak, ulaşım, yeşil alan, sosyal donatı alanları, altyapı ve benzeri konulardan oluşan geniş yelpazeye yayılmış sorunlarımız bulunmaktadır. Odamız, insanı sosyal çevresinden uzaklaştıran projelere karşı çıkmaktadır. Vatandaşları mağdur eden, hak gaspıyla sonuçlanan, vatandaşa altından kalkamayacağı borç yükleyen uygulamalardan kaçınılmalıdır” diye konuştu.


“YAPILARA MÜHENDİSLİK DESTEĞİ GEREKLİ”

Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar da en çok kentsel dönüşümde riskli binaya sahip ilçenin Seyhan olduğunu söyledi. Seyhan’ın sadece Adana’nın değil Türkiye’nin kentsel dönüşüm, riskli bina ve imar açısından en sorunlu ilçesi olduğuna işaret eden Karalar, “Şikayet manasında değil, mevcut fotoğrafı çekme açısından söylediklerim önemli. Türkiye’de yapılaşma 1950’lerde başlıyor. Yapılaşma mühendislik desteği almadan gerçekleşiyor. Aklımız başımıza 1990’lı yıllarda geliyor. Ancak o yıllarda Adana’nın imarı, trafiği, kaliteli yaşamı ve sosyal alanları düşünülmeden sadece ranta dönük binalar yapılıyor. Biz, riskli binaları yeni yaşam alanlarına yerinde dönüştürerek, yaşamı kolaylaştıran, içerisinde her türlü sosyal donatıyı barındıran kentsel dönüşüm yapmak istiyoruz” dedi.


“YENİ İMAR ALANLARI AÇMAYACAĞIZ”

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ise bina yapılırken yönetmeliğe uymanın önemli olduğunu vurguladı. Kentsel dönüşümün yoğunluğu artırarak yapıldığı zaman rantsal dönüşüm olacağını söyleyen Sözlü, “Gerçekten ihtiyacı olan yerlerde kentsel dönüşüm yapılmalı. Kentsel dönüşümün kentsel yenileme ile örtüşmesi için çok temel disiplinlere ihtiyaç var” diye konuştu. Sözlü, “Portakal bahçesine ya da düz bir araziye bina yapılarak kentsel dönüşüm olmaz. Kentsel dönüşümün ruhunu anlayarak, popülizme kaçmadan kentsel yenileme yapılmalı. Mega projelerle popülizme kaçmak halkı kandırmak olur. Biz, Adana’da yeni imar alanları açmayacağız. Yeni ham alanlarda imara açılan yerlerde üst yoğunluk 1.2 olarak tespit edilmelidir” dedi.

Konuşmaların ardından moderatörlüğünü İnşaat Mühendisi ve İMO Adana Şubesi Kentsel Dönüşüm Komisyonu Başkanı Mustafa Çampınarı’nın yaptığı Kentsel Dönüşüm Sürecinde Riskli Yapı Tespiti ve Sorunları’ paneline geçildi.


“CİDDİ BİR KONUT SORUNU VAR”

Panel konuşmacısı İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe “Konut, herkesin kimliğini belirleyen kişisel bir mekan ve alandır” dedi. Konuta ilişkin aşırı bir şekilde teknolojileşmiş bir yaklaşımın, aşırı bir konut üretimini ortaya çıkardığı gibi konutu tam bir tüketim nesnesine dönüştürdüğünü ifade eden Gökçe, “Bir uçta olanakların fazlalığı, diğer uçta olanakların olmamasına karşın çokça yapıldığı ifade edilen ve görülen konutlar, insan varlığına karşı önemli bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylesi bir ortamda insanın ve haklarının tanınması, korunması ve geliştirilmesi çok kolay değildir. Bu ortamın değişmesi gerekmektedir” dedi.

Kentsel dönüşümün çağdaş yorumunu, insanı kentsel yaşamın odak noktasına koyarak kentsel bellek ve kent kimliğinin korunması, nüfus ve yapı yoğunluğunun dikkate alınarak kent bütünlüğü içerisinde düşünülecek bir dönüşümün yapılması olarak değerlendiren Gökçe, “Yapıların sadece deprem güvenlikli olmaları yeterli değil. Deprem sonrası artçılar devam ettiği için kimse evlerine giremiyor. Dolayısıyla insanların sokaklarda yaşayacakları toplanma alanları ve çadır kurabilecekleri yerlere de ihtiyaç var. Türkiye’de büyük bir merkezileşmenin önü tamamen açılarak muhalefet susturuldu. Türkiye, dünyada AVM’lerin çokluğu bakımından 5. sırada. 2017 yılına kadar Türkiye’de 454 AVM olacak. Boş bulunan alanlara AVM’ler ve binalar dikildi. Emek sömürüldü. Aynı zamanda diğer tüm canlı türlerin yaşam alanları da yok edildi” diye konuştu.


“HAK VE ÖZGÜRLÜKLER TEMEL ALINMALI”

İMO Adana Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hıdır Çak ise riskli yapıların tespiti sürecine ilişkin bilgilendirmede bulundu. Hıdır Çak, “Hak sahiplerine yapılacak olan tebligatta, ‘yapının riskli olarak tespit edildiği, tebligat tarihinden itibaren 15 gün içinde riskli yapı tespitine karşı müdürlüğe itiraz dilekçesi verilebileceği, 60 günden az olmamak üzere idarece belirlenecek süre içinde yapının yıktırılması gerektiği’ hususları yer alır. Hak sahiplerinin güçlendirme başvurusu yapabilmesi için 60 günlük süre yetersizdir. Dolayısıyla yönetmelikte güçlendirme yapabilmeye kolaylık sağlanmalıdır” dedi.

Hıdır Çak, konuşmasının sonunda, kentsel dönüşüme ve planlamaya ilişkin olmak üzere yapılacak olan yasal düzenlemelerde hak ve özgürlüklerin temel alınmasının zorunlu olduğu vurgusunu yaptı.


“145 BİNA YIKILDI”

Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünden Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Şube Müdürü M. İskender Özdemir de il müdürlüğü ve bakanlık tarafından Adana’da lisanslandırılmış yetkili kuruluşlarca şu ana kadar toplam 542 yapının (toplam bağımsız birim 2162) riskli yapı tespiti yapıldığını, bunlardan 145’inin yıkımının tamamlandığını söyledi.

Riskli yapı tespiti yapılan diğer konut ve işyerleri için ise; ilgili belediyelere riskli binaların yıkımı için gerekli işlemlerin yapılması yönünde bildirimlerde bulunulduğunu belirten Özdemir, “6306 sayılı kanun gereği riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere kira yardımı yapılabilir. Riskli yapıyı tahliye eden taşınmaz sahiplerine kredi faiz desteği de yapılmaktadır” diye konuştu.

Soru-cevap bölümüyle sona eren panele yoğun ilgi gösterildi.


Hürriyet 


Haber Adana İlk Haber Gazetesi'nde şu şekile yer aldı;


Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, kentsel dönüşüm ile ilgili görüşlerini aktardı. Sözlü, yeni imar verilecek yerlerin yoğunluğunun bir onda iki olarak sınırlandırılması gerektiğini savundu.


Seyhan Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Kentsel Dönüşüm Sürecince Riskli Bina Tespiti ve Sorunları” paneli öncesi konuşan Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, kentsel dönüşüm konusunda belediyelerin parti ayrımı yapmadan iş yaptıklarını hatırlattı. Yeni kentsel dönüşümlerde tarım alanlarını imara açmayacaklarını kaydeden Karalar, “Eğer tarım alanlarını imara açarsak eski yerleri dönüştüremeyiz.” ifadelerini kullandı.


BÜYÜKŞEHİR VE SEYHAN OMUZ OMUZA

En çok kentsel dönüşüme ihtiyaç duyulan yerin Seyhan İlçesi olduğunu işaret eden Başkan Karalar, “Seyhan Çukurova’nın en büyük ilçesi.  Yatay kentsel dönüşümler  3 sene, 5 sene, 7 sene sonra  kentsel dönüşümü gerektiren bir alanda  yapılıyor. Kentsel dönüşümde bu ilk adım. Eski binaların yeni yaşam alanlarına dönüştürülerek bu yapılabilinir ve bununla birlikte tamamen yeşil alan. Esas dönüşümü Adana’daki meydanların sayısını arttırarak yaptıracağız. Bunun bir örneğini yapıyoruz şimdi. Biliyorsunuz Balıkçılar Pazarı’nın olduğu yeri yapıyoruz. Çok ciddi riskli yerler var. Nehrin bizim Adana’nın ortasında geçmiş olan yerlerin faydalarını kullanamıyoruz. Sonuçta Seyhan Nehri dünyada sayılı nehirler arasındadır. 2000 Evler ve Döşeme mahallesini Büyükşehir öncülüğünde kentsel dönüşüm yapacağız. Gerçekten şu Adana için bir şans hiçbir belediye yok o partiden yok bu partiden diye kavga etmiyor. Büyükşehirle uyumluluğumuz var. Bu böyle devam edecek . Yeni kentsel dönüşümlerde tarım alanlarını imara açmayacağız. Eğer tarım alanlarını imara açarsak eski yerleri dönüştüremeyiz. “ dedi.


ADANA’NIN GERÇEKTEN BİR AHLAKI VAR

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ise, kentsel dönüşümde Adana’nın gerçekten bir ahlakının olduğunu vurguladı. İstanbul’da rast gele yerlerin imara açılıp, oralara yüksek yoğunluk verilmesinin doğru olmadığını söyleyen Sözlü, “Kentsel dönüşümde Adana’da bir disiplin bir ölçü var. Belediye başkanları olarak da buna riayet etmeye devam ediyoruz. Popilizme kaçmayacağız, yeni imar alanları açmayacağız. Yeni Çevre ve Şehircilik Bakanımız Adanalı oldu. Yeni halk alanları boş tarla, hazine arazisi imara açılacak yerlere üst yoğunluk belirlenmelidir.  Yeni imar alanlarında üst yoğunluk bir onda 2 ile sınırlandırılmalı.  Ondan sonra kentsel yenileme olur. Kentsel dönüşüm ve kentsel yenileme aynı değildir.  5 yılda Adana’nın zafiyetlerini çözmek için çalışmalıyız. Yeni zafiyetler eklememeliyiz. “ diye konuştu.


KENTSEL DEĞİL RANTSAL DÖNÜŞÜMDÜR

İstanbul’da 2 arsayı birleştirip 1 dönüm yapıp orada 14 katlı bina kaldırıldığını ve buna kentsel dönüşüm dendiğini belirten Sözlü, “Bu kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşümdür. Kentsel dönüşüm yenilenmenin acil olduğu yerde yapılmalıdır. Bunları yaparken de iyi değerlendirmemiz lazım. Kentsel dönüşüm gerçekten acilen yenilenmesi gereken yerlere yapılmalıdır. Bu dönüşümü yaparken de oraları iyi değerlendirmemiz lazım.  Kentsel dönüşüm zaten arz taleple yenilenmeyle devam ediyor. Devam eden kentsel dönüşümü kentsel yenilemeye dönüşmeniz için çok temel disiplinlere de girilmesi lazım.  İstanbul’da kentsel dönüşüm var mıdır? İstanbul’da kentsel dönüşüm var. İstanbul kentsel dönüşümü yenileyebilir mi? Halep oradaysa arşında burada hodri meydan diyorum.  Bu kafayla 30 yılda İstanbul’u yenileyemeyen bir daha yenileyemez. Ankara’da da bu böyle. Siz İstanbul’da yeni bir İstanbul kadar alanı imar açmışsınız.  Eğer bunu MHP’li Belediye Başkanı olarak biri yapsaydı altından kalkamayacak durumda işler açılırdı.  Bu altından kalkamayacağım bir ifade değil. Kentsel dönüşümde Adana’nın gerçekten bir ahlakı vardır. İstanbul’da rast gele yerleri imara açarsan ve oralara yüksek yoğunluğu verirsen olmaz.” şeklinde konuştu.


4 TANE İMAR RANTINA KENDİMİ KURBAN ETMEM

Kentsel dönüşümde Adana’da bir disiplin bir ölçü olduğunu işaret eden Sözlü, sözlerini şöyle sürdür;


“Belediye başkanları olarak da buna riayet etmeye devam ediyoruz.  Burada bizim yapmak istediğimiz şu olmalı mühendislerin dediklerine uysunlar aklın yolu birdir.  4 tane imar rantına ne kendimi nede şehrimi kurban ederim. Bu sözümü de kayıt altına alın. Ama Allah şahittir ki bir disiplinli bir ölçü var. Belediye başkanları olarak buna riayet ediyoruz.  Adana’da kentsel dönüşüm vardır. Ama Ankara’da yoktur bunu yapamazlar. Kentsel dönüşüm yapmak istediğiniz bir yerde doldur boşalt misali kentsel dönüşüm alanı ilan edebilirsiniz yasa olarak bunlar mümkün”


Adana İlk Haber 



Haber Adana Beş Ocak Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi, 'Kentsel Dönüşüm Sürecinde Riskli Yapı Tespiti ve Sorunları' konulu panel düzenledi. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi'ndeki panelde, kentsel dönüşüm sürecinde riskli bina tespiti ve sorunlarına ilişkin detaylı değerlendirmeler yapıldı. Panelin açılışında konuşan İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, kentsel dönüşüm ve riskli yapı süreçlerinin vatandaşların barınma hakkıyla direkt ilgili olduğu için önemli bir konu olduğuna işaret etti. İMO Adana Şubesi olarak konuyu detaylarıyla Adana özelinde komisyon çalışmalarıyla irdelediklerini vurgulayan Biçer, "Bu konuda Adana'da mağduriyetlerin yaşanmaması için vatandaşa destek olmak bizim için kamusal bir görevdir. Vatandaşlarımız odamızdan istedikleri zaman bilgi alabilirler" dedi. İMO Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Şükrü Erdem ise, kentlerimizde yılların plansız uygulamalarıyla iyice pekişen olumsuz bir tablo olduğunu söyledi. 


Konutların güvenli ve sağlıklı olmaktan, kentlerin ise yaşanabilir olmaktan uzak olduğuna işaret eden Erdem, "Kentlilik bilincinin yeterince gelişmiş olmamasından başlayarak, ulaşım, yeşil alan, sosyal donatı alanları, altyapı ve benzeri konulardan oluşan geniş yelpazeye yayılmış sorunlarımız bulunmaktadır. Odamız, insanı sosyal çevresinden uzaklaştıran projelere karşı çıkmaktadır. Vatandaşları mağdur eden, hak gaspıyla sonuçlanan, vatandaşa altından kalkamayacağı borç yükleyen uygulamalardan kaçınılmalıdır" diye konuştu. Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar da en çok kentsel dönüşümde riskli binaya sahip ilçenin Seyhan olduğunu söyledi. Seyhan'ın sadece Adana'nın değil Türkiye'nin kentsel dönüşüm, riskli bina ve imar açısından en sorunlu ilçesi olduğuna işaret eden Karalar, "Şikayet manasında değil, mevcut fotoğrafı çekme açısından söylediklerim önemli. Türkiye'de yapılaşma 1950'lerde başlıyor. Yapılaşma mühendislik desteği almadan gerçekleşiyor. Aklımız başımıza 1990'lı yıllarda geliyor. Ancak o yıllarda Adana'nın imarı, trafiği, kaliteli yaşamı ve sosyal alanları düşünülmeden sadece ranta dönük binalar yapılıyor. Biz, riskli binaları yeni yaşam alanlarına yerinde dönüştürerek, yaşamı kolaylaştıran, içerisinde her türlü sosyal donatıyı barındıran kentsel dönüşüm yapmak istiyoruz" dedi. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ise bina yapılırken yönetmeliğe uymanın önemli olduğunu vurguladı. Kentsel dönüşümün yoğunluğu artırarak yapıldığı zaman rantsal dönüşüm olacağını söyleyen Sözlü, "Gerçekten ihtiyacı olan yerlerde kentsel dönüşüm yapılmalı. Kentsel dönüşümün kentsel yenileme ile örtüşmesi için çok temel disiplinlere ihtiyaç var" diye konuştu. Sözlü, "Portakal bahçesine ya da düz bir araziye bina yapılarak kentsel dönüşüm olmaz. Kentsel dönüşümün ruhunu anlayarak, popülizme kaçmadan kentsel yenileme yapılmalı. Mega projelerle popülizme kaçmak halkı kandırmak olur 


Adana Beş Ocak 



Haber Adana Ekspres Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi, 'Kentsel Dönüşüm Sürecinde Riskli Yapı Tespiti ve Sorunları' konulu panel düzenledi. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi'ndeki panelde, kentsel dönüşüm sürecinde riskli bina tespiti ve sorunlarına ilişkin detaylı değerlendirmeler yapıldı. 


Panelin açılışında konuşan İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, kentsel dönüşüm ve riskli yapı süreçlerinin vatandaşların barınma hakkıyla direkt ilgili olduğu için önemli bir konu olduğuna işaret etti. İMO Adana Şubesi olarak konuyu detaylarıyla Adana özelinde komisyon çalışmalarıyla irdelediklerini vurgulayan Biçer, "Bu konuda Adana'da mağduriyetlerin yaşanmaması için vatandaşa destek olmak bizim için kamusal bir görevdir. Vatandaşlarımız odamızdan istedikleri zaman bilgi alabilirler" dedi. 


İMO Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Şükrü Erdem ise, kentlerimizde yılların plansız uygulamalarıyla iyice pekişen olumsuz bir tablo olduğunu söyledi. 

Konutların güvenli ve sağlıklı olmaktan, kentlerin ise yaşanabilir olmaktan uzak olduğuna işaret eden Erdem, "Kentlilik bilincinin yeterince gelişmiş olmamasından başlayarak, ulaşım, yeşil alan, sosyal donatı alanları, altyapı ve benzeri konulardan oluşan geniş yelpazeye yayılmış sorunlarımız bulunmaktadır. 


Odamız, insanı sosyal çevresinden uzaklaştıran projelere karşı çıkmaktadır. 

Vatandaşları mağdur eden, hak gaspıyla sonuçlanan, vatandaşa altından kalkamayacağı borç yükleyen uygulamalardan kaçınılmalıdır" diye konuştu. 

Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar da en çok kentsel dönüşümde riskli binaya sahip ilçenin Seyhan olduğunu söyledi. Seyhan'ın sadece Adana'nın değil Türkiye'nin kentsel dönüşüm, riskli bina ve imar açısından en sorunlu ilçesi olduğuna işaret eden Karalar, "Şikayet manasında değil, mevcut fotoğrafı çekme açısından söylediklerim önemli. Türkiye'de yapılaşma 1950'lerde başlıyor. Yapılaşma mühendislik desteği almadan gerçekleşiyor. Aklımız başımıza 1990'lı yıllarda geliyor. Ancak o yıllarda Adana'nın imarı, trafiği, kaliteli yaşamı ve sosyal alanları düşünülmeden sadece ranta dönük binalar yapılıyor. Biz, riskli binaları yeni yaşam alanlarına yerinde dönüştürerek, yaşamı kolaylaştıran, içerisinde her türlü sosyal donatıyı barındıran kentsel dönüşüm yapmak istiyoruz" dedi. 


Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ise bina yapılırken yönetmeliğe uymanın önemli olduğunu vurguladı. Kentsel dönüşümün yoğunluğu artırarak yapıldığı zaman rantsal dönüşüm olacağını söyleyen Sözlü, "Gerçekten ihtiyacı olan yerlerde kentsel dönüşüm yapılmalı. Kentsel dönüşümün kentsel yenileme ile örtüşmesi için çok temel disiplinlere ihtiyaç var" diye konuştu. Sözlü, "Portakal bahçesine ya da düz bir araziye bina yapılarak kentsel dönüşüm olmaz. Kentsel dönüşümün ruhunu anlayarak, popülizme kaçmadan kentsel yenileme yapılmalı. Mega projelerle popülizme kaçmak halkı kandırmak olur. Biz, Adana'da yeni imar alanları açmayacağız. Yeni ham alanlarda imara açılan yerlerde üst yoğunluk 1.2 olarak tespit edilmelidir" dedi. 


Konuşmaların ardından moderatörlüğünü İnşaat Mühendisi ve İMO Adana Şubesi Kentsel Dönüşüm Komisyonu Başkanı Mustafa Çampınarfnın yaptığı Kentsel Dönüşüm Sürecinde Riskli Yapı Tespiti ve Sorunları' paneline geçildi. 


Panel konuşmacısı İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe "Konut, herkesin kimliğini belirleyen kişisel bir mekan ve alandır" dedi. Konuta ilişkin aşırı bir şekilde teknolojileşmiş bir yaklaşımın, aşırı bir konut üretimini ortaya çıkardığı gibi konutu tam bir tüketim nesnesine dönüştürdüğünü ifade eden Gökçe, "Bir uçta olanakların fazlalığı, diğer uçta olanakların olmamasına karşın çokça yapıldığı ifade edilen ve görülen konutlar, insan varlığına karşı önemli bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylesi bir ortamda insanın ve haklarının tanınması, korunması ve geliştirilmesi çok kolay değildir. Bu ortamın değişmesi gerekmektedir" dedi. 

Kentsel dönüşümün çağdaş yorumunu, insanı kentsel yaşamın odak noktasına koyarak kentsel bellek ve kent kimliğinin korunması, nüfus ve yapı yoğunluğunun dikkate alınarak kent bütünlüğü içerisinde düşünülecek bir dönüşümün yapılması olarak değerlendiren Gökçe; "Yapıların sadece deprem güvenlikli olmaları yeterli değil. 

Deprem sonrası artçılar devam ettiği için kimse evlerine giremiyor. Dolayısıyla insanların sokaklarda yaşayacakları toplanma alanları ve çadır kurabilecekleri yerlere de ihtiyaç var. Türkiye'de büyük bir merkezileşmenin önü tamamen açılarak muhalefet susturuldu. 


Türkiye, dünyada AVM'lerin çokluğu bakımından 5. sırada. 2017 yılına kadar Türkiye'de 454 AVM olacak. Boş bulunan alanlara AVM'ler ve binalar dikildi. 

Emek sömürüldü. Aynı zamanda diğer tüm canlı türlerin yaşam alanları da yok edildi" diye konuştu. 

İMO Adana Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hıdır Çak ise riskli yapıların tespiti sürecine ilişkin bilgilendirmede bulundu. 


Hıdır Çak, "Hak sahiplerine yapılacak olan tebligatta, 'yapının riskli olarak tespit edildiği, tebligat tarihinden itibaren 15 gün içinde riskli yapı tespitine karşı Müdürlüğe itiraz dilekçesi verilebileceği, 60 günden az olmamak üzere idarece belirlenecek süre içinde yapının yıktırılması gerektiği' hususları yer alır. Hak sahiplerinin güçlendirme başvurusu yapabilmesi için 60 günlük süre yetersizdir. Dolayısıyla yönetmelikte güçlendirme yapabilmeye kolaylık sağlanmalıdır" dedi. Hıdır Çak konuşmasının sonunda, kentsel dönüşüme ve planlamaya ilişkin olmak üzere yapılacak olan yasal düzenlemelerde hak ve özgürlüklerin temel alınmasının zorunlu olduğu vurgusunu yaptı. 

Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünden Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Şube Müdürü M. İskender Özdemir de İl Müdürlüğü ve Bakanlık tarafından Adana'da lisanslandırılmış yetkili kuruluşlarca şu ana kadar toplam 542 yapının (toplam bağımsız birim 2162) riskli yapı tespiti yapıldığını, bunlardan 145'inin yıkımının tamamlandığını söyledi. 


 Adana Ekspres


Haber Yeni Adana Gazetesi'nde şöyle yer aldı:


İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi, ‘Kentsel Dönüşüm Sürecinde Riskli Yapı Tespiti ve Sorunları´ konulu panel düzenledi. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi´ndeki panelde, kentsel dönüşüm sürecinde riskli bina tespiti ve sorunlarına ilişkin detaylı değerlendirmeler yapıldı.


Panelin açılışında konuşan İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, kentsel dönüşüm ve riskli yapı süreçlerinin vatandaşların barınma hakkıyla direkt ilgili olduğu için önemli bir konu olduğuna işaret etti. İMO Adana Şubesi olarak konuyu detaylarıyla Adana özelinde komisyon çalışmalarıyla irdelediklerini vurgulayan Biçer, “Bu konuda Adana´da mağduriyetlerin yaşanmaması için vatandaşa destek olmak bizim için kamusal bir görevdir. Vatandaşlarımız odamızdan istedikleri zaman bilgi alabilirler” dedi.


“OLUMSUZ TABLO HAKİM”

İMO Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Şükrü Erdem ise, kentlerimizde yılların plansız uygulamalarıyla iyice pekişen olumsuz bir tablo olduğunu söyledi. Konutların güvenli ve sağlıklı olmaktan, kentlerin ise yaşanabilir olmaktan uzak olduğuna işaret eden Erdem, “Kentlilik bilincinin yeterince gelişmiş olmamasından başlayarak, ulaşım, yeşil alan, sosyal donatı alanları, altyapı ve benzeri konulardan oluşan geniş yelpazeye yayılmış sorunlarımız bulunmaktadır. Odamız, insanı sosyal çevresinden uzaklaştıran projelere karşı çıkmaktadır. Vatandaşları mağdur eden, hak gaspıyla sonuçlanan, vatandaşa altından kalkamayacağı borç yükleyen uygulamalardan kaçınılmalıdır” diye konuştu.

“YAPILARA MÜHENDİSLİK DESTEĞİ GEREKLİ”

Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar da en çok kentsel dönüşümde riskli binaya sahip ilçenin Seyhan olduğunu söyledi. Seyhan´ın sadece Adana´nın değil Türkiye´nin kentsel dönüşüm, riskli bina ve imar açısından en sorunlu ilçesi olduğuna işaret eden Karalar, “Şikayet manasında değil, mevcut fotoğrafı çekme açısından söylediklerim önemli. Türkiye´de yapılaşma 1950´lerde başlıyor. Yapılaşma mühendislik desteği almadan gerçekleşiyor. Aklımız başımıza 1990´lı yıllarda geliyor. Ancak o yıllarda Adana´nın imarı, trafiği, kaliteli yaşamı ve sosyal alanları düşünülmeden sadece ranta dönük binalar yapılıyor. Biz, riskli binaları yeni yaşam alanlarına yerinde dönüştürerek, yaşamı kolaylaştıran, içerisinde her türlü sosyal donatıyı barındıran kentsel dönüşüm yapmak istiyoruz” dedi.

“YENİ İMAR ALANLARI AÇMAYACAĞIZ”

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ise bina yapılırken yönetmeliğe uymanın önemli olduğunu vurguladı. Kentsel dönüşümün yoğunluğu artırarak yapıldığı zaman rantsal dönüşüm olacağını söyleyen Sözlü, “Gerçekten ihtiyacı olan yerlerde kentsel dönüşüm yapılmalı. Kentsel dönüşümün kentsel yenileme ile örtüşmesi için çok temel disiplinlere ihtiyaç var” diye konuştu. Sözlü, “Portakal bahçesine ya da düz bir araziye bina yapılarak kentsel dönüşüm olmaz. Kentsel dönüşümün ruhunu anlayarak, popülizme kaçmadan kentsel yenileme yapılmalı. Mega projelerle popülizme kaçmak halkı kandırmak olur. Biz, Adana´da yeni imar alanları açmayacağız. Yeni ham alanlarda imara açılan yerlerde üst yoğunluk 1.2 olarak tespit edilmelidir” dedi.

Konuşmaların ardından moderatörlüğünü İnşaat Mühendisi ve İMO Adana Şubesi Kentsel Dönüşüm Komisyonu Başkanı Mustafa Çampınarı´nın yaptığı Kentsel Dönüşüm Sürecinde Riskli Yapı Tespiti ve Sorunları´ paneline geçildi.

“CİDDİ BİR KONUT SORUNU VAR”

Panel konuşmacısı İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe “Konut, herkesin kimliğini belirleyen kişisel bir mekan ve alandır” dedi. Konuta ilişkin aşırı bir şekilde teknolojileşmiş bir yaklaşımın, aşırı bir konut üretimini ortaya çıkardığı gibi konutu tam bir tüketim nesnesine dönüştürdüğünü ifade eden Gökçe, “Bir uçta olanakların fazlalığı, diğer uçta olanakların olmamasına karşın çokça yapıldığı ifade edilen ve görülen konutlar, insan varlığına karşı önemli bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylesi bir ortamda insanın ve haklarının tanınması, korunması ve geliştirilmesi çok kolay değildir. Bu ortamın değişmesi gerekmektedir” dedi.

Kentsel dönüşümün çağdaş yorumunu, insanı kentsel yaşamın odak noktasına koyarak kentsel bellek ve kent kimliğinin korunması, nüfus ve yapı yoğunluğunun dikkate alınarak kent bütünlüğü içerisinde düşünülecek bir dönüşümün yapılması olarak değerlendiren Gökçe, “Yapıların sadece deprem güvenlikli olmaları yeterli değil. Deprem sonrası artçılar devam ettiği için kimse evlerine giremiyor. Dolayısıyla insanların sokaklarda yaşayacakları toplanma alanları ve çadır kurabilecekleri yerlere de ihtiyaç var. Türkiye´de büyük bir merkezileşmenin önü tamamen açılarak muhalefet susturuldu. Türkiye, dünyada AVM´lerin çokluğu bakımından 5. sırada. 2017 yılına kadar Türkiye´de 454 AVM olacak. Boş bulunan alanlara AVM´ler ve binalar dikildi. Emek sömürüldü. Aynı zamanda diğer tüm canlı türlerin yaşam alanları da yok edildi” diye konuştu.

“HAK VE ÖZGÜRLÜKLER TEMEL ALINMALI”

İMO Adana Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hıdır Çak ise riskli yapıların tespiti sürecine ilişkin bilgilendirmede bulundu. Hıdır Çak, “Hak sahiplerine yapılacak olan tebligatta, ‘yapının riskli olarak tespit edildiği, tebligat tarihinden itibaren 15 gün içinde riskli yapı tespitine karşı müdürlüğe itiraz dilekçesi verilebileceği, 60 günden az olmamak üzere idarece belirlenecek süre içinde yapının yıktırılması gerektiği´ hususları yer alır. Hak sahiplerinin güçlendirme başvurusu yapabilmesi için 60 günlük süre yetersizdir. Dolayısıyla yönetmelikte güçlendirme yapabilmeye kolaylık sağlanmalıdır” dedi.

Hıdır Çak, konuşmasının sonunda, kentsel dönüşüme ve planlamaya ilişkin olmak üzere yapılacak olan yasal düzenlemelerde hak ve özgürlüklerin temel alınmasının zorunlu olduğu vurgusunu yaptı.

“145 BİNA YIKILDI”

Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünden Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Şube Müdürü M. İskender Özdemir de il müdürlüğü ve bakanlık tarafından Adana´da lisanslandırılmış yetkili kuruluşlarca şu ana kadar toplam 542 yapının (toplam bağımsız birim 2162) riskli yapı tespiti yapıldığını, bunlardan 145´inin yıkımının tamamlandığını söyledi.

Riskli yapı tespiti yapılan diğer konut ve işyerleri için ise; ilgili belediyelere riskli binaların yıkımı için gerekli işlemlerin yapılması yönünde bildirimlerde bulunulduğunu belirten Özdemir, “6306 sayılı kanun gereği riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere kira yardımı yapılabilir. Riskli yapıyı tahliye eden taşınmaz sahiplerine kredi faiz desteği de yapılmaktadır” diye konuştu.

Soru-cevap bölümüyle sona eren panele yoğun ilgi gösterildi.


 


Yeni Adana