Adanalı inşaat mühendisleri endişeli!
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, 'Marmara Depreminin 16. yıldönümü nedeniyle açıklamalarda bulundu, Türkiye ve Adana'daki deprem gerçeğine dikkat çekti.
Bugün Türkiye'deki mevcut yapı stokunun kendilerini endişelendirdiğini kaydeden Biçer, aynı endişeyi Adana ve bölge için de taşıdıklarını söyledi. Biçer, "Yakın zamanda yaşadığımız depremi yeni bir uyarı olarak kabul edip yetkililerimizden bölgemizde alınacak önlemler üzerine duyarlı bir çalışma bekliyoruz" dedi.
"DEPREM EN BÜYÜK SORUN"
'Marmara Depreminin 16. yıldönümü nedeniyle İMO Adana Şubesinde 'Depreme Duyarlılık Sergisi' açıldı. Toplantı ve sergiye CHP Adana Milletvekilleri Elif Doğan Türkmen, Zülfikar İnönü Tümer, CHP Adana Milletvekili Adayı Dr. Müzeyyen Şevkin, Seyhan Belediye Başkan Yardımcısı Ulaş Toros, İMO Onur Kurulu Üyesi Abdullah Bakır, İMO Yönetim Kurulu Üyeleri ve davetliler katıldı.İMO Adana Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Suphi Civelekle birlikte açıklama yapan İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, bugün gelinen noktada depremin, Türkiye'nin en büyük sorunu olduğunu vurguladı, ardından da çarpıcı tespitlerde bulundu.
"HATALARIMIZ GÜN YÜZÜNE ÇIKTI"
Biçer, "16 yıl önce bugün, merkez üssü Gölcük olan ve tüm Marmara Bölgesini etkileyen 7.4 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Binlerce insan yaşamını yitirdi, binlercesi yaralandı, ülke ekonomisi kısa zamanda telafi edilmesi mümkün olmayacak derecede etkilendi. Başta yapı üretim süreci, mevcut yapılar, kentleşme politikası, afet sonrası önlemler, mevzuat olmak üzere yetersizliğimizi, hatalarımızı gün yüzüne çıkardı. Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin yok sayılmasının bedeli kelimenin gerçek anlamıyla ağır oldu" dedi.
"TÜRKİYE BİR DEPREM ÜLKESİ"
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin yok sayılmasının bedelinin, Marmara'da kelimenin gerçek anlamıyla ağır olduğu yorumunu yapan Biçer, "Deprem sonrası süreç, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacak' temennisiyle bütün bir ülkenin depreme göre yeniden düzenlenmesi noktasında toplumsal konsensüsün oluşmasına tanıklık etti. Ancak 12 yıl sonra meydana gelen Van depremi, ne yazık ki. aradan geçen onca zamana ve verilen sözlere rağmen, 'bir arpa boyu mesafe alınamadığını', sağlıksız kentleşmenin, yapı denetim sisteminin taşıdığı eksiklik ve zaafların varlığını sürdürdüğünü gösterdi" diye konuştu.
"DURUM HİÇ DE İÇ AÇICI DEĞİL"
Türkiye, önemli deprem kuşakları üzerinde bulunduğunu hatırlatan Nazım Biçer, ülke topraklarının yüzde 66'sı I. ve 2. derecede deprem bölgesinde yer alırken, nüfusu bir milyonun üzerindeki II büyük kent, ülke nüfusunun ise yüzde 70'i ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75'i deprem tehlikesi altında olduğunun altını çizdi. Biçer, mevcut yapı stokuna bakıldığında da durumun hiçte iç açıcı olmadığını ifade ederek, TÜİK verilerine göre Türkiye'de yaklaşık 20 milyon yapı olduğunu dile getirdi.
Biçer, "Bu yapıların yüzde 60'ının 20 yaş ve üzerinde olduğu, büyük oranda ruhsatsız ve niteliksiz olduğu, mühendislik hizmeti almadan veya kısmen alarak ve yapı denetimi olmadan üretildiği, pek çoğunun güçlendirilmesi gerektiği, yine kayda değer ölçüde yapının yıkılarak yeniden yapılmasının zorunlu olduğu bilinmektedir. Buna rağmen, daha çok rant amaçlı olan kentsel dönüşüm projeleri dışında, deprem kaygısını giderecek adımlar atılamamış, güvenli yaşam sağlanamamıştır" ifadesini kullandı.
"HUKUKİ MÜCALEDEMİZ SÜRÜYOR"
"Kentsel Dönüşüm Projeleri' kapsamında TOKİ tarafından üretilen konutların, yapı denetimden muaf tutulduğunu, özellikle yoksul ve dar gelirliler için üretilen konutların da 1-2 yıl içinde niteliksizliği açığa çıktığını söyledi. Biçer, "İnşaat mühendisliği her zeminde ve her şart altında güvenli ve sağlıklı yapılaşmanın mümkün olduğunu kanıtlayan bir bilim dalıdır. Odamız, doğrudan insan hayatıyla ilgili üretimde bulunan meslek mensuplarının tek ve merkezi örgütü olarak nitelikli olmayan projelere karşı çıkmakta ve kamu yararı gözetmeyen projelere karşı hukuki alanda mücadele etmektedir" dedi.
"KABUL EDİLEMEZ DEĞİŞİKLİKLER"
Bu mücadele kapsamında yıllardan bu yana deprem tehlikesi ve deprem önlemleriyle ilgili mevzuattan yapı üretim sürecine kadar geniş bir yelpazede bilimsel-mesleki pek çok çalışma yürüttüklerini anlatan Biçer, son birkaç yıldır siyasi iktidarın, mühendislik mesleğini önemsizleştirme ve meslek odalarını güçsüzleştirme amacıyla mevzuatta kabul edilemez köklü değişikliklere imza attığına dikkat çekti. Biçer, "Bu girişimlerinin yapı üretim sisteminde zaafa yol açma dışında başka bir sonucu olmayacak" yorumunu yaptı. "Türkiye depreme hazır mı?" sorusunu da gündeme taşıyan Nazım Biçer, açıklamasını da şöyle sürdürdü; "Bu soruya ne yazık ki olumlu yanıt veremiyoruz. Ne deprem önlemleri ne de afet sonrası hazırlığı ikna edici buluyoruz. Ne sorunlar değişiyor ne de güvenli yaşam kuracak adımlar atılıyor.
Siyasi iktidarın kentleşme ve imar politikaları bağlamındaki yaklaşımı ve doğal afetleri "kader" gibi gören anlayış ne yazık ki endişelerimizi artırıyor. Kentler deprem tehlikesine değil, ranta göre düzenleniyor."
"YAPI STOKU BİZİ ENDİŞELENDİRİYOR"
Endişeli olduklarını dile getiren Biçer, yapı üretim sürecinin endişeleri giderecek şekilde sağlıklı işlemediğinin farkında olduklarını, mevcut yapı stokunun da inşaat mühendisleri olarak kendilerini endişelendirdiğinin altını çizdi. TOKİ tarafından üretilen büyük konut projelerinin yapı denetim sisteminden muaf tutulmasının da endişe verici olduğunu kaydeden Biçer, "Deprem toplanma alanlarının imara açılması, yerel yönetimlerin rant odaklı projeler geliştirmesi ve deprem tehlikesinin görmezden gelinmesi endişelerimizi pekiştiriyor" dedi.
"ADANA İÇİN DE ENDİŞEMİZ VAR"
İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, "Adana ve bölgemiz özelinde de endişelerimiz devam ediyor.
Bölgemizin yapı stokunun problemli olduğunu, imar planlarının bölgenin deprem gerçeğine göre düzenlenmediğini biliyoruz. Yakın zamanda yaşadığımız depremi yeni bir uyarı olarak kabul edip yetkililerimizden bölgemizde alınacak önlemler üzerine duyarlı bir çalışma bekliyoruz. Bu çalışmaya katkı vermeye hazır olduğumuz da bilinmelidir" ifadesini kullandı.
"ENDİŞE İLE DEĞİL GÜVENLE BAKALIM"
Biçer, açıklamasının devamında da şu görüşleri dile getirdi; "Biz inşaat mühendisleri geleceğe endişeyle değil, güvenle bakmak istiyor ve bu istediğimizin her daim arkasında olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.
Ülkemizin ekonomik-sosyal-siyasal çalkantılı döneminde deprem tehlikesine dikkat çekmenin, deprem duyarlılığını artırmaya gayret etmenin toplumsal ve insani bir sorumluluk olduğunu biliyor ve bu sorumluluğu taşımaya kararlı olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz."
Adana Medya