Adem Yılmaz Ortaköy Hamamı'nı Türk spası yapacak!
Mimar Sinan'ın son eseri tarihi Ortaköy Hamamı'nı da alan Delta Mobilya'nın patronu Adem Yılmaz, orayı ise Türk spa'sı yapacakmış...
Günümüzde zenginliği ifade etmek için kullanılan 'Burjuvazi' kavramının geçmişi 13. yüzyıla kadar geri gider. Kökü 'Bourg-şehir' kelimesine dayanmaktadır. Ortaçağ Avrupa'sında şehir ve kasabalarda oturan ve geçimini zanaat veya ticaretten sağlayan kişilere 'Burgensis' denmesiyle gelişen bir tanımlamadır. Zamanla kent ve kasabalarda yaşayan ve geçimini ticaret- zanaatle sağlayan bağımsız toplumsal gruplar 'Burjuvazi' terimi ile ifade edilmeye başlanmıştır. Sanayi devrimi ile iyice palazlanan ve bulundukları şehir-kasabaların da dışına çıkan burjuvazi, tüm dünyaya yayılır olmuştur. Zamanla ülkelerin kendi yerli burjuvazileri de gelişmiştir. Yaygın olan kanaate göre burjuvazi önce parayı kazanır, ardından da onun bir kısmını sosyal sorumluluk gereği kültürel-sanatsal faaliyetler için harcar. Türkiye'deki burjuvazinin öncülerinden kabul edilen Koç, Sabancı ve Eczacıbaşı aileleri de bu kapsamda faaliyetler yapıyorlar. Haliç kıyısındaki Rahmi Koç Müzesi, Oya Eczacıbaşı'nın Salı Pazarı'nda canlandırdığı İstanbul Modern ve Emirgan sırtlarındaki Sabancı Müzesi bu kapsamda ilk akla gelenler. Koç, Sabancı ve Eczacıbaşı gibi öncüler yanında yeni girişimcilerin de bu kervana katıldığı dikkat çekiyor, hem de rekabetin en yoğun olduğu boğaz hattında...
Delta Mobilya'nın patronu Adem Yılmaz, boğazda bir zamanların gözde eğlence merkezi Laila'nın yerini ofis ve tasarım merkezi yapmış. 1500'lü yıllarda yapılan mekanın tarihi kimliğini koruyarak restore eden Yılmaz, burayı dünyanın ve Türkiye'nin önde gelen tasarımcılarının ürünlerinin sergileneceği bir tasarım merkezine dönüştürmüş. 1965-1971 yılları arasında profesyonel futbol oynayan, sonrasında bir gazetede sayfa sekreterliği, polis muhabirliği, spor muhabirliği ve spor yazarlığı da yapan Adem Yılmaz'ın 'Burjuvazi arenası'na dönüşen boğazda yeni projeleri de var. Mimar Sinan'ın son eseri tarihi Ortaköy Hamamı'nı da alan Yılmaz, orayı ise Türk spa'sı yapacakmış.
Fakat gazeteci-yazar Canan Barlas'a göre kültüre ve sanata yönelik yatırımlarına rağmen bu girişimcileri 'Gerçek burjuvazi' kabul etmek mümkün değil. Tek tek bireyleri değil, ancak aile olarak Koç, Sabancı ve Eczacıbaşı gibi öncüler de buna dahil...
Canan Barlas, 'Eğreti Burjuva' isimli kitabında Türkiye'dekileri Batı taklitçisi oldukları için eğreti burjuva olarak tanımlıyor. Barlas'a göre gerçek burjuva resmi ise şöyle: 'Öyle birikmiş ve bilgileşmiş ki, topluma, insanlara, hayata üstten bakabilir. Burjuvanın bir de krema tabakası vardır, dünyayı bilir, hangi yaşam tarzının içinde olduğunu bilir. İkramı, ikramın inceliklerini bilir. Hoşgörülüdür, bireyseldir, mütevazıdir. Resim, edebiyat, tarih, sanat, müzik merakı vardır ve malumatın ötesinde derin bilgi taşır. Bir Avrupalı burjuvaya baktığınızda bütün bunların üzerinden aktığını görebilirsiniz. Onun parayla ilişkisinin azaldığını da görebilirisiniz.'
Duyarsız çözülemez!
Bundan tam 15 yıl önce, 9 Ocak 1996'da ekonomi tarihimizdeki en büyük cinayet işlendi. Sabancı Holding'in 'Beyni' diye tanımlanan Özdemir Sabancı, katledildi. DHKP/C militanları Fehriye Erdal, İsmail Akkol ve Mustafa Duyar tarafından Sabancı Merkezi'nde gerçekleştirilen silahlı saldırıda Toyotasa Genel Müdürü Haluk Görgün ve Sekreter Nilgün Hasefe de yaşamını yitirdi. Sabancı'nın katili Mustafa Duyar ise, 15 şubat 1999 tarihinde Afyon E Tipi Kapalı Cezaevi'nde çıkan bir isyanda Karagümrük çetesi mensuplarınca kaldığı 5/A koğuşunda tabancayla vurularak öldürüldü. Can Dündar'ın iddialarına göre, Duyar'ın suikast ile ilgili konuşmak istemesi üzerine bakanlıktan röportaj izni alınmış ancak Can Dündar'ın yapacağı röportaj, dönemin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü tarafından mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle engellenmiş. Röportajı engelleyen 'Derin irade', Karagümrük çetesinin Afyon'a nakline izin vermiş, çete Afyon'a geldikten iki hafta sonra Duyar'ı öldürmüş. Ergenekon iddianamesinin delil klasörlerinde de bulunan ve 2 Eylül 2008 tarihinde basına da yansıyan bir videoda Karagümrük çetesi lideri Nuri Ergin'in sekiz yıl önce cezaevinde çıkardıkları isyan sırasında çekilen ve Özdemir Sabancı suikastının faili Mustafa Duyar'ı öldürme emrini kendisine Tuğgeneral Veli Küçük'ün verdiğini belirterek, 'Bu devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü, ben öldürdüm. şimdi canlı söylüyorum. Veli abiyi ara, Veli Küçük'ü ara. Bizi sor! Başka bir şey söylemiyorum' demesi dikkat çekicidir. Dolayısıyla Duyar cinayeti aydınlanmadan Sabancı suikastı çözülemez.
Yeni şafak/şÜKRULLAH DOLU - EKO VAKANÜVİS