Ahmet Kul: Arsa ve arazi doğru yerde çok iyi yatırımdır
İş hayatına peştemal satarak atılan Kullar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kul, bu günlerde Autoport'un keyfini sürüyor
- Ahmet Kul, bugünlerde Autoport ile gündemde. Ama, onun bugünlere gelmesi kendi deyişiyle pek de kolay olmamış. Tekstilde başarıyı yakalamak için arabasını satıp işe otobüsle gidip gelen Kul, bugün hem ilk göz ağrısı olan tekstilde hem de serde Trabzonluluk olduğu için girmeden edemediği inşaatta oldukça başarılı işlere imza atıyor
Kullar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kul, bugünlerde 126 bin metrekarelik otomobil alışveriş merkezi projesi olan Autoport ile gündemde. Gül İnşaat ile ortak yaptığı bu proje dışında 'Lavinya' serisi pek çok konut projesi de var. Serinin devamı da gelecek gibi görünüyor. Aslında peştemal ticaretiyle yola çıkan, sonra geleceği İstanbul'da görerek buraya adım atan Kul, piyasada tekstildeki iddiasıyla da tanınıyor. Özellikle örme kumaşta ABD ve AB piyasası için üretimiyle tanınan Kul'un İstanbul'da başarılı olmak için arabasını satıp otobüsle işe gidip geldiği günlerden bugünlere kadar uzanan hayat hikayesini ve geleceği konuştuk
- Sizin hikayeniz nasıl başlıyor?
1956 yılında Trabzon Çarşıbaşı'nda dünyaya geldim. Kaledibi İlkokulu, Cumhuriyet Ortaokulu ve Trabzon Lisesi'ni bitirdim. Üniversite sınavlarında Erzurum ve Eskişehir'de çeşitli bölümleri kazandım. Siyasal olayların yoğun olduğu dönemlerdi. Askere gitmeyi tercih ettim. Liseyi bitirince ticarete başlamıştım. Askere gidinceye kadar devam ettim.
TRABZON'DA PEŞTAMALLA ÇIKTI YOLA, KOCAELİ'DE ÖRME KUMAŞLA DEVAM ETTİ
- Ne iş yapıyordunuz?
Başa ve bele sarılan yöresel kıyafetleri yapıyordum. Peştamal ve keşan imalatı...
- Sonra?
Askere gittim ve geldim. Abimle beraber işleri büyüttük. İstanbul, Adana, Gaziantep ve Kahramanmaraş'tan iplik alıyorduk. Bunlardan peştamal ve keşan yapıyorduk. Gördüm ki bu işi yapmak için Trabzon doğru yer değil; İstanbul'da yapmak gerekiyor. Bunun üzerine İstanbul'a yerleşme kararı aldım. Mahmutpaşa'ya geldim. Tarakçı Caddesi'nde iplik alım satımı yapmaya başladım. İplik ticaretinde kendimizi çok iyi geliştirdik. O zamanlar fabrika kurmak isteyenlere ciddi teşvikler vardı. Kahramanmaraş'ta Birteks adıyla iplik fabrikası kurduk. Bir taarftan iplik ticareti yapıyordum, bir taraftan da üretim... Kahramanmaraş'a gidip gelmek zor oluyordu, 1998 yılında iplik fabrikasını sattık. İplik ticaretine devam ettik. Kırklareli Organize Sanayi Bölgesi'nde bir iplik fabrikası kurduk. Bir taraftan da bu işin iplikle olmayacağını anladık. Bağcılar'da bir örme fabrikası kurmuştuk. Sonra Avcılar'a taşındık. Örme kumaşta Türkiye'nin ilk işlerini yaptık. Kısa sürede büyük başarılara imza attık.
HER TRABZONLU İNŞAATÇI DOĞAR
- İnşaata nasıl başladınız?
O yıllar tekstilin iyi zamanlarıydı. İyi paralar kazanıyorduk. Tekstilden kazandığımız paralarla, yumurtaları aynı sepete koymamak adına arsa ve arazi yatırımı yapmaya karar verdik.
- Tabii genlerde Trabzonluluk olunca inşaattan ayrı kalmaya dayanamadınız...
Aynen öyle oldu. Her Trabzonlu inşaatçı doğar. Aklımızın bir köşesinde hep inşaat vardı. Ama arsaları inşaat yaparız, düşüncesiyle almadık. E-5 üzerinin prim yapacağını anladık. İstanbul o zamanlar Avcılar ve ötesine doğru gelişiyordu. Bu gelişme, arsa ve arazilerin iyi prim yapmasını sağlayacaktı. Bunu öngördük. Toplamda 75 bin metrekare alanı 1990'lı yıllarda 10 milyon dolar civarında paraya satın aldık. Bugün aynı arsaların değeri 100 milyon dolar civarında. Sadece İstanbul'da değil, Trabzon'da da arsa ve arazi yatırımı yaptık. Trabzon'da Form Alışveriş Merkezi'nin yapıldığı 90 bin metrekarelik arazi de bizimdi. Oraya bir alışveriş merkezi yapmayı planlamıştık. Siyasi nedenlerle engellendi. Biz de sattık. Hem de çok ucuz fiyata. Satarken ucuza sattığımızı biliyorduk. Ama Trabzon'un iyi bir alışveriş merkezine ihtiyacı vardı. Bu ihtiyaç karşılansın istedik. Trabzon'a dolaylı olarak bir katkımızın olmasını istedik.
ARABAMIZI SATTIK OTOBÜSLE İŞE GİTTİK
- İyi bir arsa yatırımcısı olduğunuza göre, "En iyi yatırım arsadır" diyor musunuz?
Geriye dönüp baktığımızda iyi işler yaptığımızı görüyoruz. Önemli olan 'damlaya damlaya göl olduğu' gerçeği. Herkes yatlarda ve yalılarda yaşarken biz gece gündüz çalıştık. İstanbul'a geldik. Ev parasını sermaye yaptık. Beş yıl kirada oturduk. Arabalarımızı sattık minibüslerle ve otobüslerle işe gidip geldik... Bir dönem büyüyebilmek için bunu yapmamız gerekiyordu. Bu tasarruf alışkanlığı bizi arsa ve arazi yatırımına yönlendirdi. Arsa ve arazi doğru yerde alınırsa çok iyi bir yatırımdır.
- Tekstilde işler nasıl gidiyor?
İki fabrikamız var. Yıllık 70-80 milyon TL ciro gerçekleştiriyoruz. Rutine bindi. İplik ve örme alanında AB ve ABD'ye ihracat yapıyoruz.
- Bir de enerji de yatırımlarınız vardı...
Evet. Erzurum Aşkale ve Tortum'da 20 milyon dolarlık bir yatırım... Üzerinde çalışıyoruz. Rantabl proje bulursak enerjide de büyümeyi düşünüyoruz.
LAVİNYA'LAR ARKA ARKAYA GELİYOR
- Emlakta neler var?
Autoport'ta Gül İnşaat ile yüzde 50-50 ortağız. 120 milyon dolarlık proje değeri var ve iddiamız oldukça büyük. Haramidere'de 21 bin metrekare arsa üzerinde 126 bin metrekarelik bir alışveriş merkezi olarak hayata geçireceğiz. Bu arada Lavinya ön isimli dört proje üzerindeki çalışmalarımız sürüyor. Bir kısmında ortağız, bir kısmında tek başına harekete diyoruz. Mesela, Lavinya Park bunlardan biri. Proje değeri 25 milyon dolar. 108 butik konut, 13 dükkan ve 1 mağazadan oluşuyor. Ginze Lavinya adındaki projemizde ise Keleşler İnşaat ile ortağız. 70 milyon dolarlık bir proje ve 444 bağımsız bölüm yer alıyor. Lavinya City yine tek başımıza gerçekleştireceğimiz projelerden. Beylikdüzü'ndeki bu proje400'ün üzerinde bağımsız bölümden oluşuyor. Residence, ofis ve homeofis ağırlıklı. Proje değeri ise 50 milyon dolar. Lavinya Garden'ı da Gürpınar'da yapıyoruz. İki dükkan ve 40 konutan oluşan butik proje 10 milyon dolar büyüklüğünde. Bu arada Avcılar'da 10 bin metrekarelik bir arsamız var. Ne yapacağımıza henüz karar vermedik.
Bir taraftan da arsa ve arazi arayışımız sürüyor. Makul ve mantıklı fiyattan bulursak alırız.
BİR OĞLU İNŞAATI, DİĞER OĞLU TEKSTİLİ YÖNETİYOR
- Bir gününüz nasıl geçiyor?
Sabahları 07.00 ile 08.00 arasında kalkıyorum. Kahvaltıyı evde yapıyorum. Fabrikaya gitmem gerekiyorsa fabrikaya, şantiyelere gitmem gerekiyorsa şantiyelere gidiyorum. Akşam nasıl oluyor anlamıyorum. Bir gün yetmiyor. Kırklareli'nde dağ evimiz ve Ataköy Marina'da yatımız var. Fırsat bulursam gitmeye çalışıyorum.
- Çocuklarınız?
İki oğlum var. Cengiz 28 yaşında, pazarlama okumayı tercih etti. Tekstil işlerimizin başında. Yavuz şu anda 21 yaşında. Uluslararası ilişkiler okudu. O da inşaat işlerini yönetiyor.
Tebernüş Kireçci