24 / 11 / 2024

Ağaoğlu Şirketler Grubu Genel Müdürü Hasan Rahvalı: Sektörün prangaları çözülüyor!

Ağaoğlu Şirketler Grubu Genel Müdürü Hasan Rahvalı: Sektörün prangaları çözülüyor!

Son 10 yıldır ekonomimizdeki büyüme ve makro göstergelerdeki olumlu gelişmelerin sağlanan siyasi istikrar ve uygulanan isabetli ekonomik politikaların sonucunda oluştuğu genel kabul gören bir olgudur




 

Ağaoğlu Şirketler Grubu Genel Müdürü Hasan Rahvalı'nın Zaman gazetesinde yayınlanan yazısı şöyle;   "2012 yılında uygulamaya konulmakta olan teşvik paketi dışında, ekonomimizin çarklarını tıkayan ve kalkınmamızın önündeki en büyük engelleri oluşturan çağın gerekleri ve icaplarının dışında kalmış kanunlarımız revize edilerek günün koşullarına uygun hale getirilmekte. Bu düzenlemelerin 2012'nin ikinci yarısından itibaren Ekonomimizde son yıllarda örneği görülmeyen derecede olumlu gelişmeleri sağlayacağına hep birlikte şahit olacağız.   Yapısı itibarıyla emek yoğun bir durum arz eden inşaat sektörü eğitim almamış insan kaynağımızdan, sanat erbabı ustaya, ara elemana, teknisyene ve en üst düzeyde eğitim görmüş mimar, mühendis ve işletme yöneticisi gibi insan kaynağımıza kadar geniş bir yelpazeye istihdam sağlamaktadır. İnşaat işyerlerimizde doğrudan çalışan sayısı mevsimlik dalgalanma göstermektedir. SGK verilerine göre toplam 1 milyon 910 bin kişi ile rekor denebilecek sayıya ulaşmıştır. 2012 Temmuz ve Ağustos aylarında bu rakamın 2 milyon 100 binlere ulaşacağını beklemekteyiz. Sektöre malzeme tedarik eden sanayi işletmeleri ve nakliye kuruluşlarının istihdamı ile bu rakam 3 milyonun üzerinde gerçekleşecektir.   Bu şu anlama gelmektedir; ortalama hane halkı sayısı ile 12 milyonluk nüfusumuzun geçim kaynağını inşaat sektörü sağlamakta ve gelir dağılımı için bir sosyal denge görevini de ifa etmektedir. Bu yasa döviz kazandırıcı işlemleri hızlandıracak, cari açığa her yıl 10 milyar dolarlık katkı sağlayacak. Şu anda TBMM gündeminde bulunan ve kamuoyunda Mütekabiliyet Yasası olarak bilinen yabancıların gayrimenkul edinimlerinin önündeki en büyük engeli teşkil eden karşılıklılık ilkesi kaldırılıyor. ABD, İngiltere, Fransa gibi gelişmiş ülkelere baktığımızda bedelini ödeyen gerçek veya tüzel yabancı kişilerin ülke ayrımı yapılmaksızın mülk edinebildiklerini görmekteyiz.   Londra'da bir Rus vatandaşı Hyde Park'ın yanında bir rezidansın penthouse'u için 135 milyon paundu ödeyip dekorasyon için de 50 milyon paund harcıyor. Ayrıca her yıl 88 bin paund aidat ödeyecek. Bu ödemeleri yapabilenin o dairede yaşadığı süre alışveriş ve eğlence için harcayacağı parayı siz hesap edin. Bir İspanya seyahatimizde otelimize gece geç vakit ulaşmış, yol yorgunluğu ile hemen odalarımıza çekilmiştik. Sabah ezan sesi ile uyandım, önce rüya olduğunu düşündüm ancak ses çok yakından ve net geliyordu. Hazırlanıp çıktığımda otelin hemen karşısındaki mescidi gördüm. Suudi Arabistan Kralı'nın sarayı ve yanında bir mescit. Nerede İspanya'da dünya jet sosyetesinin uğrak yeri Marbella'da. Kralın edinim maliyeti hariç yıllık 150 milyon dolar bütçeli sarayı.   Bu örneklerin sayısını çoğaltabiliriz. Bizler bugüne kadar niye bu pencereden bakmadık demenin bir faydası yok, yanlışı bugün düzeltebiliriz. Çok şükür yasa, Adalet Komisyonu'ndan geçti, Meclis Genel Kurul gündemine alınacak.   Ancak yasa Taslağında düzeltilmesi gereken iki hususa dikkat çekmekte fayda görmekteyiz. Biri yasanın yürürlük tarihi diğeri mülk edinen kişilerin oturma izni alabilmeleri. Bu hususlar açısından yasanın işlerlik kazanması açısından son derece önem arzediyor. Oturma izni olmayan yabancı mülkü niçin edinmek ister   Bunu düşünmek zorundayız. Şu anda yürüyen projelerden yapılan ön satışların toplamı sadece bir şirkette bin adede ulaşmış durumda hasılatta 300 milyon doları buluyor. Eksik çıkacak yasanın yabancının iştahını kaçırabileceğini, hazırlanacak yönetmeliklerin süratle ve şimdiden düzenlenmesini beklemekteyiz. Yürürlükteki İmar yasası ve yönetmeliklere göre bir arsa satın zaman mevcut imar planına göre imar durum belgesi alınmaktadır. Bu belge proje geliştiricinin arsa üzerinde nekadar inşaat yapabieceğini gösteren resmi belge hüviyetindedir. Daha sonra imar durumundaki kriterlere göre hazırlanan proje yapı ruhsatı belgesine bağlanmaktadır.   Yapı ruhsatı projenin imar planına ve yönetmeliklere uygun olarak hazırlandığını tescil eden resmi bir belgedir. Bu belgenin verilmesini müteakip süresi içinde inşaatını yapan ve projeye ve yönetmeliklere uygun imalat yapan müteahhidin haklarını sınırlandırılmamalıdır. Müktesep Hakkın imar durumu belgesi ile kazanılmış hakların korunması hususunun 3194 sayılı imar kanunu ve yönetmeliklerinde sağlanması için düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Resmi Kurumlarca verilen belgeye güven sağlanması girişimcinin yeni projeler geliştirme iştahını artıracaktır."

Geri Dön