Ahmet Kırman: Krizde inşaat bizi sarstı
Ahmet Kırman Krizin etkilerini en çok otomotiv ve inşaat sektörüne yönelik üretim faaliyetlerinde hissettiklerini belirtti
Tam 25 yıl boyunca adım adım ilerlediği bankacılık sektörünü iki yıl önce geride bırakarak, Türkiye'nin yanı sıra 6 ülkede üretim yapan ve ürünlerini 140 ülkeye pazarlayan, 18 bin çalışanlı sanayi devinin başına bilfiil icracı olarak geçen Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üyesi Ahmet Kırman, bugünlerde sadece çocukların sapanla kırabileceği bir cam üretmeyi hayal ediyor!!! Krizde en çok inşaat ve otomotivdeki daralmadan etkilendiklerini belirten Kırman, "Çocuklar eskisi gibi artık sapanla da cam kırmıyor" diyerek esprili bir dille dile getiriyor durumu. Krizin neden olduğu tüm sıkıntılar ve talep daralmasına rağmen istihdamı ve üretimde Türkiye, Rusya, Bulgaristan, Bosna, Gürcistan, Mısır, İtalya'yı da kapsayan coğrafyadaki güçlü konumu koruduklarını belirten Kırman, "Ciro bakımından dünyanın ilk on cam şirketi arasında bulunan Şişecam'ın bu coğrafyada lider olmak için çok çaba sarf ediyor" dedi.
Hiç kırılmayan camı da üretiriz
Bir şehir efsanesi olan "Aslında hiç kırılmayan cam üretildi ama cam şirketleri zarar etmesin diye açıklanmıyor" söylentileri için "Hiç zarar görmeyen bir cam var mı bilmiyorum. Olsaydı hiç şüpheniz olmasın biz de üretirdik, amaç vatandaşa hizmet" diyen Kırman, böyle bir durumda zarar etmeyeceklerine inanıyor. "Olaya bir de iyi tarafından bakmak lazım, milyonlarca kişi mevcut camlarını kırılmayan yeni camlarla değiştirecek. Yeni fabrikalar kurmak gerekecek" diyen Kırman, bu değişim sonrasında gerekirse başka bir şey üreteceklerini söyledi. Kırman, "Ancak sadece sapanla kırılabilen ama başka yolla kırılamayan bir cam üretmek iyi fikir gibi görünüyor. Eski günlerdeki gibi çocuklar yine camları rahatça kırsın diye" dedi.
Krizi iyi yönettik
Krizden finansal sistemin etkilenmemiş olmasının reel sektörün etkilenmediği anlamına gelmediğini vurgulayan Kırman, "Eskiden farklı olarak 140'dan fazla ülkeye ihracat yapmamıza, değişik ülkelerde faaliyette bulunmamıza karşın talebin her yerde gerilemesi bizi önceki dönemlerden farklı olarak etkiledi. Ama bu süreçte pozisyonumuzu iyi koruduğumuzu, krizi iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Sonuçlarsa beklentilerimizin altında. Çünkü 2008 sonunda başlayan ve 2009 da devam eden bozulma özellikle ilk üç ayda fazlasıyla hissedildi, ikinci üç aylık denemde de göreceli olarak iyileşmeye karşın bu bozulma sürdü. Şimdi yavaş, yavaş toparlanma başlıyor" diye konuştu.
Eninde sonunda krizden çıkılacak bir noktanın olduğunu ve o zaman da bu süreçte pozisyonunu geliştirebilen oyuncunun daha güçlü olacağını ifade eden Kırman, şu değerlendirmelerde bulundu: "Krizde yatırımlarımızı durdurmadan, optimum harcama düzeyini ayarlamak suretiyle yolumuza devam ediyoruz. Örneğin, gelecek açısından çok önemli olduğu kabul gören güneş enerjisi üretiminin temel taşlarından enerji camı üretimi için Mersin'de 40 milyon euroluk yatırımımızı sürdürüyoruz. Orta Vadeli Program'da kamunun kendi sorunlarına odaklanacağı bir yaklaşım ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bu döneme ilişkin çok dikkatli planlama yapmak zorundayız. Üretimimizi dengelemek başta olmak üzere rekabet edebilme yeteneğimizi ayakta tutacağız. Tüm masraf kısıcı önlemler uygulanacak, maliyetler daha da aşağı çekilmeye çalışılacak. Bu yılı da planladığımız kadar olmamakla birlikte kârlı bitireceğimizi düşünüyorum."
Rusya beklentinin üzerinde küçüldü
İstihdamın kriz döneminde olduğu gibi düzelme süreci ve sonrasında da önemini koruyacağını belirten Kırman, Şişecam olarak ekonomik sorunlarla mücadele ederken istihdamı mümkün olduğu kadar muhafaza etmeye çalıştıklarını söyledi. Çalışanların anlayışı ve zorlukları paylaşımcı yaklaşımıyla bu konuda başarılı olduklarını söyleyen Kırman, krizi en çok otomotiv ve inşaat sektörü ile ilgili alanlarda hissettiklerini söyledi. Kırman, "Otomotiv çok sert iniş ve çıkışlar yaşayabiliyor. Şişecam da otomotiv konusunda çok önemli bir üretici ve kalitesi ile dünya ölçeğindeki otomotiv üreticileri ile çalışıyor. Ayrıca düzcam talebi düşünce üretimi de etkilendi. İnşaat sektörü yavaşlıyor. Ambalaj konusunda da etkilenme oldu, çünkü insanlar içecek, yiyecek dahil tüketimlerini hemen farklılaştırıyorlar. Züccaciye ise görece olarak daha az etkilendi. Rusya pazarı ise bizim beklentimizin üzerinde bir yavaşlama gösterdi. Rusya'da bira, votka talebinde ciddi düşüş oldu. Bunun yanı sıra talebin yönlendirmesi ile maliyet unsuruna bağlı olarak plastik ambalaja yönelme oldu. Rus insanı da içecek tüketiminde bizim umduğumuzdan daha büyük bir gerileme gösterdi" diye konuştu.
Türkiye pazarında düzelme emarelerinin görülmeye başladığını kaydeden Kırman, "Kıyaslama yapacak olursak bu aşamada toparlanma Rusya'da daha yavaş" dedi.
Ciro hedefi revize edilecek
Şişecam'ın yatırım konusunda belli bir doygunluğa ulaştığını ve bugün atılan adımlarının çoğunun stratejik olduğunu belirten Kırman, "Bu yıl için planlanan yatırımlarımızı, yayarak ve öncelikleri tekrar gözden geçirerek yaptığımızdan daha düşük seviyelerde hayata geçirdik. İlk yarıda 100 milyon doları aşan bir tutarda yatırım harcaması yaptık" dedi. Şişecam'ın cirosunun 4 yıl içinde 5 milyar dolara cıkarılması ile ilgili hedefi kriz nedeniyle gözden geçireceklerini de vurgulayan Kırman, "Özellikle yüksek belirlediğimiz hedeflerin, krizden çıkma trendine girilince tekrar değerlendirmesi gerekiyor ve plan dönemine girdik. Dünya piyasalarındaki beklentiler, kamunun alacağı pozisyon gibi birçok faktörü değerlendirip, elde ettiğimiz sonuçlarla bunu yenileyeceğiz. Çünkü 5 milyar dolar gibi bir hedefi yavaş düzeleceği tüm dünya genelinde kabul gören bir ekonomik gidişatta yakalamak güç olabilir" açıklamasında bulundu.
27 yılda hiç sıkılmadım nöbetimi tamamlayacağım
İş Bankası Grubu'nda geçen 27 yılın, akademisyenlikle gerçek hayatı birleştirme imkânı tanıdığı, teoriyi pratiğe aktarma imkanı yarattığı için herkese nasip olmayacağını ve bu açıdan kendisini çok şanslı bulduğunu söyleyen Ahmet Kırman, "Bu nedenle İş Grubundaki 27 yıllık bu tecrübe beni fazlasıyla mutlu eden, enerjimi artıran bir anlam taşıyor ve böyle kurumlarda sıkılmaya vakit bulmak mümkün değil" dedi. Kurumsallığın temelinde kurumların devamlılığının esas olduğunu hatırlatan Kırman, İş Bankası Grubu'nda "Herkes 35 yımlını doldurunca emekli olur" kuralı ile ilgili olarak ise "Çalışanların bu devamlılık içerisinde tamamlayıcı ve kurumu taşıyıcı bir pozisyonu vardır. Bu nedenle görevini tamamlayan herkes yeni gelenlere yol vermek, yol açmak durumundadır. Dolayısıyla bu grubu katkıda bulunduğuma inanıldığı, benim de bu katkıyı sürdüreceğine ilişkin inancımın devam ettiği sürece çalışıp, nöbetimi tamamlayacağım" değerlendirmesinde bulundu.
Sanayicilik heyecan kattı
Bir banka ile sanayi şirketinin başında olmak anlamında çok ciddi farklılıklar olduğunu belirten Kırman, İş Bankası'nda geçen 9 yıllık yönetim kurulu başkanlığı döneminde ya da öncesinde hiçbir zaman müşteri ile karşılaşmadığını belirterek, "Müşteriye üretsin diye yaptığımız finansla gerçekleştirilen ürün aşamalarını yaşamadım, hissetmedim. Üretimine önayak olduğumuz işleri de göremedim. Yani bir yere kredi verirken, dosya üzerinde inceliyor, önerilerde bulunuyorsunuz. Ama burada kredi alıp, bunu edip somut bir varlığa dönüştürmek çok farklı. Bu dönüşümdeki zorluklar da yaşanmadan anlaşılmıyor. Ayrıca üretimi yapmakla da bitmiyor iş, bir de ürünü satmak zorundasınız. Dolayısıyla arada ciddi bir fark var ve bunun yarattığı tecrübe, verdiği enerji çok farklı. Sanayiciliğin zor ama daha heyecanlı olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Piyasa değerimiz gerçeği yansıtmıyor
Bugün itibariyle 1.1 milyar dolarlık piyasa değerinin Şişecam'ın gerçeğini yansıtmadığını belirten Ahmet Kırman, "Kriz dönemlerinde borsalardaki fiyatlamanın sağlıklı olmasından bahsetmek güç ama krizleri bir yana bıraktığımızda bile, oluşan fiyatların Şişecam'ın gerçek değerini yansıtmadığı inancındayım" dedi. Bu durumun sanayı şirketi olmanın bir sonucu gibi algılanabileceğini belirten Kırman, "Diğer taraftan uzun vadede herkes Şişecam'a yatırım yapılması konusunda hemfikir. Bizim şirketlerimizin içine koyduğumuz varlıklara baksak bu piyasa değerinin çok üzerinde olduğu görülebilir" açıklamasında bulundu. Sadece Yenişehir'e yapılan iki düz cam, üç ambalaj fırını için yapılan harcamanın 1 milyar dolar olduğunu ifade eden Kırman, Referans'a şu değerlendirmelerde bulundu: "Ciromuz, varlık borç rasyolarımız, likiditemiz, daha yukarıda bir piyasa değerini hak ettiğimizi gösteriyor. Kanımca, gözden kaçan bir başka nokta da üretim yelpazemiz ve uluslararası alanda faaliyet gösteriyor olmamız. Camın tüm ürünlerini üretmenin yanı sıra bunun hammaddesini de üretebiliyoruz ve bu üretimleri belirli bir coğrafyada birbirini tamamlayacak biçimde hayata geçiriyoruz. Yani dengeleme faktörleri bizde çok daha akılcı çalışabiliyor. Bu ekonomik krizin yarattığı konsolidasyonlar, çökmeler, üreticilerin farklı noktalara gelmesi hala devam ediyor. Bunlar dikkate alındığında bu politikaları üreten, bu coğrafyanın önemli bir aktörü konumunda bulunan Şişe Cam'ın piyasada değerinin buralarda olmaması gerekiyor."
IMF, disiplin için değil finansman için gerekli
Orta Vadeli Program'ın süratle somutlaştırılması gerektiğini vurgulayan Ahmet Kırman, "Bu noktada IMF ile ilişkilerin varlığına duyulan ihtiyacın, bizi disipline eden birilerini aramaktan kaynaklanması kadar anlaşılamayan bir yaklaşım yok. Ancak finansman temini açısından ve maliyetlere yansıması bakımından konunun ele alınması mümkün" dedi. Ancak gelinen noktada finansman temini ile ilgili sıkıntıların hafiflemeye başladığını kaydeden Kırman, "Bu anlamda IMF ile anlaşmak ya da anlaşmamak şeklindeki her iki alternatif de aynı ağırlıkta tercih edilebilir" diye konuştu. Düzelmenin özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha yavaş gerçekleşeceği tahmininde bulunan Kırman, "OVP açısından ayrıntılar belirlendiğinde, kamu kesiminin sadece kendisi açısından bir yol haritası çizmesi gibi bir çözüm geliştirilmesi kanımca reel sektör açısından düzelmenin düz bir çizgi izlemesine hatta geriye doğru gitmesine neden olabilecektir. Dolayısıyla reel sektör faaliyetlerini özellikle istihdam odaklı olarak yönlendirmek ve desteklemek fikrini içeren çözümler önemli. Reel sektörün sağlığına kavuşması sürecinde mali canlandırma anlamında kamunun üzerine düşeni yerine getirme konusunda çekingenlik göstermesi hatalı olur" dedi.
Elif Batu Yener/Referans