Ahmet Ercan: Kentsel dönüşüm Türkiye'nin en büyük tasarısıdır!
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, beklenen Marmara Depremi’nin 2029 ile 2045 tarihleri arasında olabileceğini, büyüklüğünün ise 6,4- 6,7 arasında beklendiğini ifade etti...
Ercan, 1999 depremi sonrasında bir çok deprem tahmincisi tarafından ortaya bir çok deprem tarihi atıldığını, bunların hiçbirinin bilimsellikle ilgisinin bulunmadığını belirterek, kendisinin 2 deprem kestiriminde bulunduğunu ifade etti. Birisinin gerginlik birikiminden diğerinin ise 4 bin yıllık depremsellikten kaynaklandığını; gerginlik birikimine göre 2029’dan önce, depremsellikten ise 2045’den önce deprem olmayacağı öngörüsüne ulaştığını ifade etti. Ayrıca Marmara Denizi’nin tamamını tek bir deprem bölgesi olarak ele almak gerektiğini, Gölcük Depremi’nin aynı anda bizim beklediğimiz Marmara Depremi olduğunu söyleyen Ercan ‘‘Gölcük Depremi’nde bizim beklentimizin üzerinde bir gerginlik boşalması oldu. Depremin düzeltilmiş büyüklüğü 7,5 yüzey dalgası büyüklüğü ise 7,8′dir. Boşalan gerginlik miktarı 132 atom bombasına denktir. 180 kilometrelik bir bölümü de kırmıştır. Yani bu fay Armutlu açıklarına kadar kırılmıştır. Yalova’da da balık kılçığı biçiminde bir kırık oluşmuştur. Birisi Yalova önünden geçti. Diğeri ise Çiftlikköy’den Bostancı istikametine kırıldı. Bir tanesi de adaları kıstırdı. Hem doğu hem de batısından Heybeliada’ya kadar kırdı. Şimdi gerginlik Heybeliada’nın olduğu yerden doğu-batı yönünde İstanbul’a doğru basınç uyguluyor. Yalovalıları korkutmak gibi bir niyetim yok ama gerçekleri de söylemem gerekiyor. 1894 Adalar Depremi’nin benzerini bekliyorum. Aşağı yukarı depremin olacağı yer Sivriada ile Küçükcekmece’nin önü olacaktır. 7 ila 10 kilometre derinlikte meydana gelecektir. Büyüklüğü de hiç beklenen gibi büyük olmayacaktır. 6,4 ila 6,7 arasında bir büyüklük olabilir. Daha büyük bir deprem olması benim açımdan çok şaşırtıcı olur. Bu oranda bir gerginlik birikimi yok ki 8-8,5 gibi uçuk bir deprem üretsin. Kurgular hep çok büyük deprem olacak, 200 bin, 500 bin kişi ölecek dese de bunlar bilimsel dayanağı olmayan, çığırtkanca açıklamalardır. Tek bir deprem olmayacak. Bir deprem içinde 2-3 deprem olacak. Aynı Gölcük Depremi’nde olduğu gibi. Marmara Ereğlisi’nin önünde de denizden 10-15 kilometre içerde olacak. Bu, Yalova’ya 15 kilometre yaklaşacak demektir. Bu da depremin Yalova’dan 45 kilometre açıkta olması demektir. Gölcük Depremi kadar uzakta ama bu kez kuzeyde bir deprem olacak. Bu deprem hem kuzeybatıdan vuracak Yalova’yı hem de doğu-batı doğrultusunda vuracak. Yalova Gölcük Depremi’ni atlattı ama Kuzey Marmara Depremi’ni bekliyor. Ben Yalova odaklı bir deprem beklemiyorum. Marmara Depremi‘nde Yalova’da bir kırık oluşmayacak belki ama sarsıntı Yalova’yı da etkisi altına alacak. Kocaeli’yi, Bursa’yı, Orhangazi’yi de etkisi altına alacak’’ diyerek güçlendirilmemiş, mühendislik hizmeti almamış, kötü yapılarda yıkım olacağı konusunda uyardı.
” Türkiye’de Kentsel Dönüşümle Çağ Atlanıyor”
Türk halkının deprem konusunda ciddi bir bilgi birikimine ulaştığını söyleyen Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Şimdi Türkiye büyük bir atılım başlattı. -1999 Depremi’nden beri hiçbir şey yapmadık- sözü fevkalade yanlış. 1999 Depremi’nden beri Türkiye Cumhuriyeti çok şey yapmıştır. Her şeyden önce basınımızla biz depremciler arasında imzalanmamış bir sözleşme ile bilgi akışı başladı. Biz basın yolu ile tüm bildiklerimizi anlattık.
Kentsel dönüşüm ve TOKİ’den övgüyle söz eden Prof. Dr. Ahmet Ercan 1999 depreminden sonra yapılan en önemli işlerden birisinin deprem vergisi konulması olduğunu söyleyerek, insanların halen bu vergiyi ödediğini, ve bu fondaki paralarla Yalova’da ve diğer deprem bölgelerinde deprem konutları yapıldığını ifade etti. Ercan, ‘‘Dünyanın hiçbir yerinde 2 yıl ödemesiz, 20 yıl vadeyle, faizsiz, ayda 100 TL ile ev sahibi olan kimse yok. Biz yermeyi biliyor, övmeyi bilmiyoruz. Deprem siyasi konu yapılamaz. Kentsel dönüşüm siyasi malzeme yapılamaz. Kentsel dönüşüm tasarısı Türkiye’nin en büyük tasarısıdır’’ dedi.
Prof. Dr. Ahmet Ercan, Türkiye’nin bu tasarıyla büyük bir çağ atlayacağını, yönetimin bilimsel olarak çok büyük aşama kaydederek, bilim adamlarının görüşlerini aldığını ifade ederek, Afet Kanunu’nun çıktığını belirtti. Kentsel Dönüşüm Kanunu’nun en önemli getirilerinden birisinin de sadece yapıya değil, yerin yapısına da bakılması olduğunu belirterek ‘‘Türkiye’de yıkılan her 5 yapıdan birisi yer bozuk olduğu için yıkıldı” şeklinde konuştu.
The Epoch Times